🍇1. BÖLÜM🍇

609K 13.4K 3.2K
                                    


Herkese Selamlar... 2014 Yılınca bu hikayenin 1. Bölümünü paylaştığımda 1900 civarında kelimeymiş... Bugün 5600 küsur okuyacaksınız ilk bölümü ve normalde bölümler daha uzun...

Hikayeye başlamadan önce mutlaka ama mutlaka GİRİŞ bölümünü okuyun. Hikayenin adının neden değiştiğini orada okuyunca anlayacaksınız. Temeli GİRİŞ bölümünde sağlam attım. Kafanızda soru işareti kalmayacak. Bol bol yorum yapın lütfen. Kitap çok iyi, kokusu var, sayfalarını çeviriyoruz, elimize alıyoruz ama orada böyle bir şansımız olmayacak. O yüzden buradan bol bol yorum yapın. Hatta kitap çıktığında da bana yazın olur mu? Buraya da yazabilirsiniz tabi ama spoiler vermeden :D

Sanırım 3. Bölüme kadar burada paylaşacağım. Normalde 2. Bölüm son olacaktı çünkü Giriş de aslında bir bölüm ama 3 olsun bizim olsun dedim. Eski günlerdeki gibi her paragrafı doldurun olur mu?

🍇🍇🍇🍇🍇🍇🍇

🍇🍇🍇🍇🍇🍇🍇

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1. BÖLÜM

Güneş en yakıcı haliyle tepeye ulaştığında otobüs durağa varmak üzereydi. Melek, aylardır görmediği köyünü güneş gözüne vuruyor diye, görememeye devam ediyordu.

"Off bu ne sıcak ya!" diye söylenirken diğer yandan da elindeki boş yoğurt kovalarını ve yağ bidonlarını kaldırarak salladı. "Sen de bunları başımıza bela ettin. Ne vardı akşam babamlar gelirken getirseydi? " diye annesine dönerek sessizce söylendi.

Berivan Hanım da elindeki kuru ekmek poşetleriyle cebelleşirken kızına ters bir bakış atıp kulağına doğru sessizce fısıldadı. "Baban sevmiyor böyle şeyler yapmayı. Bilmiyor musun?" diyerek kızını susması için dürttü.

Gözlerini devirdi Melek ve "Ben bayılıyorum sanki! Araba onda, arkaya koyar daha fazlasını da getirirdi." Diyerek omuz silkti.

"Melek susmayacak mısın kızım? Sıcak hava, yeterince bunaltıcı zaten!" diyen Berivan Hanım ise konuyu çoktan kendisi için kapatmıştı.

Melek yine ofladı ama başka bir şey demedi. Tamam, köye önden gelmek için Melek ısrar etmişti ama tüm yükü yüklenelim dememişti sonuçta. Her gelişlerinde mutlaka boş bidon ve sitiller getiriyorlardı. Bir de hayvanlar için kuru ekmek. Çünkü o bidonlar ve sitillere yoğurt, peynir, yağ koyuyorlardı. Ekmekler de telef olmadan ıslatılarak hayvanlara veriliyordu. İsraf etmemeyi bu şekilde başarıyorlardı.

Otobüs durağa geldiğinde birkaç kişiyle beraber indiler. Dedesinin evi, durağa biraz uzak bir mesafedeydi. O yüzden konuşup enerji kaybetmek yerine hızlı adımlarla dedesinin evine doğru yürüdü.

Eh acelesinin başka bir sebebi daha vardı, asıl mesele olan oydu.

Yavuz...

Ailedenmiş gibi büyüdüğü, bir kere olsun asla o gözle bakmadığı yan komşuları, aile dostları, arkadaşı olan Yavuz...

BÖĞÜRTLEN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin