1.Bölüm

3.3K 168 64
                                    

Burcu
Olamaz. O-LA-MAZ! Ben o ukala ile aynı dizide oynayıyor olamam! O kendini beğenmiş, öküz, hayvan, bencil tiple partner olamam! Şu an ne mi yapıyorum? Tabii ki de en iyi arkadaşım Tolgaya oturup mızmızlanıyorum.

"Ya Tolga, bu nasıl olur, Tolga? Ben onunla asla ve asla ve asla aynı dizide oynayamam. Oynayamam arkadaş! Ya ben onu öldüreceğim, ya da o beni çıldıracak ve beni tımarhaneye kapatacaklar!" Saçlarımı nerdeyse yoluyorum sinirimden. Tolgaysa neşeyle oturup güle güle bana bakıyordu. Dudaklarımı büzerek öfkeyle ona bakıyordum.

"Ya gülmesene! Arkadaş diyip bağrımıza bastık, sen benim derdime mi gülüyorsun? Ölüyorum diyorum, çıldırıyorum diyorum, DELİ olacağım diyorum! Neden bu dünyada kimse beni anlamıyor, Allahım?" Dramatik bir ah çekerek kafenin sandalyesine yaslanarak tavana bakıyorum.

"Pes, valla pes, Burcu! Neden oyuncu mesleğini seçtiğin belli oldu şimdi. Sen dram oyunculuğunda Monica Belluciyi bile geçersin kızım. Bu ne hal ya? Alt tarafı aynı dizide partner oluyorsunuz. Hem Berk çok iyi biri, sizin neden anlaşmadığınızı hala ben anlamış değilim" Tolganın sözleri karşısında keskin şekilde kafamı kaldırıp gözlerimi kıyarak ona baktım. Masaya yaslanarak Tolganın gülen gözlerinin içine ironi ile odaklandım.

"Sen benimle dalga geçiyorsun şu an değil mi? Yani başka açıklaması olamaz çünkü. Alt tarafı bir partner? Oğlum aynı set diyorum, aynı karavan, 24 saat birlikte diyorum! Ne anlamaz şey çıktın be! Hem neresi iyi o hayvanın? İlk görüşmemizde bana ne dediğini hatırlamıyor musun?" Diyerek kaşlarımı buruşturup o günü hatırladım.

Flashback

Salonun diğer başında oyuncular arasında Tolgayı gördüğümde kocaman gülümseyip el salladığımda o da bana karşılık vermişti. Uzun elbisemin eteğini tutup gülümseyerek ona yaklaştım. Yanına vardığımda, onunla birlikte duran esmer ve kaslı bir çocukla, sarışın küçük boylu bir kızın olduğunu gördüm. Tolgaya yaklaşıp ona sıkıca sarıldım.

"Nasılsın, kanka? Ben seni çok özledim ya!"

"Ben de seni, canım. Baya oldu görüşmeyeli ya" dediğinde dudağımı büzerek koluna vurdum.

"Hep senin suçun! Ne diye diziden sonra yurt dışına gittin ki?"

"Ya napayım kızım, oyuncu kurslarını kaçıramazdım. Neyse, şimdi görüştük ya nihayet. Bu arada, seni tanıştırayım, en yakın arkadaşım Berk Atan, bu da sevgilisi Simge Birben. Bu da arkadaşlar, iyi arkadaşım Burcu Özberk."Tam da elimi uzatıp memnun oldum diyecekken, Berk denen herifin beni süzdüğünü görünce kaşlarım kalktı. Kız da mal mal durup suratıma bakıyordu.

"Yalnız, fena hatun değilmişsin. Televizyonda pek öyle gözükmüyordun" dediğinde sanki kafamdan kaynar sular döküldü. Simge çiyanı kahkaha atıp gülerken, şaşkın şaşkın kızın suratına baktım. Bu nasıl sevgililikti ya? Kız resmen adamın beni kestirdiğini göre göre gülüyor.

"Sen bir de kendine aynada bak, bay ukala! Kendine bak da, bulduğun kusurlardan başkalarına yetişemezsin. Kendini beğenmiş. Sen neye gülüyorsun?Sevgilinin başka kızı kestirmesi çok mu komik?" Simgeye çıkıştığımda kız sinsi sinsi bana bakıp gözlerini kıydı.

"Hayır canım, senin gibi yellozlarla benim sevgilimin işi olmaz. O yüzden rahatım"

"Tabii canım, yellozların kraliçesi yanındayken, neden başkasına baksın değil mi?"sertçe diyerek ellerimi göğüslerimde birleştirip üçümüze de şaşkın şaşkın bakan Tolganın diğer kenarına geçtim. Ben bu gecenin böyle geçeceğini hayal etmemiştim. Hepsi o Berk pisliğinin suçuydu!

Aşkın Sen ANı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin