chapter eight ― "liars!"

Start from the beginning
                                        

"İkinize de aşk olsun!" dedi yüzünde kocaman bir gülümsemeyle. "Bunca zaman nasıl da belli etmediniz... Sizi bir arada düşünemezdim hiç. Hatta bunu itiraf etmekten utansam da ben, ikinizin birbirinizden hoşlanmadığınızı sanıyordum. Ne aptalmışım, öyle değil mi?"

Gerçekten, seninki de ne aptallık anne.

Eun-ji hararetle doğrulup çocukların tabaklarına uzanırken Aeri utana sıkıla, "Aslında dışarıya yansıtma fırsatımız olmadı," dedi. Dudaklarında öyle gerçekçi bir gülümseme vardı ki bir yerden sonra Ning kendi rolünü bırakıp onun oyunculuğunu seyretmeye başlamıştı. "Arkadaşlığımız hızlıca gelişti, sonra bizim arkadaşlığımızı ilan etmemize kalmadan... Bilirsiniz işte, öyle şeyler."

"Ah, kesinlikle öyle şeyler!" Eun-ji yerine geri oturdu. "Ning'in anlattığına göre önce o sana açılmış, öyle mi? Anlatıver bakayım! Duygularından bahsederken nasıl kelimeler kullandı?"

"Anne, beni utandırıyorsun," dedi Ning dişlerinin arasından ama annesi onu duymamış gibiydi, çünkü tüm dikkatini yalnızca Aeri'ye vermişti.

Aeri kısaca Ning'e bakıp sonra hemen önüne döndü. "Evet," diye cevapladı Eun-ji'nin sorusunu. "İlk açılan oydu. Ama dürüst olmam gerekirse pek romantik bir açılma değildi."

"Pardon?"

"Gerçekten mi?"

"Kesinlikle. Kendisi inkar edecektir ama romantik konuşmalar yapma işinde ondan daha beceriksizini görmedim sanırım."

Eun-ji bir kahkaha patlattı. "Ben de aynen öyle düşünmüştüm!" diye takıldı keyifle. "Ning hayatta romantik konuşma yapamaz ki."

"Bu akşam buraya beni aşağılamak için mi toplandınız?" diye çıkıştı Ning. Aeri'yi ağzı açık hâlde izliyordu. "Gayet de romantik bir açılmaydı, uyduruyorsun."

Aeri güldü. "Hiçbir ön konuşma yapmadan doğrudan kız arkadaşım olmanı istiyorum demek mi? Bence o kadar da etkileyici değil," dedi sonra.

Ning çıtını çıkarmadı. Birden Aeri'nin anlattığı hikâyenin bir bakıma hakikaten yaşanmış sayılabileceğini fark etti: çünkü ikisinin ortak bir kararda buluşmalarından önce Ning, Aeri'ye yardımcı olmasının karşılığında istediği şeyden bahsederken tam olarak bu kelimeleri kullanmıştı. Kız arkadaşım olmanı istiyorum.

Bu gerçek bir çıkma teklifi değildi ama akılda kalıcı bir hikâye için pekâlâ kullanılabilir bir cümleydi. Aeri'nin bu hazırlığı Ning için beklenmedik olsa bile, durumu olabilecek en iyi şekilde kurtardığı için de ona minettar kalmıştı.

"Bizim kız da böyle işte, ne yaparsın?" diye başını salladı Eun-ji. Hepsi rahatça yemeklerini yerken Siwoo kaşığını ağzına götürdüğü sırada gözlerini dikmiş Aeri'ye bakıyordu. Aeri onun kendisiyle ilgili neyi bu kadar ilginç bulduğunu anlayamadı ama Ning, kardeşinin az sonra soracağı soruyu az çok tahmin edebilmişti.

"Şimdi siz evlendiğinizde," diye mırıldandı Siwoo, "ben sana enişte mi diyeceğim?"

Aeri'nin yemeği az daha boğazında kalacaktı.

"Hayır, görümce diyeceksin," diye söylenen Ning onun sırtına vurdu. "Bu çocuk kime çekti de böyle aptal oldu, çok merak ediyorum."

"Ning, çok ayıp! Ve Siwoo, sana da çok ayıp. Büyüklerimize bu tür sorular sormayız."

Siwoo omuz silkti. "Aeri benden sadece birkaç yaş büyük."

"Yine de büyük."

"Hiç sorun değil, endişelenmeyin." Aeri samimiyetle gülümseyip Siwoo'ya baktı. "Bana istediğini sorabilirsin ufaklık."

only for a while ✿ ningselleWhere stories live. Discover now