"Okulda tam olarak neredesin?"

Birkaç dakika ardından balonun olduğu yerden uzak, çıkışa yakın olan kolidorda bana doğru geldiğini gördüm.

Dolu gözlerimi saklayıp gülümsedim ve becerebildiğim kadar tatlı çıkan sesimle ve elimde çevirdiğim telefonumla bana doğru neredeyse koşarak gelen Stiles'a doğru ilerledim.

"Bir sorun mu var?"

Ben daha ne olduğunu anlayamadan kollarını belime sarıp beni kucakladı. Ilk önce dengemin bozulmasıyla sendelesem ve şaşırmamdan kaynaklı havada kalan kollarımı sırtına koydum ve başımı olması gereken yere, boynunun boşluğuna gömdüm.

Gözlerimi kapattım ve kollarımı, tıpkı onun yaptığı gibi, sıkılaştırdım.

Geri çekilmenin zamanı geldiğinde ikimizde geri adım attık ve birbirimize baktık.

"Sorun ne?"diye sordum sessiz ortama uygun kısık sesle.

"Sana bahsettiğim kızı hatırlıyor musun, Malia?"

Kafamı olumlu anlamda sallarken, bir şey demem izin vermeden devam etti.

"Beni bıraktı."

"Oh" diye bir inilti çıkardığımda, üzgün tonumun işe yaramış olmasını umdum.

"Nasıl oldu?"

Gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu ve dolu gözleri benim gibi üzgün olduğunun bir kanıtıydı.

"Onun gerçekte kim olduğunu bilirsem; onu sevmeyeceğimi düşündü."

İşte kalbimden gelen bir sızı bütün kalbimi sararken, göz yaşlarımla vermekte olduğum savaş gözlerimi acıtırken içimdeki acı nefesi dışarı verecek gücüm bile yoktu.

Ona ne söylemem gerektiğini düşünürken gözlerine bakmamaya çalışıyordum ama onun gözlerini üzerimde hissediyordum ve bir an olsun bile ayırmıyordu.

Doğru sözcükleri seçtiğimden emin olduğumda yavaşça mırıldandım.

"Peki gerçekte kim olduğunu bilsen onu seveceğinden emin misin?"

Bana doğru bir adım daha atarken kalbim olacaklardan korkuyordu ve çünkü tekrar kırılacak olduğundan emindi.

"Eminim..." derken ilk defa gözlerini, gözlerimden ayırıp yüzümde gezdirdi.

O bu kadar yakınımdayken ve belki farklı şekilde de olsa kalbinin bana ait olduğunu biliyorken bir şey yapamamak, sadece daha fazla kırılmama sebep oluyordu.

Ve bu sefer beni kırmasına izin vermiştim.

Bana ait değildi aslında, o kendisine mesaj atan gizemli kıza aitti, Malia Hale'e değil.

Ve ben, tuhaf bir şekilde yine onun sevgisini kazanan kız olamamıştım.

"Eminim.."diye tekrar duyulamayacak şekilde fısıldadığında bütün düşüncelerimden sıyrıldım.

"Çünkü o kızın gerçekten kim olduğunu zaten biliyorum."

Ben dediklerinin, benim uydurduğum bir hayal olup olmadığını düşünürken bir anda zamanı durdurdu ve bunu dudaklarıyla yaptı.

Ince dudaklarını dudaklarımın üzerinde hissettiğimde bedenimdeki bütün kanın oraya çekildiğini ve Stiles tarafından emildiğini hissettim.

Peter Pan'ın Wendie'sinden aldığı öpücük gibiydi bu; herkesin sağır olmasına sebep olacak kadar büyük bir çığlık atma hissiyle dolmuştum ama bunu yapamayacak kadar aciz ve şok olmuş durumdaydım.

Kendimi ona doğru iterek karşılık vermeye başladığımda ellini belime koydu ve beni kendine iyice çekti.

Bedenlerimiz bir bütün halindeyken, sanki bu temasımızla birlikte havada uçuyor gibi hissettiriyordu.

Bizi rahatsız edecek hiçbir şey yoktu, sadece dudaklarımı hareket ettirip, uzun zamandır hayalini kurduğum dudaklarının ait olduğu yerde olmasının zevkine varmaktı.

Nefesimin azaldığında bu öpücüğün bitecek olması bütün bedenimin ateş almasına neden olmuştu ve nefesimiz tamamen bitince nefes nefes geri çekildiğimizde bu ateş, sonunda özgürlüğüne kavuşan dudaklarımın arasından uçup gitti.

Göğsüm hızlı hızlı inip kalkarken,gözlerim sanki bir büyünün etkisine yeni girmiş gibi büyük bir huzur ve hazla kapalıydı.

Gözlerimi açtığımda o gözlerle karşılaştığımda, hala hayal olduğundan şüpheliydim.

Ama hiçbir hayal bu kadar iyi hissettiremezdi.

"Se-Sen biliyor muydun?"derken kekelemem umrumda bile olmamıştı. Sadece gözlerinin içine bakarken sorularımın cevabını arıyordum.

Kafasını salladı, nutku tutulmuş gibiydi, tıpkı benim gibi.

"Ne kadar zamandır?"diye sorarken sesim aceleci çıkmıştı.

"Brett'den bahsettiğin zamandan beri.."diyince kaşlarımı çattım.

"Ve bana hiçbir şey söylemedin mi?"

Bunca zamandır biliyordu ve bu kadar harap olmama izin mi vermişti?

"Ben sadece emin olmak istedim..."

Kaşlarım çatılmıştı ve yüzümde neyden emin olmak istediğini sorar bir ifade vardı ve o, bu soruyu anlamıştı.

"O kişinin gerçekten sen olduğundan ve duygularımdan.."

İçimde hâlâ emin olmadığına dair kötü bir his kol gezerken kaşlarımı serbest bıraktım. Az önceki an ellerimin arasından kayacak gibi hissediyordum.

"Peki şimdi.. Emin misin?"diye sorarken korkum sesimde belli olmuştu.

" Sana, seni sevdiğimi ilk söylediğim andan beri oldukça eminim, Malia."

Bana, beni sevdiğini söylerken, gerçek benden bahsediyordu, bunu duymak gözlerimin sevinçle yaşarmasına sebep olmuştu.

"Sadece seni bekledim."

Dikkatimi tekrar ona verdim ve dediklerinin devamını dinlemeye başladım.

" Ama sen beni bırakıp gitmeyi seçtin.."dediğinde gözlerinin yaşardığını görünce gülümsemem silindi.

"Sen kafamı karıştırırken ne yapmamı bekliyordun? Bir gün bana mesajla bana sevdiğini söylerken diğer gün Lydia ileydin.! Ne yapmamı bekliyordun? Ne yapmamı bekliyorsun? Yarın yine onun peşinden koşmayacağını kim bilir?"diyerek sesim ben farkına varmadan yükselmiş ve yüz hatlarım kızgın ve sert bir hal almıştı.

"Neden her zaman konuyu Lydia'ya çekiyorsun? Neden bana inanmıyorsun, Malia? Neden seni sevdiğime inanmıyorsun?"

Neden? Her gün ona salya akıtışını tanıklık eden bendim ve cidden bana nedenini mi soruyordu?

"Çünkü Stiles, senin birini gerçekten sevebilmen mümkün değil."derken ondan birkaç adım uzaklaşmış ve gözlerimin dolmasına izin vermiştim.

Derin bir nefes alıp devam ederken, sesim kırgın çıkıyordu.
"Ben bu hikayenin sonunu biliyorum, Stiles. Sen ona gideceksin ve ben sadece arkandan öylece bakacağım. Her zaman yaptığım gibi."

Kafamı eğip birkaç damlanın yere düşüşünü izledikten sonra kafamı kaldırıp devam ettim.

"Seni karşılığı olmadan sevmenin en acı verici şey olduğunu düşünüyordum."

Burnumu çekip devam ettiğimde birkaç saniyeliğine görüntü bulanıklaştı.

"Ama asıl acı veren şey ise; ikimizin de beni gerçekten sevdiğine inanması olur. "

Gitmek için dönüş yapmadan önce söylediğim tek şey buydu.

Çok uzun oldu, diğer bölümde devam ederim.

I Don't Believe In You|StaliaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora