Bölüm 12

14.9K 692 16
                                    

Arkadaşlar gecikme için kusura bakmayın. Bundan sonra bölümler daha hızlı gelecek inşaAllah..

Ayrıca güzel yorumlarınız ve voteleriniz için hepinize çok çok teşekkürler..

Yıldıza tıklamayı unutmayınn.
İyi okumalar..

"İşte böyle Şiyar" dedim çayımdan bir yudum alırken. Can dostumun ısrarı üzerine her zamanki muhabbet mekanımzda buluşmuş bir dost sofrası kurmuştuk. Yanlış anlamayın bizde öyle rakı,meze adeti yoktur. Bizim çayımız vardır, yüreklerimizle birlikte demlenen, içimizi ısıtan kaçak çayımız..

"Heval kaderin cilvesi sana fena bir oyun oynamış" dedi Şiyar. Her halinden belliydi derdime ortaktı. Bir dostta bulunması gereken bir özellikti belki ama sinirimden, öfkemden bir şey eksiltmiyordu. Dertler paylaştıkça azalır felsefesi benim bünyemde ters tepiyordu. Ben paylaştıkça bir yük gibi üzerime daha fazla çöküyordu sanki. Bir an önce kurtulmak istediğim bir yük..

"Oynadı heval, öyle bir oynadı ki en hazırlıksız olduğum anda yerle bir etti beni."

"Peki şimdi ne yapacaksın Miran " derin bir nefes alarak dostuma baktım. Yapılacak şey belliydi.

"Yarın bizde toplanıp kararı açıklayacaklar. Gerçi yapılması gereken çok bariz ortada."

"Böyle diyorsun da senin vicdanın buna el verir mi heval ? "   dedi beni iyi tanıdığını ima eden bir sesle. Doğruydu. Oflayarak başımı yere eğdim. Bu soruya verecek cevabım yoktu. Belki de cevap verecek cesaretim..

" Sen bu kızı gerçekten sevmişsin bıremın" yine yapıyordu işte. Kelimeleriyle beni can evimden vuruyordu.

"Bu gece nokta atışları yapıyorsun be heval " dedim sitemle.

"Senin ciğerini bilirim ben ağaa" dediğinde başımı iki yana sallayarak çayıma yöneldim.

"İşe iyi tarafından bak bir de.."

"İşin iyi tarafı mı kaldı bıremın. Bejan kaçtı, nikah günü beni yüzüstü bırakıp gitti. Üstelik hala kiminle kaçtığını da bulamadım."

"İşin iyi tarafı seninle nikahlanmadan kaçmış olması. Ya senin nikahlı karınken kaçsaydı o daha fena olurdu" dediğinde aklıma gelen şeyle ayaklanmış, ileri geri volta atmaya başlamıştım.

" Tabi ya nikah için odaya çıkarken kaçtı aşufte"

"Yahu tamam bir sakin ol hemen hüküm verme bence kızı bir dinle"

"Neyini dinleyeyim Şiyar. Bu saatten sonra konuşsa da ancak yalan konuşur."

***

Karşımda dikilen kişilere inat konuşmuyor,sorularına cevap vermiyordum. Bejan'ın gitmesinden sonra düğün evi yas evine dönmüştü ve tüm Ronah aşireti fellik fellik Bejan'ı arıyordu. Annem, Dilder yengem, amca kızlarımın hepsi odadaydı ve resmen ağzımın içine bakıyorlardı.

"Kızım Mervan, anlat hadi birtanem Bejan'ın görüştüğü biri var mıydı? Seninle iyi anlaşırdı anlatmadı mı sana hiç bir şey ?" diyen Dilder yengemin yüzüne bakamıyordum bile. Evet iyi anlaşırdı ama ben onu sırtından bıçakladım ! Hatta ölüm fermanını imzaladım!

"Kızım susma ne olur bir şey söyle "

"Susarak hiçbir yere varamazsın Mervan "

Etrafımdaki seslere daha fazla dayanamayarak ayaklandım. Benimle birlikte ayaklananları görünce, "Sakın peşimden gelmeyin" dedim sertçe. Odadan aceleyle çıkıp Bejan'ın odasına çıkmak için merdivenlere yöneldim.
Olanları, yaptıklarımı düşündükçe gözyaşlarıma engel olamıyordum. Tam her şeyi Miran ağaya söyleyecekken Benav gelip araya yalan karıştrdı ve beni de bu yalanına ortak etti. Biliyorum hepsini abimi kurtarmak için yapmıştı ama elbet bulunacaklardı ve töre hükmünü uygulayacaktı. Merdivenleri çıkarken gördüğüm Benav'ın yanına gidip sertçe kolundan kavradım.

BejanKde žijí příběhy. Začni objevovat