23.Anılar

815 70 19
                                    

Anlama da güçlük çeken fakat okul ikincisi olan Nick'i bir güzel kış kışkışladıktan sonra Sam ve Diasy ile de konuşup gönderdim.

Çantamı hazırladım. Nick'e verdiğim sözü aklımda tuttum.
"Büyük annene kolye hakın da bildiklerini sor." O söyleyene kadar büyük annemin kolye hakkındaki süpheli olan davranışlarını fark etmemiştim. Buradan yola çıkan arkadaşım sayesinde bir amaç uğruna gidiyor sayılıyordum.

Babam biz hazırlanırken hiçbir şey yapmadı. Bir şey de demedi. Çok normalmiş gibi televizyon izledi. İlginç. Umrunda değiliz demek ki.

"Hazır mısın ufaklık?" Pablo'nun odasına uzattım kafamı. Yatağa oturmuş açık bavuluna bakıyordu.
"Hey."

"Küçük Batman. Ufak bir tatile gidiyoruz. Gerilimden uzağa. Onlar iyi. "

"Değil. Ayrılacaklar bunu biliyorum."

"Pablo."

"İstemiyorum." Donakaldım. Ben babamı bitirsemde Pablo için babam hala vardı. Bir diğer acı gerçekse Pablo babamın bizi sevmediğinin farkında değildi.

"Sadece bir kaç gün."saçını karıştırmak için uzattığım elimden kaçtı.

"Değil. Annem gidiş bileti almış."

"Dönüş yok."bunu bilmiyordum. Bilmediğim içinde şaşırdım elbet.

"İşte!"dedi bavulunu yatakta tekmelerken.

"Hey! Sakin ol ve dinle."kaşları çatık çatık baktı.

"Hani bazen uyuyamadığında annemle uyuyorsun ya."kafa salladı.

"Ya da canın sıkkın olduğunda hemen anneme gidiyorsun."yine kafa salladı.

"İşte annemizinde annesine ihtiyacı var Pablo."kafasını diğer tarafa çevirdi.

"Ne kadar süre."

"Kendisini ne zaman iyi hissederse o zaman. Lütfen, onu üzmeyelim olur mu?"kafa sallayıp bana sarıldı.

"Bavulumu birlikte hazırlayalım mı?"bende ona kafa salladım.
Ona yardım ettim. Annem taksinin geldiğini söyledi.
Çantaları sırtladım. Şöför kapının girişine gelip elimdekiler alırken evde kalan son kişiye baktım.
Sodasını yudumlarken kararan ekran sayesinde göz göze geldik. Taki diğer kanala geçene kadar.

• • • •

Uçak için bekliyorduk. Olmadık bir huzursuzluk sarmıştı dört bir yanımı. Gözüm saatteydi.

• • • •

"Perla her şeyi biliyor anne."dedi Aaron.

"Buna bir itirazım yok. Ama Matt gibileri her yerde olacak. Onu yalnız bırakırsan elindeki tek şansında uçup gider."

"Ne yapmalıyım?"

"Onunla git."

• • • •

"Her yanım ağrıyor."diye mızmızlandım.

"Büyük annenin yaptığı kurabiyeleri yersen unutursun."Brooklyn de kış erken gelmişti.

"Ya da ekonomi sınıfında uçmaya bilirdik."

"Maalesef üç koltuk için bir aylık maaşımı yatıramazdım hanımefendi."

Birde bana hazır cevap diyorlar. Oysa ben aile yadigarı görevimi annemden devralıyordum.

"Üşüdüm."annem elini kaldırıp bir taksi çevirdi.

DokunulmazWhere stories live. Discover now