5.Bölüm

1.9K 155 25
                                    

Berk
Bu kızla ben neden bu kadar uğraşıyordum? Kendim bile bilmiyordum. Onu sinirlendirmek hoşuma gidiyordu. Sinirlenince başka biri oluyordu. Çok tatlı oluyordu. Artık ben neden nefret ettiğim birine tatlı diyorsam. Nefret ettiğim... Gerçekten nefret ediyor muydum? Bilmiyorum. Aslında tanıştığımız ilk gece ağzımdan çıkanlar kendime de iğrenç gelmişti. O gece içkiyi fazla kaçırmıştım ve artık ne konuştuğumu kendim de bilmiyordum. E tabii kız da doğal olarak bana kıllandı. Ama neden ben bu oyuna kendimi kaptırdım, neden özür dilemek yerine daha da onun üzerine gittim, bilmiyordum. Burcu Özberk benim için büyük bir soru işaretiydi. Kendimde çözemediğim büyük bir soru işareti ve bu benim kafamı çok kötü karıştırıyordu. Zamanlar oluyor, beni o kadar çok sinir ediyor ki, gerçekten de ona nefret ettiğimi düşünüyorum. Ama geride kalan zamanlarda da ona tuhaf bir şeyler hissediyorum. Mesela bahçede ona o kadar yakın olmam aslında beni de nerdeyse titretmişti. Oradaca onun dudaklarına yapışmamak için kendimi nasıl tutmuştum, bilmiyordum. İşte beni de en çok sinirlendiren buydu. Ona karşı duygularımı anlamıyordum. Bir anda beni  öfkeden alevlendirip, diğer anda o derin gözlerine çekerek benim kendimin aklımı başımdan alıyordu. Sanki ateşle su arasında kalmıştım ve hangi tarafa doğru hareket etmeli olduğumu şaşırmıştım. Diğer tarafta da Simge vardı. Ben ne diye sevgilim ola ola başka kız hakkında düşünüyordum? İyice dengesizleşmiştim. Kendimi tanıyamıyordum, hatta ve hatta kendimden tiksiniyordum. Ama bir şey de yapamıyordum. Simgeyle bana rahattı, ilişkimiz güzel ve hafifti. Simgenin bana hayranlığı, ne dersem yapması, gösterdiği ilgisi hoşuma gidiyordu. Ben de ondan hoşlanıyordum. Ama o Özberk gibi beni heyecanlandıramıyordu. Bir anda ateş fışkırtıp, sonra suyla söndüremiyordu. Belki de o yüzden Burcu benim ilgimi çekmişti. Asiydi, hırçındı, inatçıydı ve ilk defa onda bana meydan okuyan bir kız tipi bulmuştum. Her kes ayaklarıma kapandığı halde, Burcu beni tekmeliyordu ve belki de o yüzden aklını alacağım diye tutturmuştum.
Sinirler elimi saçlarımda gezdirdim. Artık kendim bile ne yaptığımı bilmiyordum ve böyle devam ederse, kesin burada aklını kaybedecek biri olsa, o da ben olacaktım, Burcu değil. En azından kız net şekilde benden nefret ettiğini söylemişti. O sözlerin de bende yarattığı duygu ayrı bir meseleydi. Partiden sonra yüzüme bile bakmıyordu. Dediği gibi sadece sahnelerde görüşüyorduk. Benden kaçıyordu. Sanırım gerçekten benden nefret etmesini sağlamıştım. Ve bunu itiraf etmek benim için her ne kadar zor olsa da,onunla didişmeyi özlemiştim. Artık yanına gidip hakaret edici sözler dediğimde beni hiç aldırmıyor, hiç yokmuşum gibi davranıyordu. Bu beni bir taraftan sinirlendirse de, diğer taraftan büyük bir boşluğa sürüklüyordu.
Akşam sette bir saatlik ara vardı. Karavandan çıkıp bahçeye indim ve cebimden sigara çıkarıp ateşle yaktım. Gözlerim uzaklara daldı. Karşımdaki manzara çok güzeldi. İnsanı alıp bir yerlere götürüyordu. Beni de alıp götürmüştü, ama bahçenin bir köşesinden duyduğum sesler düşüncelerimi bozdu. Sigaramı ağzıma alıp arkamı döndüğümde Burcuyla bir çocuğun hararetle konuştuğunu gördüm. Kaşlarım çatıldı. Burcu sinirli olana benziyordu. Yavaşça bir kaç adım onlara yaklaştım.

"Burcu, nolur bak lütfen-"

"Batu, bak sana kaçıncı defa söylüyorum, bir daha karşıma çıkma. Seni görmek istemiyorum, ya sen hala hangi yüzle karşıma çıkıyorsun?"

"Ya sen olanları tamamen yanlış anladın. Neden bana anlatmam için bir şans daha vermiyorsun?"

"Oğlum sen manyak mısın? Beni ne sandın? Sence ben gözümle gördüğüme inanmak yerine senin saçma sapan yalanlarına mı inanacağım?" Burcu artık nerdeyse bağırıyordu. Batu denen herifse gittikçe ona daha fazla yaklaşıyordu. Artık kıllanmaya başlıyordum. Çocuğun tipi hoşuma gitmemişti ve sanırım bir şeyler yapmalıydım. Ama diğer taraftan da Burcunun özel hayatına burnumu sokmak istemiyordum.

Aşkın Sen ANı Where stories live. Discover now