1.2

1.7K 226 213
                                    

''Hyung, bir sorunu olduğu çok açık. Yoksa 'kendimi toparlamam gerekiyor' sözünü kullanmazdı. O çok güçlü biriyken, bir an olsun ağzından böyle bir şey çıkmamıştı. Benim Çin'e gitmem gerek. Bir an önce.'' Sehun son söylediğinin ardından sözlerine devam etti, gözlerini açıp, onlara bakarak.

''İki gün içerisinde Çin'e gideceğim, Luhan için.''

Baekhyun parmaklarını Sehun'un saçlarında bir hyung edasıyla gezdirirken ona telkinler vermeye çalışıyordu. ''Başkan'ın buna izin vereceğini sanmıyorum.'' Sehun gözleri tek bir noktaya odaklanmış, aklından sürekli Luhan'ın dediklerini geçiriyordu.

''Hazırlanmamız gereken bir konser yok, şu anlık için çoğu üye bireysel aktiviteleri ile ilgileniyor. Beni görmezden gelmelerini kısa bir süre için isteyebilirim, öyle değil mi? Belki de Çin'de bir program ayarlayabilirler, sonuçta Çincesi en iyi üyelerden biriyim.''

Chanyeol onun bu fikrini sevmiş olmalı ki başını sallayarak ona onay vermenin yanında konuştu. ''Belki de Luhan ile bir programa bile çıkabilirsin. Hem bunu ondan saklarız, sürpriz olur öyle değil mi?'' Sehun'un dudakları kıvrıldığında başını kaldırarak yataktan ayağa kalktı.

''Eğer menajer hyung ile konuşursak, bunu ayarlayabiliriz öyle değil mi?'' Sehun, Luhan'ın gidişinin ardından ilk defa böylesine bir sevinç ile konuşuyordu. Baekhyun sevdiği insanın gözlerine baktığında, Chanyeol ona bir gülücük sunmuştu. Sehun'u böyle görmek, onları da sevindirmişti.

''Başkan ile ben konuşacağım.'' Baekhyun kararlıkla söylediğinde Sehun'dan büyük bir sarılış almıştı. Uzun süren sarılışın ardından Chanyeol onu belinden tutarak kendine çekmiş ve çenesini onun dar omzuna koymuştu. ''Beş saniyeden daha fazla sarılmak yok.'' Baekhyun onun alnına vurduğunda Chanyeol burnunu onun boynuna sürtmekteydi.

''Fazla vıcık vıcık görünüyorsunuz. Mümkünse aşkınızı benden uzakta yaşayın.'' Sehun alayla yüzüne sahte bir iğrenme ifadesi takındığında Chanyeol Baekhyun'u sırtlayarak odadan çıkarmakla meşguldü, tabii Baekhyun bu ani hareketle korkmuş ve onun omuzlarına sıkıca tutunmuştu.

''Hayranlar bu hallerinizi görseydi kesinlikle hisselerimizde yüksek bir artış yaşanırdı. SM bu konularda neler yapacağını hiç bilmiyor, hiç.'' Sehun kendi kendine gülümserken Luhan'ın mesajına cevap vermediğini hatırlamıştı.

Kime; Lulu

''İki hafta çokta uzun bir süre değil mi Lulu? İki hafta, seni beklemem için çok uzun bir süre. Oysa ben seni gittiğin andan beri bekliyorum fakat bir saniye bile durmak gelmiyor içimden, ne yapmalıyım sence?''

-

Luhan, Sehun'dan gelen mesajı gördüğünde kasılan parmaklarını birbirine kenetleyerek çıtlatmıştı. Alt dudağı dişlerinin arasında kemirilmekten harap olmuş olmasına rağmen Luhan bunu umursamamıştı.

Kime; Hunnie

''Sana, beni beklemeni söylerken ciddiydim. Bak, sadece iki hafta sonra yanında olacağım, tamam mı? Beni bekleyecek misin?''

Luhan elbette ki gelecek cevabı biliyordu fakat yine de ona sormak istemişti. Derin bir nefes alarak gelen mesajı kontrol ettiğinde, tam da onun düşündüğü gibi olmuştu. Endişeliydi, Sehun'u ilk defa görmüyor olsa da, ayrıldığından itibaren Sehun onu ilk defa görecekti. Açık olan bilgisayarında ki hesabına girdiğinde, sahte Sehun ile kavga ettiğini tekrar anımsadı.

✈ HunHan R'P Vers. Where stories live. Discover now