Esme cevap veremeden Yahya geldi. Esme'ye bakıp
-Noldu bebeğim rengin gitmiş? Diye sordu

- Birsey olmadı hayatım Ayça hanım senin yatak performansın üzerine ihtisas yapmış onu anlatıyordu 2 gün önce de diploma aldı sanırım.

Yahya Ayça'ya dönüp
- Ne saçmalıyorsun sen? Diye tısladı.

Kadının eli ayağı birbirine dolandı. Böyle açıkça söylemesini beklemiyordu.

- Bana bak kızım sen haddini aştın artık. Sen kimsin ki seninle yatıcam lan ben hemde muhteşem kadını bulmuşken. Sen dua et tam proje ortasındayız yoksa o fazla kullanılmış götüne öyle bir tekme atarım ki kendine gelemezsin. Bir daha böyle bir saygısızlık yapmayacaksın yoksa senin ecdadını sikerim. Siktir git şimdi gözümün önünden.

Kadın apar topar orayı terketti. Korkudan öleceğini düşünerek.

- Şimdi iyi misin bebeğim? Diye sordu Yahya Esme'ye dönerek.
- İyiyim kötü bir gün oldu. Gidelim mi?
- Tabi gidelim. Dedi Yahya

Hesabı ödeyip Esme'nin elini tuttu. Arabaya binip Yahya'nın evine gittiler.

Içeri girdiklerinde Esme koltuğa attı kendini. Yahya yanına oturdu onu kendisine çekip başını kucağına aldı. Saçlarını sevmeye başladı.

-Gevşe biraz. Ne olduğunu anlat.

Esme uzandığ yerden Yahya'nın yüzüne baktı.

-Cinayet vakası. Kız çok küçüktü daha üvey babası tecavüz etmiş sonra da boğarak öldürmüş.

Sesi titriyordu.
-Daha 15 yaşında. Uzun sarı saçları vardı. Ben bilmiyorum alışık olmam lazım ama bazen keşke savcı olmasaydım diyorum. Gözümün önünden silinmiyor.
- Zamanla herşey siliniyor. Sen güçlü birisin anlatırsın.
Esme sessizce
-Zamanla. Dedi
- Bazen insanın hayatında zamanın bile silemediği şeyler oluyor. Diye devam etti.

Yahya pür dikkat onu izliyordu. Bu gece çok yorgun ve bitik olduğunun farkındaydı ama kafasında olan şeyleri sormak zorundaydı.

- Ne zaman anlayacaksın?
Esme titredi. Ona söyleyemezdi. Bu durum daha yeni olan ilişkilerinde derin bir yara açmaktan başka bir işe yaramazdı.

- Bu konu hakkında konuşmak benim için çok zor. Bu sana güveniyorum anlamına gelmiyor. Sadece bana çok kötü şeyler yaptılar bunu bil.

Yahya artık daha fazla dayanamadı. Sinirle kükredi.

- Tecavüze mi uğradın?

Esme'nin yüzü sapsarı oldu. Bütün vücudu titriyordu. Yerinden kalktı. Hiç bir şey söylemedi. Sadece boş bakışlarını tavana dikti. Gözünden bir damla yaş döküldü. Kendini sıktı. Ağlama aptal Esme diye sıktı kendini. Hala tek kelime etmeden durdu.

Yahya bağırarak
-Cevap ver bana. Dedi

Esme korkuyla sindi.
Kısık sesle
- Evet. Dedi sadece.

Yahya bağırarak ortadaki sehpaya tekme geçirdi. Eline geçirdiği her şeyi parçaladı. Hem kırdı hem bağırdı.

Esme sessizce kendini duvara yasladı. Yahya'yı izledi dehşetle. Kendisi de böyle krizler geçirirdi eskiden ama bu durdulmaz bir öfkeydi. Ne yapacağını bilemeden korkuyla bekledi.

Oturma odasında olan duruma baktı. Sandalye bile kalmamıştı. Tv masa sandalyeler duvardaki tablolar kocaman L koltuk bile ikiye ayrılmıştı.

Daha fazla manzarayı seyredemedi. Gözlerini kapattı. Kalbine ağır gelen görüntüyü gizledi kendinden. Sessizce ağlamaya devam etti.

Sessizlik olduğunda ağlamaktan kızarmış gözlerini açtı.

Yahya yarattığı talanın ortasında durmuş buz gibi öfkeyle ona bakıyordu sadece. Birbirlerine bakmaya devam ettiler.

Yahya bir adım atınca ona doğru Esme korkuyla sindi.

Yahya yumruklarını sıkıp durdu. Bir süre daha baktı yüzüne sonra arkasını dönüp evden çıktı. Kapıyı var gücüyle çarparak arkasında bıraktığı viraneyle.

Esme ürkerek ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesini verdi.

Evet hayat buydu di mi? Yalnızlık dertlerin en dibinde ıssız yalnızlık. Ne ummuştu ki zaten. Sevgi mi huzur mu güven mi?

Çantasını aldı. Burda durmanın bir manası yoktu. Yahya'nın öfkeyle kapattığı kapıyı sakince kapattı. Soğuk gökyüzüne kaldırdı başını derin bir nefes aldı ve evinin yolunu tuttu.

Ağır AbiWhere stories live. Discover now