4.4

1.7K 119 131
                                    

Yazım hataları için üzgünüm :(

Yorum isterim.

Stiles'a engel attıktan sonra kafamı kaldırdım ve ağlamamak için kafamı kaldırdım ve derin derin nefesler alarak gözlerimi sıkıca yumdum.

Boğazımda yutkunmamı bile engelleyecek kadar büyük bir düğüm vardı ve içime attığım her göz yaşı gözlerimin daha da acımasına sebep oluyordu.

Balonun yapılacağı spor salonun hemen yanındaki soyunma odasındaydım ve durmadan kapıdan geçen birileri oluyordu, kimsenin beni görme riskini göze alamazdım.

Oyun bu kadardı, bu sefer pişmanlık olmayacaktı.

Hattı çıkardım parmaklarımın arasında çevirdim, hattı tuttuğum elimim üzerine bir damla düşünce kafamı, kimsenin ağladığımı görmemesi için kafamı daha da aşağı eğdim.

Stiles'ın baloya yalnız geldiğini biliyordum, bana mesaj atmıştı. Beni beklediğini ve kim olduğumun hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini söylemişti.

Mesajı aldıktan sonra kırmızı, belimi iyice saran, alt kısmının ise hafif kabarık olduğu elbiseyi üzerime inanılamayacak kadar hızlı bir şekilde geçirmiştim. Amacım ona kim olduğumu söylemek değildi.

Malia olarak gidecektim.

Kararımı değiştirmeme sebep olan şey ise onu her gördüğümde aklıma gelen şeydi; Biz arkadaştık ve bu saatten sonra daha fazlası olamazdık.

Kendimi soyunma odasına atıp ilk mesajı gönderdiğimde geri dönüşün olmadığını farl ettim.

Ve şimdi ise elimde tuttuğum hatta iyice baktım ve iki elimi kullanarak onu kırdım.

Tıpkı kalbim gibi paramparça hâle geldiğinden emin olduktan sonra ellerimdeki parçaları yere attım.

Yanaklarımın üzeri hızla ıslanırken odada birkaç hıçkırık sesi duyuldu. Her hıçkırığım, bütün bedenimin sarsılmasına ve zaten düzgün olmayan nefes alış verişimi daha da fazla bozulmasına sebep oluyordu.

Elimi ağzımın üzerine koyup sıkıca bastırdığımda gözlerimi sıkıca yumduk ve kendimi durmak için zorladım ama tek yapabildiğim sadece sessizce ağlamaya devam etmek oldu.

Ayağa kalkıp soyunma odasında bulunan küçük aynanın karşına geçtim, makyajım mahvolmuştu. Elimim tersini kullanarak göz yaşlarımı sildim ve soyunma odasında bulduğum peçeteyle yüzümü güzelce temizledim.

Temizlediğim, hiçbir mimik olmayan suratıma baktığımda gözlerimin tekrar dolduğunu ve çenemin seğrimeye ve titremeye başladığını fark ettiğimde büyük bir gülümse oturttum yüzüme ve uzun süre gülümseme üzerine çalıp kendimi iyice süzdüm. Mutlu görünüyordum.

Soyunma odasından çıkıp balonun olacağı yere geldiğimde onu görmemek için dua ediyordum, ki Tanrı bu isteğimi red etmişti.

Gürültüden rahatsız olduğunu belli eden, kırgın yüz ifadesiyle balonun yapıldığı spor salonun büyük kapısından çıktı.

Birkaç dakikanın ardından normal telefonuma bir bildirim geldi.

Stiles'dan olduğunu görünce içimdeki merak duygusu sinirimi bozmuştu ama yine de mesajı açmadan duracak kadar iradeye sahip değildim.

"Uygun bir zaman olmadığını biliyorum ama sana ihtiyacım var. Gelebilir misin?"

Baloda olduğunu bildiğim için yer bildirme gereği duymamıştı.

Ben de kapıdan çıkarak gürültünün azaldığı kolidora çıktım ve onu görmek adına gözlerimi kolidorda gezdirdim, görünürde değildi.

I Don't Believe In You|StaliaWhere stories live. Discover now