-6-

488 49 8
                                    


Eklediğim videodaki şarkı bana Rengin ve Mert'i anımsatıyor nedense..

Rengin aşağı indiğinde Mert kahve içiyordu. Rengin'in kıyafetine bakarak güldü. "Bu ne hal?" Rengin üstüne bakıp "Olmamış mı?" diye sordu telaşla. Zaten çok zor seçmişti kıyafetini bir de olmamış mıydı yani?

Mert kahkaha attı. "Çok ciddi olmamış mı bu? Alt tarafı annemle görüşmeye gidiyorsun. İş görüşmesine mi gidiyorsun?" dedi alayla.

"Olmamış yani?" diye tekrar sordu. Mert'in alay etmesine belli etmse de biraz bozulmuştu. Mert başını iki yana sallayınca Rengin oflayarak odasına geri döndü. İnsan modanın bu kadar içinde olup bir sürü insanı giydirdiği halde iş başa düşünce böyle de aciz kalabiliyordu işte. Daha önce kaynanası ile hiç baş başa görüşmemiş olması da işleri zorlaştırıyordu.

Biraz sonra geri geldiğinde Mert yine başını iki yana sallayınca Rengin hayal kırıklığıyla "Ne giyeceğim ben?" diye söylendi. Acaba gitmese miydi? Kıyafet seçimi bile eziyet olmuştu şimdiden.

Mert kahkaha attı. "Bu sefer olmuş şaka yapıyordum."

Rengin inanamayarak baktı. "Gerçekten mi?" diyerek aşağı indiğinde Mert başını salladı. "Gerçekten."

Rengin gülümsedi. "Tamam o zaman gittim ben." diyerek evden çıktı.

***

Yolda giderken yüzünde gülümseme vardı. Bunun yanında ise rahatlamış bir ruh hali. O kadar zaman kendini tutmanın yanında belki de artık her şeyi akışına bırakmanın zamanı gelmişti.

Mert'in ailesinin evine geldiğinde Rengin bir süre eve dışarıdan baktı. Mert bu kocaman evde büyümüştü. Bir zamanlar asla giremeyeceğini düşündüğü evlerdendi bu ev. Yavaş adımlarla bahçede ilerlerken beş dakikası olduğunu düşündü. O beş dakikada ancak kayınvalidesinin yanında olurdu. Kapıyı çalıp içeri girdikten sonra salona ilerledi. Bu eve çok nadir de olsa geliyordu. Salonda kayınvalidesi ayakta onu bekliyordu. Gülümseyerek "Tam zamanında. Ne bir eksik ne bir fazla." diye mırıldandı.

Rengin gülümseyerek "Geç kalmadığıma sevindim." diye cevapladı onu.

Kadın gülümsedi. "Bilerek tam zamanında geliyorsun." derken bir gerçeği dile getiriyordu.

Rengin güç de olsa başını sallayarak kabul etti. Kadına elini uzattığında kadın başını iki yana salladı. Rengin bu tavırla kızardığını hissetti. Buraya gelmemeliydi. Ama sonra kayınvalidesi sarılmak için kollarını açınca Rengin ağlama isteğini zor bastırdı. Kadın ona sarılıp "Hoş geldin." dediğinde kayınvalidesi görmese de Rengin gülümsedi. Beklediği tepki bu değildi çünkü. Bu zamana kadar sadece tokalaşmışlardı. Şimdi durum değişmiş gibiydi. 

"Hoş bulduk." derken içinde bir umut oluştu nedensizce. Belki de bu ailenin bir parçası olabilirdi. Ve o an kalbi bunu çok istediğini söylüyordu.

 Birlikte oturdular. Kadın Rengin'in ellerini tutarak "Seni buraya ciddi bir dille çağırdığım için kusura bakma." dedi.

"Öyle mi yaptınız?" diye sordu bilmiyormuş gibi yaparak. Kadın ona samimi bir şekilde gülümserken gözlerini Rengin'in gözlerinden ayırmıyordu. "Oğlumun neden seni seçtiğini bazen düşünüyorum. Sonra gözlerine bakınca anlıyorum."

Gözlerinin güzel olduğunu defalarca duymuştu. Bu yüzden "Teşekkür ederim." dedi utangaç bir tavırla.

"Ama bu onun mutlu olduğu anlamına gelmiyor." dereken Rengin'in ellerini bırakmıştı. Rengin yerinde rahatsız olmuş bir şekilde kıpırdandı. Kadın onun rahatsız olduğunu anlayınca ortamı yumuşatmak için "Ne içersin?" diye sordu.

Kaderin Kırmızı İpi -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin