Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
✿ ONLY FOR A WHILE ✿
Giselle x Ningning
chapter five ― "disaster!" __________________
Ve Ning'in performansı başladı.
"Yong-sun teyze, neler oldu neler!" diye bağırdı olabilecek en yüksek sesiyle. "Siz deyin dünyanın sonu, ben diyeyim felaket! Başımıza gelenleri bir bilseniz aklınızı oynatırsınız! Böyle bir olay yok! Ölümlerden dönüp dönüp geldik... Ama endişelenmeyin, hemen anlatacağım. İçeri girebilir miyiz?"
Ning iki eliyle birden dizlerini döverken Yong-sun ne yapacağını bilemeyerek kapıyı daha geniş açtı. "Ning, ne oldu kızım?" dedi panikle. "Aeri! Yüzünün hâli ne? Tanrı korusun, siz ikiniz... Ne belalara bulaştınız?"
Ning fırlayıp salona geçti ve kendini koltuklardan birine atıverdi. Aeri onun performansını şaşkınlıkla izliyor, ona ayak uydurmak için elinden geleni yapıyordu. "Otur, anne," dedi sakince, "Ning hepsini anlatacak."
"Gelin gelin, oturun!" Ning oturduğu koltukta kelimenin tam anlamıyla tepinmeye başladı. "Düpedüz felaket bu. Şu kızın hâline bir bakın! Olacak iş mi Tanrı aşkına?"
"Abartma, Ning," diye fısıldadı Aeri onun kulağına doğru. İkisi koltukta yan yana otururken Yong-sun da koltuğun tam karşısındaki kanepeye kuruldu. Bir eli kalbinin üstünde, öteki ise yanağındaydı ve yüzü endişeden kıpkırmızı kesilmişti. "Ning, b-beni daha fazla korkutma kı-kızım," diye kekeledi. "Aman Tanrım, Aeri... Ne oldu sana?"
"Yong-sun teyze, dinleyin şimdi." Ning derin bir nefes alıp anlatmaya başlarken Aeri tüm dikkatini ona verdi. "Bildiğiniz gibi bu akşam bir okul partisi vardı..."
"Okul partisi mi?"
Aeri eliyle alnına vurdu.
"Bilmiyor muydunuz?" diye afalladı Ning. Görünen oydu ki Aeri, parti konusundan annesine bahsetmemişti. "Ne güzel, sayemde öğrenmiş oldunuz. Bahsi geçen parti bitince Aeri ile ikimiz eve birlikte dönmeye karar verdik, biliyorsunuz, evlerimiz yan yana çünkü. Biz sessiz sakin, güle eğlene yürürken bir de baktık, tenha sokaklardan birinin köşesinde bir grup adam! Ama hâllerini görmeliydiniz. Giysileri kir içinde, sakalları iğrenç, saçları yağlı... Ya evsizlerdi ya da dilenci anlayacağınız. İkimiz onların önünden geçerken birden çizmelerimin bağcıkları açılıverdi. Aeri'ye dedim ki 'bir dur şunları bağlayayım, sonra devam ederiz,' o da tamam dedi bağla bakalım. Ben tam yere eğiliyordum ki baktım bu adamlardan biri gözlerini üstüme dikmiş beni izliyor. Dikkat çekici bir görünüşümün olduğunu kabul ediyorum ama benim durumuma düşen her genç kız gibi ben de adamın bakışlarından rahatsız oldum. İlk başta umursamadım, ikincide de deli herhâlde deyip geçtim ama üçüncüde sabrım taştı ve çat! Bağırarak adamın üstüne yürümeye başladım.