"Benden ayrılıyor musun?" dedi titreyen sesiyle.

"Zaten buradan taşınmayı düşünüyorum. Evi satıp başka bir yere gideceğim.  Sen harika birisin eminim seninle ilgilenen doğru düzgün birini bulursun." Cole içten içe Madison'ın bulduğu bir sonraki kişiyi düşünüp çocuğa acıdı. Ama bu artık kendisinin problemi değildi.

Ayrılık bir yana onu bir daha göremeyecek olma düşüncesi Madison'ın nefesini kesiyordu.

"Başka birini bulmak istemiyorum Cole. Bunu neden yapıyorsun? Söz veriyorum düzeleceğim. Son zamanlarda seni çok zorladığımı biliyorum ama be--"

Cole kendini biraz öne eğdi. Ve Madison'ın ellerinden tuttu.

"Hayır düzelmeyeceksin Mads."

"Ben banyoya giriyorum lütfen çıktığımda gitmiş ol." Diye ekledi kibar bir ses tonuyla. Ve odadan çıktı. Madison duyduğu şeyin gerçek olduğuna inanamıyordu bile. Yine de burada kalıp kendisini bu şekilde aşağılamasına izin vermeyecekti. Kapıyı çarpıp evden çıktı. Cole irkildi ve omuzları hafifçe yukarı kalktı.  Çarpmanın şiddeti öyle fazlaydı ki banyodan bile hissetmişti. "Her şey bitti..." diye düşündü. Rahatlamıştı.

Madison hala apartmanın içinde, dizlerinin üzerine çökmüş ağlıyordu. Ağladığı için kendine kızdı ve göz kapaklarına hücum eden yaşlardan kurtulmaya çalıştı. Apartman sakinlerinden biri onu öyle görünce hemen kızın yanına gitti. Madison kadının onun yaşında biri için çok güzel olduğunu düşündü. 

"İyi misin?" Dedi kadın. Ses tonundaki kibarlık Madison'ın daha da çok ağlamak istemesine sebep olmuştu.

"Ayrılıklar iğrenç!" Diye bağırdı. Yaşlar gözlerinden süzülmeye devam ediyordu. Kadın kıza yaklaşmak için çömeldi ve çantasından çıkardığı mendili ona doğru uzattı. 

"Kimse gözyaşlarını hak etmiyor. Sen o barmen çocukla birlikteydin değil mi? " Dedi. Madison başıyla onayladı. "Ondan çok daha iyisini bulursun sen. Hadi çıkalım buradan." Madison kadının yardımıyla apartmandan çıkabildi. Daha iyisini bulmak istemiyordu ki! Cole'u istiyordu. Dışarıda ona teşekkür etti ve taksiye binip evine gitti. 

"Bugün tam iki hafta oldu... Artık her gece ağlayarak uyumuyorum. Televizyonu açık bırakmadan uyuyabiliyorum hatta! Gün içinde genel olarak iyi hissediyorum. Sanırım büyümek böyle bir şey... Belki Cole beni bu halimle sevebilir..."

Ayrılalı neredeyse iki hafta olmuştu. Cole'u görmediği iki hafta... Madison onu ne kadar özlediğini hissedebiliyordu. Mekana geldiğinde güvenlik ona bir sıkıntı çıkarmamıştı. Artık onu tanıyorlardı. İçeri girdi ve etrafı süzdü. Şansına sakin bir günde gelmişti. Cole barda boş boş duruyordu. Madison uzak mesafeden bile onun ne kadar yorgun olduğunu anlayabilirdi. Hafifçe bara doğru yaklaştı. Cole dalgınlıkla başını çevirdiğinde Madison'ı gördü ve bunu hiç beklemiyordu. Bir kaç adım gerileyip kaşlarını çattı. 

"Merhaba." Dedi Madison.

Cole cevap vermedi. Karşısında duranın Madison olduğunu biliyordu ama o başka biri gibi davranmaya devam ediyordu. Oğlan bunlardan kurtulduğunu düşünerek erken davranmıştı.

"Viski alabilir miyim?" 

Madison'ın sesi neşeliydi ama Cole  pek mutlu görünmüyordu. Bunaldığını belli eden bir suratla iç çekti.


"Sana içki falan vermeyeceğim Madison."

Etraftaki müşteriler bir anda onları izlemeye başladı çünkü Cole sesini fazla yükseltmişti. Madison'ın hızla gözleri doldu. 

PerukWhere stories live. Discover now