♣️Final♣️

Start from the beginning
                                    

"Merhaba." Diyerek Kağan'ın karşısı ve Enes'in yanı olan boş yere oturdum.

"Hoş geldin fıstık."

"Hoşbuldum." Enes de son zamanlar da Rüzgarı dinlemediğim için sürekli benimle tartışıyordu ve aramızda hafif bir soğukluk vardı.

"Yılbaşı partisine geliyorsunuz de mi?" İki gün sonra yeni yıla girecektik. Yeni yıl, yeni zaman yeni hayat. Bu yıl bize neler gösterecekti acaba?

"Bu yılın konsepti çiftlermiş. Yani herkes partide eşiyle bulunacakmış. Çifti olmayanların ismi bir listeye alınacak ve parti esnasında kura ile yeni çiftler oluşturulacakmış." Gözlerimi devirip homurdandım. Kimse sevgilisi olmayanları düşünmüyordu. Millet tanımadığı insanla nasıl bir partide çift olabilirdi ki?

"Sevgilisi olmayanları düşünen yok!" Rüzgar da benim gibi düşünüyordu ama onun böyle düşünmesi yani, ne biliyim biraz moralim bozulmuştu açıkçası.

"Eylül ne oldu?" Sanırım düşündüklerim yüzüme de yansımış olmalıydı ki Asya bu soruyu bana yöneltmişti.

"Birbirini tanımayanların çift olması, garip geldi." Düşündüğümün aksini iddia etmiştim. Sanki bu düşünce Hoşuma gidiyor gibi. Rüzgar da böyle anlamış olmalıydı ki çatılı kaşlarıyla bana bakıyordu.

"Tanımadığın birisiyle nasıl rahat bir parti geçirebilirsin ki!" Kağan da sevgilisi olmayan olarak hayıflanıyordu.

"Yeni insanlar yeni maceralar." Diyerek bende mantıksız fikrimi öne sürdüm. Neden böyle bir şey söylediğimi bilmiyordum ama içimden söylemek gelmişti. Rüzgar sanki ölümcül bir kelime söylemişim gibi büyük bir sinirle bana bakıyordu. Yeni gelecek düşünceleri dinlemeden yerimden kalktım. Dersim başlamak üzereydi.

"Dersim başlamak üzere çıkışta görüşürüz millet!" Emre ve Zeynep ile aynı dersleri gördüğümüz için, onlar da benimle birlikte kalktılar.

..

Okul sonu yağmur yağmaya devam edince kampüsün içerisindeki kafede oturuyorduk. Enes ve Kaan dersleri erken bittiği için gitmişlerdi.

"Selam!" Arkamdan duyduğum sesle aniden arkama döndüm.

"Senin ne işin var lan burada!" Emre bir hışımla yerinden kalkıp, Efenin boynuna yapıştı. Rüzgar onları ayırmaya çalışırken bir yandan da Efeye bağırıyordu.

"Hangi yüzle geliyorsun piç!" Olayın daha fazla büyüyeceğini anlayınca, sorun çıkmaması için Aralarına girip ne kadar zorlansam da hepsini ayırdım.

"Yeter! Yavaş olun!" Üç erkekte ölümcül bakışla birbirlerine bakıyorlardı.

"Sadece yeni okul arkadaşlarım ve kuzenimin arkadaşlarına merhaba demeye gelmiştim!" Pis bir sırıtışla Zeynep'e bakmasıyla bende Emre gibi şaşkınlıkla onlara baktım. Ne yani gerçekten kuzenler miydi? Zeynep, sevgilisinin eski sevgilisi ile birlikte olduğu adamla kuzendi. Şaka gibi ya!

"Bu doğru mu?" Emre bütün öfkesiyle Zeynep'e döndü. Kuzen oldukları için değil, bunu Emre'ye söylemediği için sinir olduğunu biliyordum.

"Üvey kuzen!" Zeynep de bütün öfkesiyle ortalığı karıştıran Efeye bakıyordu ama Efe bu bakışlardan hiç etkilenmiş gibi değildi.

"Neden onları ilk gördüğümüzde bana söylemedin!" Emre şu anda fazlasıyla sinirliydi ve bunu Zeynep'ten çıkarmaya çalışıyordu. Sonradan pişman olacağı şeyler yapıyor farkında değil!

"Beni bırakmandan korktum." Zeynep'ten çıkan tüm masum sesle Emre ne kadar biraz yumuşamış gibi görünse de dişlerini sıkıp gözlerini kapattı.

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now