9. Bölüm "Bi Sorun Var, Ama Ne?"

Start from the beginning
                                    

"N'oldu az önce?" Dirseklerinin üstünde doğrulmaya çalıştı ve başardığı an dişlerini sıkıp başına götürdü elini muhtemelen birden hissettiği ağrı yüzünden. "Siktir."



"Uyuyor musun diye elimi uzattım ama dengemi kaybettim üzgünüm." Dizlerimin üstüne oturmuştum. O ise hala başını tutuyordu.



"Neyin var?" Merakla sordum. "Dün çok mu içtin?"



"Hayır." Kısaca cevaplayıp dizlerini kendine çekti ve iyice doğruldu. Hala dişlerini sıkıyordu. "Çok içmedim aslında."



"Bugün şey yap... Evde dinlen."

Ayağa kalkıp uyanır uyanmaz çıkabildiğim en yüksek hızımla mutfağa ilerlerken sordum. "Aç mısın?" Sonra kendi sorduğum soruya güldüm ve düzelttim hızlıca. "Yani daha doğrusu ne yemek istersin? Aç mısın doğru soru değildi."





Gülümsedi o da bana bakarken. "Fark etmez." Sonra ayağa kalkıp peşimden geldi. "Duştayım."



Mutfağa girip buzdolabını açtım ve yenebilecek şeylere göz attım. Daha alalı iki gün olan şeyler bile bitmek üzereydi. Yenebilecek çok da fazla şey yoktu kısacası.



Akşamdan beri hala cebimde olan telefonu çıkarıp restoran numaralarına göz attım. Ama vazgeçip pizza sipariş etmeye karar vermiştim saat daha sabah 9'u gösterse bile. Dersim yokken biraz keyif yapmak istiyordum evde. Hem Jongin de seviyordu. Evet, yerdik birlikte geç de olsa başarımızı kutlarken.



Salona giderken iki orta boy siparişimi telefonda adama istediğim malzemelerle birlikte aktarırken banyoda suyun açıldığını duymuş ve istemeden o yöne bakmıştım aynı anda. Sonra tekrar dikkatimi telefondaki adama verip hızlıca siparişi tamamladım.



15-20 dakika içinde siparişi teslim aldım kapıdan. O arada Jongin odada giyiniyordu. Kitaplığın kenarında duran sehpayı kanepenin önüne çekip pizzaları üstüne koydum.



"Çabuk ol bitecek."



Bir dilim alıp yerken bi müzik kanalı açtım. İkisi iyi gidiyordu.



Dakikalar içinde Jongin kapıdan eşofmanları, boynunda baş havlusu ve ıslak saçlarıyla çıktı. Yanıma gelirken yüzünde tuhaf bir ifade sezmiştim. Canı sıkkın gibiydi sabahtan beri. Pizzaya boş gözlerle bakıyordu. Ve haliyle bu beni biraz korkutmuştu.



"Neyin var?" Bağdaş kurup oturmuş, yüzünü inceliyordum. "Pizza var burda, bak! Tanıyamadın mı? Suratının hali ne?"



"Görüyorum." Gülümsedi. "Midemi üşüttüm galiba. Biraz dinlensem geçer."



Gelip yanıma oturdu ve ve tuhaf bir şekilde arkasına yaslandı pizzaya saldırmak yerine. Aynı boş gözlerle televizyona bakıyordu. Ben de dikkatle şüpheli hareketlerini gözlemliyordum.



"Üstünü örtmezsen üşütürsün tabii. Bak ben burda uyursam bi dahakine beni uyandır ya da git içerde yat."



Yorgun gözlerle olur anlamında başını salladı.



"Bak ciddiyim. Neyin var senin?" Üsteledim yüzüne bakarken. Belli ki canını sıkan bir şeyler vardı.



"Bi şeyim yok dedim." Gözlerini bana çevirdi sönük bir gülümsemeyle. Sonra dizlerini kendine çekip boş gözlerle televizyon izlemeye devam etti.



"Dizleri tutarak oturmanın depresyon belirtisi olduğunu duydun mu hiç?"



Sonunda dişlerini göstererek gülmüştü. "Boşver beni, ne yaptınız dün? Her şey yolundaydı değil mi?"



Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now