29 Sözlü Sınav ve Yaz Tatili Başlar

En başından başla
                                    

Sinem.

Sevinç.

Aşk.

Sevgi.

Özlem.

Emrah'a döndüm " kanka içelim mi" dedim.

" Ben de sana diyecektim ne zamandır esaslı bir içmedik içelim bakalım dökülelim biraz"

Sahildeki her zamanki yerde içecektik yine. Öyle bir takıntımız vardı. Aynı büfeden biraları alıp aynı yerde içerdik hep. Başka yerde tedirgin olurduk rahatsız olurduk. Orası bizim içme yerimizdi yani. Aldık biraları biraz abarttık alırken. Hani içip döküleceğiz ya fazla aldık biraz. Emrah Marlboro ben Camel aldım. O zamanlardaki Camel daha bir sert. Bira ile bir onun sertliği güzel gidiyor. Sinem benim ne sigara ne bira içmemi istemezdi. Onun için bırakmak istedim ama yapamadım. Bırakamadım bu mereti işte. Kendime kızsam da olmadı. Her sigara yakışımda onun o güzel gözleri geliyor gözümün önüne.

Banka oturmadık deniz kenarındaki taşların üzerine oturduk. Az daha aşağı insem ayaklarım suya değecek o kadar yani. İki büyük taş arasına koydum bira poşetlerini. Cips sade olacak ben sade cips severdim. Cipsi açtık iki bira açtım biri bana biri Emrah'a . Neden içiyorduk. Matematik notunu mu kutluyorduk. Sinem'siz geçen bir güne daha lanet etmek miydi içme amacım. İçecektik işte. En iyi dostum ve ben. Başladık içmeye. Üçüncü biralarda Emrah yine el şakaları yapmaya başladı. Ne kadar sinirlendiğimi bilse de yapıyordu. Benim aklımda Sinem var. Belki düşünmemem için yapıyordu bilmiyorum.

Dördüncü biraların ortalarındayken ben başladım Sinem'den bahsetmeye yine. Emrah can dostum beni çekiyordu hep. Sonuna kadar dinlerdi. Bir o dinlerdi zaten. Dün gece rüyamda gördüğümü anlattım. Beyaz gelinlik ile Sinem ve ben. Emrah ta nikah şahidimiz olmuştu. Bunu anlatırken burnum sızladı. Ağlamaktan gocunmam asla. Erkek adam ağlamaz triplerim de yoktur. Ama ağlamamam gerek diye düşündüm. Sadece ikişer damla yaş süzüldü. Hava sıcak olsa da hafif rüzgar vardı havada. Hiç unutmuyorum o anı. Denize bakıyorum gözlerim yanıyor, Emrah bir şeyler anlatıyor ama aklım Sinem'de çok özledim ben sevdiğimi ve gözüme hakim olamadım o ikişer damla yaz süzüldü gözlerimden ve dudaklarımda iken o tuzlu tadını ılık ve tuzlu tadını unutamıyorum. İçimden senin için aktı bu yaşlar Sinem diye geçirirken hafif sesli söylemişim farkında değilim. Emrah elini omuzuma koydu.

" Kanka yaz tatilinde gidelim kızın yanına. Bu böyle olmayacak. Bakalım nerede neler yapıyor biraz olsa rahatlarsın"

" Kanka gidebilir miyim bilmiyorum ki."

" Gidersin , gideriz."

" Tamam kanka gidelim ne olursa olsun gidelim dayanamıyorum artık"

" Tamam moruk karar verildi hadi fondip iç birayı daha çok bira var ve gece uzun Mustafa"

" Tamam yavru içelim. "

Ne kadar orada kaldık ne zaman eczaneye gittim yattım bilmiyorum. Sabah hava aydınlanırken baş ağrısı ile uyanıp ağrı kesici içtim.

Okullar kapanana kadar ara ara okula gidip geliyorum. Her yerde Sinem'in anısı onun acısıyla yaşamak, onun anılarını yaşamak. Okullar kapandı. Takdiri kaçırmış ve teşekkürü almıştım. Babam bundan prim çıkaracak ya beni aradı.

" Mustafa bu akşam annen ile seni bekliyoruz. Kardeşin de seni merak ediyor " dedi ve kapadı telefonu. Ne selam var ne benim konuşmama fırsat. Sinem'in numarasını aradım yine belki bir umut karşıdaki operatör:

" Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor. Ya kapsama alanı dışında ya da telefonu kapalı"

Bu sinir sesi her gün duyuyorum. Az kaldı aşkım az sabret geleceğim. Eczaneye uğradım eve gitmeden önce. Gülderen abla eczanede. Selam verdim girdim içeri. İçeride müşteri yok. Yaz tatili için tersanede çalışmak istediğimi anlattım. Benim için endişelendi. Ama

"Sen bilirsin para her şey değil, burada da güzel maaş alıyorsun. Burada devam et. Gitmek istiyorum dersen de okuldayken burada devam edersin" dedi.

Ben de teşekkür ettim. Elini öpmek istedim kızdı.

" O kadar yaşlanmadım daha" dedi ve saçımı okşadı.

Kasadan biraz para çıkarıp verdi biraz beklememi istedi on dakika sonra geldiğinde kalın bir para tomarı vardı elinde.

" Abla bu ne için"

" Mustafa sende olmayan oğlumun sevgisini yaşıyorum ben."

" Abla lütfen hak etmediğim parayı alamam"

" Hak ettin oğlum toplamda 6 aylık maaşın. Al bunları istersen bankla hesabına yatırabilirim ama en azından bir maaşı nakit olarak kabul et."

" Tamam abla bir maaşı verdin zaten diğer altı maaşı hesaba yatırırsan üniversite de lazım olacak. Çok teşekkür ederim. Sen bende olmayan oğlunu ben sende olmayan ailemi yaşadım" dedim ve sarıldık ana oğul gibi. Ana oğul gibi diye düşünürken tanımadığım anneme ihanet ettim sanki. İçim burkuldu. Kötü hisssettim kendimi.

Çok zor geldi bana oradan çıkmak. Ama bir karar vermiştim hem okula başladığımda yine orada çalışabilecektim. Bankada birikmiş param vardı zaten o altı maaş ta onun üzerine iyi geldi. Bir sigara yaktım yine Sinem'in gözleri. Allah'ım ben ne yapacağım nasıl kurtulacağım bu ızdıraptan. Her sigara yakışımda olduğu gibi. Ben senin ateşinle kavruldum Sinem. Kavrulmaya da devam edeceğim. Kim bilir sen ne haldesin kiminle nerelerde. hiç aklımdan çıkmadın benim. Çıkma da zaten. Senin hasretin senin özlemin ve senin aşkınla büyüyorum. Yavaş yavaş eve doğru yürüdüm. Aybüke mesaj atmış.

" Abi gelecek misin" cevap vermek istemedim. Zaten eve gidiyorum geldiğimde görecek.



Arkadaşlar bir sonraki bölümde yaz tatili Sinem tersane yolculuk babam Abüke olacak. yorum ve beğenilerinizi eksit etmeyin. İyi yada kötü eleştiri ve beğeniler benim için önemli. Her yazar için önemlidir. Keyifli okumalar.

Mustafa


MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY- DEVAMI "KUTUDAKİ SON KIBRIT ÇÖPÜ" KİTABINDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin