Değişim Bölüm 29

Start from the beginning
                                    

       Ne kadar süre pistteydiler bilmiyorlardı ama hareketleri oldukça seksileşmeye başlamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

       Ne kadar süre pistteydiler bilmiyorlardı ama hareketleri oldukça seksileşmeye başlamıştı. Öyle ki pistte dans edenlerin ve oturanların gözleri bir bir onlara kaymaya başladı. Biran  Alper'in gözleri tanıdık biriyle buluştu. Lanet olası ne işi vardı burada?

Kaan gözlerini hiç kaçırmadan oturduğu  koltuklardan birinde onu izliyordu. Ne vardı bakışlarında? Arzu, şehvet, öfke. Neden? Neyse neydi? Umurunda değildi Alper'in, dudaklarını ısırıp baygın bir bakışla gözlerini devirirken tekrar Eren'e döndü ve kaldığı yerden devam etti. Eren bir kez daha arkasını dönüp sırtını Alper'in göğsüne yasladı ve elinin birini boynuna koyup yavaşça aşağı eğilerek dansına devam etti. Alper de ona karşılık verirken gözlerini kapamış başını geriye atmıştı.

Tam o anda bir boşluk hissetti. Öyle ki biri hızla kollarından Eren'i çekmişti.

"Oha ne oluyor be? Canımı yaktın." Diye yakındığında Eren. Gözlerini açtı ve karşısında Timuçin'i gördü Alper.

"Dans mı ediyorsun yoksa ulu orta sevişiyor musun?" Diyerek kolunu tutup havaya kaldırdı ve kendine yaklaştırdı Eren'i

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Dans mı ediyorsun yoksa ulu orta sevişiyor musun?" Diyerek kolunu tutup havaya kaldırdı ve kendine yaklaştırdı Eren'i.

"Ne yapacağımı ne zamandan beri sana soruyorum ben?" Dediğinde Eren, kaşlarını çatarak Timuçin'e doğru bir adım attı Alper.

"Canını yaktığını söyledi Timuçin. Bırak artık kolunu." Derken,  keskin bakışlarını yavaşça Alper'e çevirdi Timuçin.

"Ne yapacağımı sana mı soracağım  civ civ." Diyerek tek kaşını kaldırdığında Kuzgun, kaşlarını çatıp gözlerini kıstı Alper:

"Belkide davranışlarını birilerine sormalısın?" Dedi. Bu kez keskin gözlerini kıstı Timuçin.

"Tamam. Yeter bu kadar." Deyip ters ters Timuçin'e bakarken Eren tekrar Alper'e döndü. "Tamam sorun yok Alper." Ona karşı sesinin yumuşadığını gördüğünde Timuçin kaşlarını çatarak Eren'i biraz daha yanına çekti. Bu yaptığına anlam verememişti kuzgun. Kıskanıyor muydu bu kediyi? Bu aptalcaydı ama onu başkasıyla bu şekilde görmeye tahammül edemediğini fark ettiğinde buraya gelmişti öyle değil mi? O halde bir başkasına gitmesine müsaade etmeyecekti.

"Gitmeyecek miydik?" Diye sorarken bir elini Eren'e uzattığında, elinin tersiyle elini itti Timuçin.

"O seninle gelmiyor civ civ." 

"Kes artık Timuçin, zorbalıklarınla kaç kişinin hayatını mahvettiğini biliyor musun? Eğer biri hayır diyorsa, bazen bunun cevabı hayırdır. Ama doğru bunları anlamayacak seviyedesin."

Diyerek ona doğru bir adım attığında sendeledi Alper. Timuçin bir iki adım geri giderken söylendi.

"Elbet ayılacaksın sarı kafa. İşte o zaman yaptıklarına ve söylediklerine pişman olacaksın. Zira pişman olmanı sağlayacağım." Diyerek Eren'i sürüklerken, hızla bir iki adım ona attı Alper.

"Korkmuyorum senden. Ne yapacaksın ha?" Diye söylendiğinde öfkeden deliye dönmüştü. "Herşeyi bildiğini zanneden kibirli, dünya yalnızca kendi etrafında dönüyormuş zanneden ukala, zorbadan başka bir şey olmadığını kimse bilmiyor mu zannediyorsun?" Timuçin aniden durduğunda öfkenin pırıltıları gözlerinden okunuyordu. Hızla arkasını dönüp Alper'e bir yumruk sallayacakken Eren endişeyle bağırdı:

"Alper..." Dediği anda Timuçin in kolundan tuttu Kaan:

"Dostum. İnan bana bunu yapmak istemezsin." Diye ikaz ederek tek kaşını kaldırıp durdu Timuçin. Bir anda kolunu kendine çekerek söylendi. "Eğer şimdi duruyorsam bunun bir sebebi var." Derken gözlerini kaçırdı ve sert adımlarla Eren'i de kolundan tutarak onun ikazlarına kulak kapayıp peşinden sürüklemeye başladı. Bekledi ve ellerini beline koyarak dudaklarını ısırıp yavaşça arkasına döndü Kaan. Alper kızgın ve endişeli gözlerle onların arkasından bakarken bir iki adım atacağı sırada tekrar sendeledi.

"Sarışın. Ne yapacağım ben senle?"

"Neyeye gidiyolar?" Diye mırıldanırken sonunda sesinin de değiştiğini fark etti. Kaan birkaç adımda yanına geldiğinde Alper nihayet dikilebilmişti.

"Ne yaptığının farkında mısın?"

"Evet. Senden yardım isteyen mi oldu?" Derken işaret parmağıyla göğsünü ittirdi.

"Bana ihtiyacın vardı."

"Benim sana ihtiyacım yok. Kimseye ihtiyacım yok. İstediğime istediğim gibi davranırım. Lanet olsun. Nereye gidiyorlar. O aptal herif neyeye götürüyor Eren'i. Nefret ediyorum hepinizden. Senden de, o aptal heriften de. Yoluma çıkıp, yoluma çıkıp durmayın artık." Derken gözlerinin dolduğunu bile fark etmedi. Kaan öylece onu dinliyordu. Kaşlarını çatıp Eliyle Kaan'ı ittirmeye çalışırken biranda sendeleyerek bu kez düştü. Çevrelerinde ki insanların onlara kınayarak yada meraklı gözlerle bakmalarını umursamıyorlardı. Alper, bir eliyle başını tutarken diğeriyle Kaan'ın elini ittiriyordu. " Bırak beni. Yardımına ihtiyacım yok." Deyip derin bir nefes alarak sendelemeden kalkmaya çalışırken söylenmeye devam ediyordu. "Lanet olası pis serseri. Seni gördüğümden bu yana hayatım boka sarar oldu. Bırak peşimi. Ne istiyorsun benden?" Dedi ve durdu. Kızarmış gözleriyle dudaklarını aralayıp ona yaklaştı. "Defolup gitmen için ne yapmam gerek?" Bekledi Kaan:

"Seni sevmeyen birine bu kadar çok mu aşıksın?" Yutkundu Alper. Kaşlarını tekrar çatıp tam yumruk atacağı anda kolunu yakaladı Kaan ve dengesini kaybedeceği sırada ona arkasından sarıldı. Alper'in başı tam boynun hizasına geliyordu şimdi. O hızla nefes alıp verirken kulağına eğildi: " Seni parçalara ayıracağım Alper. Ta ki tekrar bir araya getirinceye dek." Derken biranda onu kendine çevirdi ve bacaklarından tutarak kaldırıp Alper'i omuzuna aldı.

"Ne yapıyorsun be? Deli misin nesin? İndir beni manyak herif." Diye debelenirken Kaan adımlarını sıklaştırdı. Meraklı gözlerin ardında yoluna devam ederken Alper'in kalçasına bir şaplak atarak söylendi.

"Kes sesini Sarışın. Zira bundan sonra kuracağın her yanlış cümle, aleyhinde delil olarak işlenecek." Dedi ve hızlı adımlarla clupten çıkarken kimse dönüp ağzını bile açmadı.

Arabanın kapısı çarpılıp Eren'i içeriye tıktığın da Timuçin o neler olup bittiğini anlayamamıştı bile. Hızla geçip şoför koltuğuna otururken tek kelime etmedi ve aniden gaza bastı kuzgun. Buda neydi böyle? Ne oluyordu? Nereye gidiyorlardı? Hiç bir şey söylemedi Timuçin, arabanın açık tavanından başını kaldırdığında Eren, gözlerini hiç sonu gelmeyecekmiş gibi görünen alacakaranlığa yumdu.

 Buda neydi böyle? Ne oluyordu? Nereye gidiyorlardı? Hiç bir şey söylemedi Timuçin, arabanın açık tavanından başını kaldırdığında Eren, gözlerini hiç sonu gelmeyecekmiş gibi görünen alacakaranlığa yumdu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

YORUM VE VOTELERİNİZDEN BENİ MAHRUM ETMEYİN BENİ ÖZLEYİN ANACIM..:xd..:p



Ölümcül Saplantı (+18)Where stories live. Discover now