GEÇMİŞTEN GELEN KARGAŞA

22 1 0
                                    

Verdiğim uzun süreli aradan sonra, yine buradayım.
Aral ve Asel'in hikayesi hiç durmadı aslında.
Bende devam etti.
Ben yazdım siz okumadınız sadece, şimdi ise sizin okumanızı istediğim için geri döndüm.
İyi okumalar diliyorum. 🌸

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Ne hissediyordum hayata karşı?
Güçlü müydüm ben her zaman?
Ağlamam zor muydu gerçekten?
Korkmaz mıydım hiçbir şeyden?
Asel Çakır her şeye karşı başını dik tutar karşı mı gelirdi?
Peki ya öyleyse neden tüm kanım çekiliyordu dünden beri, peki ya öyleyse, neden kaburgalarım parçalanmış gibi bir acı çekiyordum. Güçlü kalamıyorum artık, yitiriyorum kendimi, kendimi kaybediyorum. Bana gelen sadece bir kağıt, önemsemiyorum. Ergen şakaları diyip geçiyorum, ama anne, şu sol tarafımda ki ağrı, kendimi kaybetmeme neden oluyor. Şu solumda ki ağrı, her saniye ölmeme sebep oluyor. Sanki kalbimi cam parçalarıyla kesiyorlarda, sırf onun için yaşıyorum anne. Neden böyle oldum? Neden yenik düştüm kalbime karşı? Ilk defa böyle oluyorum. Ilk defa birine karşı kalbimde bir şeyler hissediyorum. Ama daha öyle konuşmadık bile, tanıyor sayılmam onu. Peki neden tüm hücrelerim beni sadece onu düşünmeye itiyor anne? Bunun adı sevgi mi, hoşlantı mı, aşk mı? Karar veremiyorum. Ama dün, kötü olduğum için onlara gittiğimde, dudak dudağa bir kızla görmeyi de hiç hayal etmiyordum. Görünce bir şey hissetmedim ama bakamadım da onlara. Eve gittim, kendimi yatağa attım, ağlamadım ama karnıma sancı saplandı. Kaburgalarıma kadar işledi acı,onu kaybetmemiştim, kaybetmek için sahip olmak gerekirdi. Ama anne, Aral ve Sinem'in dudaklarının birleştiğini görmem böyle bir acı yarattı bende, sence gerçekten bu sevgi mi?" dedim iki elimi saçlarıma götürürken. Halime baktım da, pijamayla çıkmıştım evden. Dün gece ağlamaktan gözlerim şişmiş, göz altlarım morarmıştı. Şu halde biri beni görse korkar kaçardı. Yine o 6 yaşında "Anne ne olur artık gel yanıma" diyerek ağlayan kıza dönmüştüm. O zaman görmeye gelemezdim kolay kolay, yastığa sarılıp ağlardım sadece ama gerçekten, yastığımdan 1000 kat daha sert olan şu mezar taşı, bana daha yumuşak geliyor. O mezar taşı benim sığınağım oldu, ona sarılıp ağlamayı tercih ediyorum her zaman.

Dün kötü bir gün geçirmiştim. Gelen bir kağıt vardı, benim için yazılmıştı, tehdit doluydu. Önemsemedim gerçekten. Ama nedense koşup Aral'a anlatmak istedim her şeyi. Nedensizce ona sığınmak istedim bu sefer. Kütüphaneden çıktım, evin yolunu tuttum. Hafif yağmur çiseliyordu, endişeliydim ama bu kağıtta yazanlardan dolayı değildi. Aral'ın be tepki vereceğini düşünmektendi. Düşünüyordum, ne diyecektim ki? Nasıl davranıcaktım yanında. Acaba direkt sarılsam boynuna ne der diye bile düşündüm. Arkadaşımdı sonuçta, öyle demişti. Arkadaşlar kötü zamanlarda birlikte olurlardı. Yağmur şiddetini arttırırken adımlarımı hızlandırdım. Her zamanki gibi at kuyruğu yaptığım saçlarım yavaş yavaş ıslanmaya başlamıştı. Altımda ki açık renk kot pantolonum ise yağmur şiddetini arttırdıkça ağırlaşmaya başlamıştı. Adımlarımı zar zor atmaya başlarken eve yaklaştım, dediğim gibi Aral'ın yanına gidecektim hemen. Biraz daha yürüdükten sonra Aral'ların bahçesinin kapısını açtım yavaşça. Yavaş yavaş yürümeye başladım, arka tarafa gelmiştim, tam köşeden dönecektim ki birilerinin olduğunu lambanın yansıttığı gölgelerden anladım. Aslında bakmamam lazımdı biliyordum ama sebepsiz bir şekilde aklım beni bakmaya yönlendiriyordu. Evin duvarına bedenimi yan çevirerek yaslandım, hafifçe kafamı duvardan çıkarıp, tıpkı yaramaz bir çocuk gibi bakmaya çalıştım. Birileri oradaydı ve öpüşüyorlardı, kim olduklarını başta anlayamadım. Daha sonra dikkatli baktığımda ise, onların Aral ve Sinem olduğunu anladım. Anladığım an hiç bir şey hissetmedim. Daha fazla bakmak istemedim ve arkamı dönerek eve doğru yürümeye başladım. Zaten yan taraftaki bahçe kapısı bizim bahçeye açılıyordu. Eve girer girmez Gülşah'a görünmeden kendimi odaya atmak istedim. İstediğim gibi de yaptım. Odaya girdim zaten o anda oldu ne olduysa. İçinin öldüğünü hisseder mi insan? Ben hissettim. Iliklerime kadar hissettim ölümü. Neden böyle olduğumu düşündüm, dolu gözlerle aynanın karşısına geçip gözlerimin içine baktım. Tek şey vardı o gözlerde "sevgi". Düşünmemeye çalıştım, düşünmemeliyim dedim. Düşünmemem lazımdı. Yine de düşündüm. Yine de acı çektim aramızda hiç bir şey olmamasına rağmen. Sinem'in Aral'a karşı bir şey hissettiğini biliyordum da neden Aral karşılık verince böyle hissettim. Sabaha kadar bunları düşündüm, düşünmemem gerekirdi ama yine de düşündüm. Güneşin doğduğunu gördüğüm anda ise üstümde ayıcıklı pijamam, ayağımda terlik, gözlerim mor bir halde dışarı çıktım. Sonrada burda buldum kendimi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 03, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YARA'SINWhere stories live. Discover now