"Bak sen de beni unutamamışsın, belli, benden sonra sevgilin de yok, demek ki sen de benim gibi hala aşıksın" dedikleri karşısında içime nedense bir garip sancı girdi. Demek Burcunun eski sevgilisiydi. Peki bu tipin burada ne işi vardı ki?

"Batu, beni daha fazla delirtme, yıkıl git gözlerimin önünden. Sana şu anda nefret ve öfkeden başka bir şey hissetmiyorum! Buraya nasıl geldin, neden geldin bilmiyorum, ama bir olay çıkarmamış buradan gitsen iyi edersin!"

"Beni sevmediğini söylemeden şuradan şuraya gitmem!"

"Ya sen hakketen delisin, ben nasıl seninle iki yıl birlikte olmuşum? Sevmiyorum, oğlum, sevmiyorum, nefret ediyorum, yüzünü bile görmek istemiyorum!" Birden çocuk Burcunun kolundan tuttuğunda oraya koşup çocuğa bir kafa atmamak için kendimi zor tuttum.

"Sana inanmıyorum!"

"O artık senin problemin. Hem sevgilim olmadığını da nerden çıkarttın? Bu konu seni ilgilendirmez, ama var, bir sevgilim var!" Burcunun dediği sözler karşısında kaşlarım kalktı. Sevgilisi olmadığını biliyordum ve belli ki çocuktan kurtulmak için o yolu seçmişti. Yüzüme sinsi bir gülümseme oturdu. İşte olaya dalmak için elime bir şans geçti. Sigarayı yere atıp ayağımın altında ezdim ve Burcuları olduğu tarafa bakarak sırıttım. Oyun zamanıydı.

"İnanmıyorum! Dediğin hiç bir şeye inanmıyorum!"

"Ya bıraksana kolumu, hayvan heri-"

"Burcum? Noluyor burda, canım?" Onlara yaklaşıp kocaman gülümsemeyle bana şaşkın şaşkın bakan Burcuya baktım. Gözlerim Batu herifine kaydığında yüzüm ciddileşti, sertçe yüzüne baktım.

"Sen de kimsin ve neden benim sevgilimin kolunu tutuyorsun?" Tonum o kadar soğuktu ki, çocuk korkusundan mı, ya şaşkınlığından mı bir anda Burcunun kolunu bıraktı. Burcuya yaklaşarak bir elimi omuzuna attım ve sırıtarak yüzüne baktım.

"Aşkım, bizi tanıştırmayacak mısın?" Burcu hala şoktaydı, sanırım.

"Ya sen naptığını sanıyorsun?" Sadece benim duyacağım şekilde fısıldadı.

"Seni kurtarıyorum" ben de diyip yeniden soğuk gülümseme ile Batuya döndüm.

"Ee canım?" yeniden dediğimde Burcu dengesiz şekilde bir bana bir ona baktı.

"Bu Batu, eski zamanlardan bir tanıdık. Bu da Berk, eee...sevgilim" Burcunun yüzüne baktığımda kıpkırmızı kızardığını görünce kahkahalara boğulmamak için kendimi zor tuttum. Bu kız gerçekten başka bir dünyaydı. Yavaşça elimi çocuğa uzattım. Elimi şaşkınca tuttuğunda tüm gücümle elini sıktım. Çocuk nerdeyse kızarıp domatese dönmüştü.

"Memnun oldum. Demek eski bir tanıdık. O zaman neden sete teşrif buyurmuş, canım?"

"O da şimdi gidiyordu, değil mi Batu?" Burcu kaşını kaldırarak ellerimi göğüsünde birleştirip soğukça Batuya baktı.

"Evet, aynen öyle. Rahatsız ettim, kusura bakmayın" diyip arkasını dönerek bizden uzaklaşmaya başladı.

"Yine bekleriz, Batucuğum" arkadan seslendiğimde çocuk adımlarını daha da hızlandırınca, kendimi tutamayıp nihayet kahkahalara boğuldum. Burcu elimi omuzundan iterek bana döndü. Bense sadece gülüyordum. Bir süre sonra Burcu da bana katıldı ve ikimiz de durmadan uzun süre iki manyak gibi gülme krizine tutulduk. Nihayet kendimizi durdura bildiğimizde Burcu gözyaşlarını silip kocaman gülümseme ile bana baktı.

"Ama nasıl da korktu, fare gibi girecek bir delik arıyordu sanki"

"Ee kızım, sen beni ne sandın, öyle bir bakış attım ki ona, eğer bakışlar öldürseydi, sevgili Batucuğun şimdi yerin dibindeydi"

"Bir kere de ego yapmasan ölür müsün?" Burcu gülerek omuzuma vurduğunda kocaman sırıttım.

"Sence? Tabii ki ölürüm" dediğimde Burcu gülümsedi. Bir süre sessizlikte bir birimize baktık. Yine işte içime o tuhaf duygu girdi. Batunun Burcuya olan yakınlığı gerçekten hoşuma gitmemişti. Burcu bunu oyun sansa da, nedenini bilmiyorum ama, Burcu olmasa, çocuğun ağzını burnunu patlatacaktım.

"Neden yaptın bunu?" Burcu ciddiyetle bakıp sorduğunda gözlerimi ondan kaçırdım.

"Kulak misafiri oldum ve yardıma ihtiyacın olduğunu düşündüm. Eski sevgilin mi?" Burukça sorduğumda Burcu başını aşağı eğip salladı.

"Evet"

"Neden ayrıldınız?" Kendimi tutamayıp o soruyu sorduğumda Burcu öfkeli şekilde gözlerime baktı.

"Bu seni ilgilendirmez" sertçe dediğinde kaşlarım çatıldı. Bir şey demedim. Burcu her defasında zaten beni ilgilendirmediğini hatırlatıyordu, artık ne diye o soruyu sormuştumsa. Ne bekliyordum ki? Tehdit ettiğim kızın karşıma geçip hayat hikayesini anlatacağını mı? Burcunun yüzü birden yumuşadı, gözlerini kapatıp eliyle yüzünü ovuşturdu ve derinden nefes aldı.

"Özür dilerim. Sadece bu konuyu konuşmak istemiyorum. Teşekkür ederim, Berk, bana yardım ettiğin için, ama bu olay burada kapanırsa sevinirim" üzgünce gülümseyip bana baktığında, içimde ifade karşısında bir şeyler kırıldı. Şu anda ilk defa karşımda asi Burcuyu değil, sanki hayatın yorup tükettiği Burcuyu görüyordum.

"Sen nasıl istersen" sakince dediğimde gözleri bir anlım büyüdü, şaşırmıştı sanırım cevabım karşısında. Her halde onu sıkıştıracağımı düşünüyordu, artık kızda nasıl bir etki bıraktımsa, benim o kadar acımasız olduğumu düşünüyordu.

"Senin istemediğin konularla seni sıkacak kadar acımasız değilim ben, Burcu"

"Biliyor musun, Berk, sen gerçekten benim kafamı karıştırıyorsun" yorgunca dediğinde burukça gülümseyerek omuzlarımı silktim.

"Bu da benim en güzel becerdiğim özelliğim, Burcu. Her şey olabilirim, ama acımasız asla" ciddiyetle söylediğim sözler karşısında Burcu hafifçe gülümsedi.

"Bunu bildiğime sevindim. Neyse, ben gitsem iyi olacak" dediğinde gülümseyip sadece kafamı salladım. Burcu arkasını döndü ve bir adım attı. Sonra durdu sanki bir şey hatırlarmış gibi ve bir anda ne oldu bilmiyorum, ama iki saniye sonra Burcunun dudaklarını yanağımda hissedince gözlerim kocaman oldu. Burcu benden ayrılıp gülümseyerek gözlerime baktığında ben hala şaşkınca onu izliyordum.

"Bir kez daha teşekkür ederim" sakince diyip benden ayrıldı ve karavanlara doğru koşmaya başladı. Arkasınca baka kalmıştım. İstemeden elim bir saniye önce Burcunun dudaklarının olduğu yete gitti. Neden böyle bir şey yaptı bilmiyordum, ama bana o öpücükle bir şeyler oldu. Nedense kalbim atmaya başladı birden. Neden böyle tepki vermiştim ki? Başımı sallayıp bir az önce durduğum yere geri döndüm ve cebimden ikinci sigarayı alarak yakıp sıcak havasını içime çektim. Kaşlarım çatılmıştı. Bana neler olduğunu anlayamıyordum. Cebimde telefonumun titrediğini hissedince elime alıp ekrana baktım. Simge arıyordu. Ama ilk defa nedense onunla şu anda konuşmak istemiyordum. Telefonu yeniden cebime koyup uzaklara baktım. Batunun Burcunun yanında durması hoşuma gitmemişti, Burcuyu zor durumdan kurtarmıştım, sevgili rolü yapmıştım ve karşılığında aldığım öpücük tüm ayarlarımı bozmuştu.
Tamam, Burcudan nefret etmediğimi şimdi daha iyi anladım. Ama beynimi kurcalayan bir soru vardı.

Eğer Burcudan nefret etmiyorsam, o zaman hissettiğim bu duyguların adı neydi?

Dün gelecekti bu bölüm, ama yetiştiremedim. Umarım beğenirsiniz. Şimdiye kadarki bölümler arasında şahsen benim en sevdiğim bölüm oldu :) Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm ❤️ Öpüldünüz...

Aşkın Sen ANı Where stories live. Discover now