2 ♦ Kaçak

13.1K 919 93
                                    

Yorum ve votelerinizi unutmayin lütfen <3

----


İki katlı şirin evime ulaştığımda gözlerim uykusuzluktan acıyacak hale gelmişti. Bunda arabada açtığım sıcak klimanın da etkisi vardı tabi.

Ceketimin cebinden anahtarları çıkararak eve girdim. Alışık olduğum o koku suratıma çarptığında gülümsedim. Bu ev koruyucu ailemden kalan birkaç şeyden biriydi. Üvey olmama rağmen bana gösterdikleri sevgi paha biçilemezdi. Disiplinli ve katı kuralları olan bir aileydi. Birçok şeyden beni uzak tutmaya çalışmışlardı. Eğer hayatta olsalardı yaptıklarım hoşlarına gitmezdi.

Hem...

Hadi ama...

Kim kızının bir ringde dövüşmesini isterdi ki?

Üvey babam her zaman bir ağ işletmeni olmamı istemişti. Onu dinleyip üniversite seçimlerimi değiştirmiş ve okumuştum. Babam nereden bulduğunu bilmediğim birkaç kodu mezun olmamın hemen ardından vermişti. Onlar benim elim ayağım gibiydi. Kodlar o kadar zekice hazırlanmıştı ki birkaç yerini değiştirip kullanınca hemen sonuç veriyordu.

Odama çıkarken defalarca kez merdivene takılmıştım. Ancak tek parça halinde ulaşmayı becerdiğimde üzerimdekilerden hızlıca kurtulup rahat şeyler giyindim ve kendimi yatağa attım. Hafifçe sola dönüp komodinin üzerindeki resmi elime aldım.

Bu resim gerçek ailemden bir parçaydı. Koruyucu annem ölmeden önce bu resmi vermişti. Ne kadar vicdan azabı çektiğini söyleyip durmuştu o gün. Neden olduğunu hiçbir zaman anlamamıştım. Beni, ailem sokağa atmıştı zaten. Onlar bana yardım etmişlerdi.

Öyleydi, değil mi?

Fotoğraf karesinde olan her şeyi ezberlemiştim. Kameraya ışıl ışıl gülümsemesiyle bakan bir kadın vardı. Ve kucağında bir bebek. O bebek bendim. Bunu biliyordum çünkü o yaşlarda üvey ailemle birlikte çekilmiş bir fotoğrafım vardı.

Annem bana öyle içten sarılmıştı ki basit bir fotoğraf makinasının böyle bir duyguyu yakalamasına şaşırıyordum. Özlem gidermek istiyordum. Gerçek annemin kokusunu doya doya içime çekip sarılmak.

Nasıl kokuyordu acaba?

Birçok arkadaşım annelerinin kendine has bir kokusu olduğundan bahsederdi. Ya benim annem nasıldı?

Bunları öğrenmem artık imkansızdı. Annem ölmüştü. Yaklaşık yirmi yıl önce. Ve ben onun kokusunu sadece hayal edebilirdim bundan sonra.

Fotoğraf bir bütün değildi. Diğer yarısı kesilip alınmış gibiydi. Annemin omuzunda bir el var. Bir erkek eli... Kim olduğunu bilmiyordum. Yüzünün olduğu kısım yoktu.

Derin bir nefes alıp resmi göğsüme bastırarak yatakta kıvrıldım.

Bu gece uzun olacaktı.

***

"Çayları soğutuyorsun, kalk dedim sana!"

Omuzumun sertçe dürtülmesiyle başımı yastığın altına alarak yatağın diğer tarafına kaydım.

"Yalnız bırak beni, Elçin!" diye homurdandım. Erken uyanmaktan nefret ediyordum.

"Asla olmaz. Hem bak sen kalkmadığın her saniye Savaş kahvaltılıkları bitirmiş oluyor. O yüzden... Hadi!"

Üzerimdeki yorgan hızla çekildiğinde oflayarak kalktım.

"Kalktım işte. Hadi in sen aşağıya."

"Pekala." diye şakıdı Elçin. "2 dakikan var güzelim."

Gözlerimi devirip banyoya yöneldim. Hızlıca işlerimi hallettikten sonra beyaz saçlarımı tepede topladım. Yanaklarıma düşen küçük tutamlar için ise yapacak bir şeyim yoktu.

M.I.M.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin