MASUM YALAN

421 39 14
                                    

Hava kavuruyor, rüzgar mezarlıkta azda olsa eserken burda bir gram esmiyor, güneş tam tepede ve biz yaklaşık 40 dakikadır durmadan yürüyoruz. Ki ben elinde olsa salondan mutfağa su içmeye arabayla gidicek Aral, 40 dakika boyunca yürüyorum, buna kim inanır ki ? Ben hayatımda toplasan o kadar yürümemişimdir.

Hem sıcaktan, hemde önümdeki kız arkasında olduğumu farketmesin diye iki elim birbirine dolaşırken, etrafıma bakındım. Buralar tanıdık yerlerdi, küçüklüğümün geçtiği mahalleye yakın yerlerdeydik. Telefonu cebimden çıkarıp Giray'ı aramaya karar verdim.

Giray benim can dostum, kardeşim dediğim insan. 19 yaşındayım ve tam 18 yıldır beraberiz, 1 seneyle kaçırmışım hıyarı. Benim tam tersime bir çok kızla çıkmış, elinde olsa tüm dünyayı elden geçirecek birisi. Piç ruhlu, pezevenk kişilikli, ibnenin teki. Çok zıttız ama kötü durumumda koşacağım tek kişi.

Telefon 3 kere çaldıktan sonra açıldı "Alo" dedi "Alo" dedim, "Alo" dedi, "Alo" dedim. Tekrar "Alo" diyecek olduki, "Kes Giray" dememle susması bir oldu. Piç miç ama laf dinlemesi hoşuma gidiyor. "Söyle kankam" dedi, yine en labali şekliyle. "Bugün derse giremedim, hemen gidip birisinden notları bul bana kardeşim, akşam alırım senden" dedim. "Alırız almasınada kankam, sen nerdesin hayırdır, önemli bir şey yok inşallah" diye saçmalayacağının sinyallerini verdi. "Bir kızın peşindeyim, yani yardım için, takip ediyorum ama bir yere varamadım henüz" dedim bir elimle alnımdaki teri silerken. Önüme baktığımda hala yürüyordu kız ve ben bir yere varacağımızı sanmıyordum. "Ooo karı kız peşindesin yani, senden beklenmeyecek hareketler seni gidi Nuri Alço kılıklı Neco seni, seni gidi Şahin Ka seni, sen neymişsinde haberimiz yokmuş be" dedi ve ben zaten sıcaktan kavruluyorken, onun lafları ile sinirden biraz daha ısındığımı hissettim. "Kapa Giray kapa, Allah aşkına kapa, bak yalvarıyorum kapa, bak lütfen kapa" dedim biran sustu, nerelere geldik diye düşünmeye başlarken, buralarıda hatırladığımı farkettim ama bir de nerden hatırladığımı anlayabilseydim, iyi olacaktı ama olmadı. O arada Giray "Kanka sana çok önemli bir şey söylemem lazım" dedi, bıkkın bir halde "Söyle" dedim, yüksek bir sesle "Yüzüne kapatıyorum ahahahahah" dedi ve kapattı. Bu çocuk katıksız puşt. Bunun başka açıklaması zaten olamaz. Telefonu cebime atarken kızın bir binaya girdiğini gördüm, binaya bakınca buraların bana neden garip gelmediğini anladım. Girdiği binanın üstünde "Şehit Er Erkan Soydan Kız Yurdu" yazıyordu. Yani burası tamda dedemin babam adına yaptırdığı yurttu, buraya küçükken çok gelsemde son 8 yıldır gelmemiştim ama buranın sahibi ve çalışanlarıyla dedem her yılda bir kere toplantı yapardı ve bu toplantıya bende katılırdım. Bilirlerdi kim olduğumu.

Kız içeri girdikten biraz sonra yavaş adımlarla bende içeri girdim, "Hoşgeldiniz Aral bey" cümlesini duyduktan sonra kafamı sola çevirdim, bu Cihat abiydi, dedemin işsizlik yüzünden ailesine bakamayacak duruma geldi diye işe aldığı adam. "Hoşbuldum Cihat abi" dedim ve devam ettirdim, "Şu bey lafınıda bırak artık lütfen." Yüzüme öyle baktı ve gülerek "Tamam Aral oğlum, alışkanlık işte elimde değil" dedi.

Biraz etrafı dolandıktan sonra geri dönüp "Cihat abi sana işim düştü ya" dedim. Enteresan bakışlarla bana baktıktan sonra "Hayırdır oğlum" dedi. "Az önce buraya kumral saçlı bir kız girdi ya hani" dedim utangaç bir biçimde, hemen lafıma atladı ve "Asel kızımızdan bahsediyorsun sanırım" diyerek güldü. Demekki adı Asel'di.

Asel ve Aral, Aral ve Asel

İsimleri aklımda geçirdim durdum, neden böyle bir şey yaptığımın mantığına varamasamda, hoşuma gitmişti. "Sanırım o" dedim ve devam ettirdim. "Onun hakkında bilgi istiyorum senden" dedim. Ne oldu ki falan demesini bekliyordum ama "Tabi oğlum, gel kantine çıkıp oturup konuşalım" dedi. Merdivenleri yavaş yavaş çıkıyorduk, gerçekten dizlerim yanıyordu, çekiliyordu kaslarım, hissediyordum 50 dakika yürümeden sonra bunun olması normaldi tabiki. Koridorda yürürken bir camın arkasındaki görüntü dikkatimi çekti. 5-6 yaşındaki çocuklar vardı ve adının Asel olduğunu bildiğim kızda aralarındaydı. Gözü bir eşarpla kapalıydı ve koşturuyorlardı, yani kısacası körebe oynuyorlardı. Garip bir halde hoşuma gitmişti. Daha gidip miniklerimle oynayacağım derken bunu demek istiyordu sanırım, önüme baktım Cihat abi hala yürüyordu.

YARA'SINWhere stories live. Discover now