1. bölum

100 25 16
                                    


15 sene once, zayn 5 yasinda, karanlik gune 1 gün kala.

Hayır gitmeyin beni yanlız bırakmayın!

Annem ve babam neden benden gittikçe uzaklaşıyorlar ve neden burası çok karanlık. Birden bir ses bana "Kücük evlat her canlı ölümü tadacak, ama sen ondan dahada büyük bir acı yaşayaçaksın" dedi. Gözümü kapatıp açmamla karşımda bir uzun saçlı adam gördüm, gözleri görünmiyordu çünkü saçları önünü kapatıyordu aynı zamanda adamın tipi cok korkunçtu her yeri kan icindeydi. Hayır olamaz bana yaklaşmaya başladı, "sen kimsin" ve "bana yaklaşma" diye bağırmama rağmen durmiyor. Elini bana doğru uzatıyor olamaz bana neyapacak gözlerimi mi cıkaracak olamaz, tamam hayatımda annemi ve babami üzdüm ve çok yaramazdım amma ben bunu haketmemiştim. Adamın gözlerini birden gördüm, aman allahim bu nasıl bir gözdür. Gözlerinin rengi kıp kırmızıydı, hayatımda ilkez boyle birsey gördüm. Korkudan elim ayağım titremeye başladı, "birdaha kimseyi üzmiçem iyi bir çocuk olaçagımı yemin ediyorum" diye yalvarıyorum amma nafile adam halen yaklaşıyor. Uzun tırnaklı parmağını bana doğru uzatıyor. Adamın kendisi korkunç olsada nedense sesi cok sıcak ve sevgi dolüydü. O güzel sesiyle 'dikatlı ol evlat seni almaya gelecekler' dedi. Elini burnuma değdirdiği an heryer benbeyaz oldu ve gözlerimi acıp uykudan sıçradım. Çok terlemiştim, ve yine aynı ruyayı gördüm tekrar bir kabus gördüm.

Annemin ayak sesleri gittikçe dahada iyi duyuluyor, kapımı actı ve "zayn sen haylen mi kalkmadın bakim, okula gec kalacaksın simdi"dedi. Annemin oyle demesiyle benim kalkmam zaten bir oldu. Koşarak aşağı indim ve çantamı alıp hemen evden cıktım. Elimdeyse annemin nutellalı ekmeği, bunu çok seviyorum hiç birşeye değismem sonuçta çan boğazdan geçer demi. Usain Bolt gibi koşmaya başlamıştiım, sanki hergün hızım dahada yükseliyormuş gibi koşuyorum. Bu aceleyle karşıdan gelen arabayı fark etmedim. Araba hemen firene bastı, tekerliklerse cok gıcık bir ses çıkardı. Araba son dakika durdu az da geç kalsaydı belki altında kalırdım. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı ve ağladım erkek adam ağlamaz amma şok icindeydim. Arabadan bir adam çıktı, bu adam çok büyüktü ne yalan söyliyim birazçık korktum. "Frank dür" diyen bir tatlı ses düydüm, arabadan bir kücük kiz indi belkide aynı yaşıtız. Saçları sarışındı ve orgülüydü, çiçi elbiseli kız bana endişeli bakıyordu tabi oda korktuydu. Frank isimli adam o arabayı sürüyordü o yuzden bana siyah eldivenli elini uzattı sanki ruyamdaki adam gibi çanımı alaçaktı. Bir an sesim çıkmadı ve düşündürdü beni. "özür dilerim, iyi misin küçük adam" dedi aynı zamanda elini omzuma koymuştu. Bende iyiyim diye çevap verdim. Bana yardım etmek icin beni okula kadar götürmek istedi. Tatlı sarışın kızın yanına oturdum ve yolumuzu okuluma doğru aldık.

Arabasına bindiğim an burnuma taze deri kokusu geldi, koltuklar deriydi ve son model bir arabaydı. Yol boyunca sesimiz cıkmadı. Okula vardığım an arabadan indim ve baktım ki küçük kız da benim arkamdan arabadan indi, benimle okula doğru yurudu.

"Neden benimle okula kadar yuruyorsunuz" diye sordum, ardindan "okadar kotu bir durumda degilim" diye ekledim. Kiz bana baktı ve gülümsedi "Cunku burasi benimde okulum" diyerek bana bakti. Yanaklarımın kızardığını hissettim, cok merak ettim cünkü bu kızı hic görmedim. Cesaretimi toplayip aynen şöyle dedim "senin gibi tatlı kızı hic görmedim buralarda, mutlaka gözume carpmış olmalıydın". Kız gine gülümsedi ve bana bakarak şöyle dedi "ben buraya yeni taşındım adımsa perrie memnun oldum" dedi. " Afedersin kabalık ettim ismini sormaya unuttum, benim adımda Zayn" diyerek el verdim Perrieye.

"Allahım Perrie nasıl bir isimdi" diye icimden gülüyordum. Cünkü izlediğim ' phineas and ferb' çizgi filmindeki ornitorenk'in (Hayvan ceşidi) ismiydi (Perry).

Karanlığın ÖfkesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin