Bölüm 15

14.8K 661 34
                                    

Herkese Merhaba, gecikme için kusura bakmayın arkadaşlar ...

cvfmylove_1907 adlı arkadaşımızın Silkelediğim Örtü adlı hikayesini okumanızı tavsiye ediyorum. Bir bakın bence.
Keyifli Okumalar..

Kendini hazırla demişti, karım olacaksın demişti. Duyduklarımın şokuyla olduğum yere çöktüm. Beni zorla alıkoyan kuzenim şimdi de karısı yapacaktı. Mahvolacaktım. Mahvolacaktık.

"Neredesin baba!"

"Kurtar beni!" sessizce akan gözyaşlarımın eşliğinde babama sesleniyordum. Ben hala babasının güvenli kanatları altında yaşayan bir kız çocuğuydum. Verilmiş olan bir sözün hayatımızda olduğunu ve benimle büyüdüğünü öğrenene kadar büyüdüğümü hissedememiştim bile.. Ben Miran ağayı bile zar zor kabullenmişken bir de Mazlum çıkmıştı başıma! Bana kendini hazırla diyordu. Kendini mahvoluşuna hazırla!

"Bejan" Mazlum salondan sesleniyordu. Ona cevap vermeyerek oturduğum yerden boşluğa bakmaya devam ettim.

"Bejan çabuk buraya gel !" az önceki sesine bir de sinir eklenince ellerimle gözyaşlarımı silerek ayağa kalktım. Benimle birlikte mahvolan elbisemin eteklerinden tutarak salona doğru ilerlemeye başladım. Yürürken sendeleyince yan tarafımdaki duvara tutundum. Yorgunluk ve açlık bedenimi ele geçirmişti. Özgürlüğe alışkın ruhum tutsaklığı kabullenemiyordu. Yavaş adımlarla salondaki koltuklardan birine geçip oturdum. Televizyonun karşısındaki koltuğa yayılmış olan Mazlum elindeki kumandayla kanalları tarıyordu. Bakışları televizyondan ayrılıp bana dönünce "Yanıma gel" dedi sertçe. İkiletmeden yanına geçip oturdum.

"Şu yemeği ye" diyince kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Hiç öyle bakma bu yemek bitmeden burdan kalkmayacaksın" yoktu işte bu adamdan kurtuluş yoktu! Elime aldığım kaşığı çorbaya daldırdım ve ağzıma götürdüm. Soğumuştu ama lezzetliydi. Mazlum'un yan tarafımda beni izlediğini fark ettiğimde yüzümü buruşturdum ve aynı beğenmeyen suratla çorbayı bitirdim. Bu süre zarfında gözlerini üzerimden ayırmayan Mazlum, "Pek beğenmedin galiba?" diye sordu. Dayanamamıştı. Cevap vermeyip omuz silktim. Çorba tabağını tepside öteledikten sonra kızarmış tavuk dolu tabağı önüme çektim. Tam elime tavuktan bir parça almıştım ki tepsi önümden çekildi.

"Madem beğenmedin o zaman yeme !" sinirlenmişti. Müstehaktı ona. Tepsiyi önümden çekmesiyle ayaklandım. Şimdi de soran gözlerle bakıyordu.

"Uyumak istiyorum " dedim yüzüne bakmadan. Beni, kendisini bu keşmekeşe sürükleyen o yüze, o karaktere bakasım gelmiyordu.

"Tamam bekle " diyerek mutfağa doğru ilerledi elindeki tepsiyi bırakıp geri dönmüştü. Üst kata çıkan merdivenlere yöneldiğinde peşi sıra ilerledim. Uzun koridorda ilerleyip son sıradaki kapılardan birini açarak kenara çekildi.

"Dolapta sana uygun kıyafetler var istersen duş alabilirsin " dedi odanın içindeki başka bir kapıyı göstererek. Sadece tamam anlamında kafamı salladım. Mazlum' da bana son bir bakış atarak odadan çıktı. Hemen kapıya gidip kilidi çevirdim.

"Allah'ın cezası" söylene söylene dolaba yönelip içindeki kıyafetlere göz gezdirdim. Elime ilk gelen çamaşırları alıp koyu bir kot pantolon ve koyu yeşil bir tişörtü de yanlarına kattım. Banyoya doğru yönelip üzerimdeki yıpranmış olan elbisemi üzerimden sıyırdım. Altına girdiğim suyun bütün sıkıntılarımı dertlerimi götürmesi ümidiyle bekledim , bekledim... Ama nafile. Düştüğüm çıkmazdan kurtulmanın bir yolu yoktu. Tek temennim babamın veya abimin beni bulmasıydı.

"Ya Miran ağa bulursa" iç sesim yine en olmadık yere parmak basmıştı.
"İşte o zaman hayatta kalman biraz imkansız"

"Biraz mı imkansız ?" dedim sinirle. Elime aldığım şampuanda avucuma biraz dökerek sinirimi çıkarırcasına saçlarımı köpüklemeye başladım.

BejanWhere stories live. Discover now