Zaman

55 1 0
                                    

'Limonatalar hazır!' elimdeki tepsiyi bahçe kapısından geçerken düşürmemeye çalışarak onlara seslendim. Tepsiyi şezlongun yanındaki masaya bırakarak havuzda kolluklarını çıkarmaya çalışan kızıma baktım. 'Anneciğim kolluksuz yüzmek için fazla derin bu havuz' havuzun başına yaklaşarak kızıma elimi uzattım. 'Gel hadi bebeğim' Güneş oflasada elimi tutarak havuzdan çıktı. 'sana limonata yaptım' 'içmek istemiyorum yüzmek istiyorum' elinin tersiyle yanaklarına yapışan saçlarını itti. 'tatlım orası senin için biraz derin kolluksuz bir şey olabilir,korkuyorum.' 

'Tam olarak 5 dakika önce bende aynı cümleyi kurmuştum' arkamdan gelen sesle ürkerek bir adım öne sıçradım. 'Korkuttun beni Anıl' Anıl her zamanki muzip gülümsemesiyle 'pardon' dedi. İkisine de limonata bardaklarını uzattım. Güneş limonatasını soluksuz içerken onun bu haline gülümsedim. Anıl kulağıma yaklaşarak 'tam 4 yıl oldu aslı,hala uraz'a ulaşmak istemediğine emin misin?'  4 yıl olmuştu birkaç gün önce farkındaydım,biliyordum. Annemin ölümünün üzerine daha fazla orada kalamamıştım. Kalmak için tek sebebim bebeğimdi. Anıl o gece düşük tehlikesi geçirdiğim gece doktordan Uraz'a çocuğu düşürdüğümü söylemesini istemişti. Çocuğumu kaybettiğimi düşündüğüm o iki gün yaşamıyordum sanki. Ama sonra Anıl gelip bana her şeyi anlatmış ve kararı bana bırakmıştı. Uraz'a söyleyecektim eğer Annemin ölümüne sebep olanın o olduğunu bilmeseydim söyleyecektim. Annemin cenazesinden hemen sonra Anıla buradan gideceğimi söylemiştim. Anılla İtalya'ya yerleştik.Sonrada Türkiye'ye dönecek cesareti kendimde bulamadım. 'Anne' düşüncelerimden güneşin sesiyle sıyrıldım 'hıım?' 'Bugün dondurma yapmaya gideceğimize söz vermiştiniz!' dedi ellerini çırparak.

URAZDAN

'Hoşgeldiniz Uraz bey' başımla Fatihi onaylayarak bardan içeri girdim. Anıl barı bana bıraktığıyla ilgili saçma sapan bir not bıraktığından beri buraya ben sahip çıkıyordum. Barmene 'her zamankinden' dedim. Elimdeki telefonu parmaklarım arasında çevirirken onu arayıp aramamak arasında gidip geliyordum. 3 gün önce kavga etmiştik ve birazda haklı olduğu bir konuydu. Ama yinede dayanamadım ve aradım.

Meral aranıyor...

'alo'

'ımm şey ne yapıyorsun?'

'Ne mi yapıyorum? Sen şuna Aslıdan bir haber var mı desene,gönlümü hoş tutmak zorunda değilsin' Anlaşılan 3 gün önce ettiğimiz kavga hala rüzgarını koruyordu.

'Eğer Aslıyı soracak olsam direkt olarak sorarım lafı dolandırmam. 4 yıldır bunu çözemedin mi?'

'Neyse,alışverişteyim ne oldu?'

'Bardayım 40 dakikaya burada ol'

Aslı,Annesinin ölümüne istemeden de olsa sebep olduğumu öğrendiği gün o hastane koridorunda her şeyi bitirdi. Annesinin cenazesinden sonrada buralardan gittiğini öğrendik. 4 yıldır onu aramadığım gün yok. Meral bir şekilde Aslıya ulaşabileceğini düşünüyor fakat bir türlü haber alamıyoruz. 6. viskimi içerken saatime baktım 35 dakika olmuştu merali arayalı,kapıya doğru çevirdim gözlerimi tam o sırada Meral bardan içeri girdi. Her zaman ki gibi süper mini bir elbiseyle. Bu 4 yılda Meral çoğu kez bana yaklaşmaya çalışmıştı ama başaramadı. Hatamı tekrarlayamadım. Meralin yanında Aslının kardeşi İrem'i görünce gülümsedim. Bu kadın kesinlikle akıllıydı. Meral sol yanağıma bir öpücük kondurarak barmene votka dedi göz kırparak. İrem'e döndüm.'sen ne içersin? Meyve Suyu?' alaycı bir şekilde gülerek tekila dedi. 

1 saattir İrem bilmem kaçıncı içkisini içerken iyice sarhoş olmuştu. Meral koluma girerek 'hadi sor şimdi tam sırası' dedi. İrem kendi halinde dans ederken kolundan tutup kendime çevirdim. 'Ne var?' dedi. 'İrem merak ediyorum da, ablandan hiç haber alıyor musun?'

İhanet'e Çeyrek kalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin