O BENİM

127 14 59
                                    


Merhabalar! Bölüme başlamadan önce Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet ailelerine de sabır ve başsağlığı diliyorum. Bizde dualarımızı onların aziz ruhlarından eksik etmeyelim. Kimse unutmasın ki ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ! Dilerim Allah'tan bu günler çabuk atlatılır. Şehitlerimizin kanları yerde kalmaz. Aslında söylecek pek birşey yok acı tek yürekler bir yanıyor. Ateş düştüğü yeri değil hepimizi yakıyor.

Bir hilal uğruna Ya Rab! Ne güneşler batıyor...

Multimedia; Koray ve Mina

Son feci bisiklet; BU KIZ

Bölüm İthafı : @aysenurtasci

Keyifli okumalar

Koray'dan

"Cırtlak sesli, çirkin, süpürgesiz cadı. Düşüncesiz insan tanesi, gereksiz camgöz. Bir de çemkiriyor yüzüme yüzüme neymiş hayatını kurtarmışım görende ırzına geçmişim sanar. Tövbe tövbe benim gibi mülayim bir insanı dinden imandan çıkarıyor. Bir de bebek polemiği yaşadı çözülmese herhalde hastaneyi de ayağa kaldırırdı agresif şeytan. Kalkıp doktoru da dövecek elinde olsa. Tabii gücü bana yetti. Bende insanım ki yardım etmişim hala da neyi bekliyorsam yanında pinekledim kaldım. Sonunda insafı yerine oturdu düşme etkisiyle çıkan tahtalar yerine geldi de teşekkür etti. Biraz zahmet oldu ama hanımefendiye (!) "

Kızı odada yalnız bıraktığımdan beri hastanenin bahçesinde oturmuş kendi kendime sayıklıyordum. Etraftan geçenler garipseyen bakışlar atıyor ve aralarında fısıldaşıyordu. Çok güzel zaten bir kafayı yiyen adam damgası yememiştim onu da yiyince hayatımda hiçbirşey eksik kalmayacaktı. Bir kızın hayatını kurtarıyordum ve kız uyanınca boynuma sarılıp teşekkür etmek yerine aşısı eksik kuduzlar gibi üstüme saldırıyordu. Sonra ne hikmetse bir anda tüm taşları akışa uyuyor ve bir teşekkür ediyordu. Kolumda bir tırnak izi bırakarak. Ne şans ama!

İşte bu tam olarak Koray Canpolat farkı. Farkım şansım benim.

O cadalozun kimseyi aramadığını biliyordum. Telefonu eline alıp bakmamıştı bile. Sanırım pek arayanı soranı yoktu zaten . Saatlerce o telefon benimde elimde olduğu halde tek arama yapan mesaj çeken olmamıştı. Uyanınca kimseyi sormaması da bu tezimi doğruluyordu.

Doktorlar çıktıktan sonra bir süre yanında kalınca ben odadayken rahatca hareket edemediğini de fark etmiştim. Sürekli oturduğu yerde kıpırdanıp durmuştu. Bu yüzden de odadan biraz evvel ayrılmıştım. Ama hastaneden çıkıp gidemiyordum çünkü eğer arayıp haber verirse yakınlarına onu teslim etmem gerektiğini düşünmüştüm. Ayrıca hastane ortamında birşeylere ihtiyacı da olabilirdi. Ah şu içimdeki insan sevgisi...

Başka bir yönden bakınca da şu an orada sıkıntıdan canının çıktığının tahmin edebiliyordum. Sonuçta sadece beyaz ve mavi tonlarından oluşan bir hastane odasındaydı. Tek başınıza ne kadar eğlenip vakit geçirebilirdiniz ki? Ama inadım tutmuştu işte gidip bakmayacaktım. İnsan sevgisi de bir yere kadardı ama değil mi?

Ayrıyeten ona verdiğim paranın üzerinden telefon numaram yazıyordu. Bakma zahmetini gösterirse pek tabii bana ulaşabilirdi. Ama bunu yapacak mıydı? Sanırım bu imkansız. En az benimki kadar katı bir inadı var gibiydi. Hani şu an aç yatarım ama kuyruğumu dik tutarım hesabında olan tiplerden.

Doktor bilgilerini okurken ne demişti ismine? Sanırım "Mina". Aslında dıştan baktığında normal bir insan görünümlüydü. Hatta güzel bir kız gibi duruyordu. İçinde yatan aslanı saymazsak iki deniz gözü, bir küçücük burnu, bi tane de asla konuşmaktan çekinmeyen ağzı vardı. Kişilikte ise işte o kısım biraz sorunluydu. Agresif, sulugöz, patavatsızdı . Aslında gözlemlerime uyarsam bayağa pis huyluydu bu kız. Önyargılı mıydım? Galiba. Olabilir. Tamam öyleyim. Ama bunlar sadece gözlem. İlk izlenim önemli demiş atalarımız.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 08, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BİR ÖYKÜWhere stories live. Discover now