Bölüm 10

13.6K 871 29
                                    

Hadra'nın Babasının Günlüğü

****14 Ağustos 1995****

****Bugün kliniğin son günüydü.Yeni çocuklar gelmişti hepsini tek tek operasyona alıp organlarını çalıyorduk.Evet çalmak ufacık bedenlerin sadece organlarını değil yaşama haklarını da elinden alıyorduk.

Ufacık bir kız çocuğuna tam anestezi uygulayacağım sırada ellerimi tuttu.Gözlerine baktığımda yeşilin en koyu tonuyla bana yalvarıyordu sanki.O anda aklıma Pınar geldi.

O'na evlenme teklif ettiğim gün bana yeşil gözlü bir kızı olmasını istediğini söylemişti.7 yıldır uğraşmamıza rağmen benden kaynaklanan bir sorundan dolayı çocuğumuz olmuyordu. Pınar'ın çocuk hasreti çekmesi beni kahrediyordu.Anaokulundaki çocuklara sanki anneleriymiş gibi davranıp içindeki çocuk özlemini gideriyordu.Yetimhaneden evlatlık edinmek istediğinde ona karşı çıkmıştım bir daha da dile getirmemişti.Sırf çocuğum olmuyor diye onu parayla mutlu edebileceğimi sanıp bu pis işe bulaşmıştım.

Bugün burayı kapatıyorduk çünkü kayıplar dikkat çekmeye başlamıştı biz de dikkat çekiyorduk.Bu insanlarla yapacağım son işti artık yollarımızı ayrıma vakti gelmişti.Zaten bir ömür yetecek para kazanmıştım.Buradan taşınıp İzmir'de yeni bir hayat kurup kariyerimde yükselerek en iyi cerrahlar arasında olmayı planlıyordum.Düşüncelerimden sıyrılıp tekrar çocukla göz göze geldim.

Çocuğun gözlerinin rengi koyulaşmıştı.Ona doğru eğilip kaç yaşında olduğunu sordum.Parmaklarıyla 5 dedi.Adının Nazlı olduğunu ve çok korktuğunu söyleyip ona zarar vermemem için neredeyse yalvarıyordu.O da diğer çocuklar gibi kaçırılmıştı.Sakin olmasını söyleyip onu bayıltacak bir iğne yaptım.Adamlara çocuğun kanser olduğunu ve tüm organlarının işe yaramaz olduğunu söyledim.Adamları ikna ettikten sonra imha odasına gitme yerine arabama gittim.Bagajı açıp oraya yatırdım.O kadar parçalanmış ceset arasına onun yokluğu fark edilmeyecekti.Çocuğun kendine gelme saatlerine yakın işlerimi halledip klinikten ayrıldım.

Eve geldiğimde çocuk hala baygındı Pınar elimdeki çocuğa bakıp merakla neler olduğunu sordu.O'na bir kadının gelip çocuğu hastaneye bırakıp kaçtığını söyledim.Pınar neler olduğunu anlamaya çalışırken onunun annesi olmak ister misin diye sordum.O sırada Nazlı gözlerini açıp Pınar'a baktı. Nazlı'yı kucağımdan alıp ona sıkıca sarıldı öpüyor kokluyor ve ağlıyordu.

Ertesi gün mafyadan paramı aldım.Bir kaç tanıdık sayesinde zorlanmadan Nazlı'yı kendi çocuğumuz gibi nüfusa kaydettirdik.Pınar adının Hadra olmasını istedi ''gözlerinin rengi ''dedi ''en çok bu yakışır'' dedi.Bir hafta içinde Edirne'den tüm bağlarımızı koparıp kimseye söylemeden izmir'e yerleştik.Yeni hayatımızda bir kızımız oldu.

Bunları yazarken pişmanlıklarım elbette var ama mutlu olmak için bazılarının mutsuz olması gerekiyor.Mutsuz olan taraf biz olmayacağız.******



Okuduklarım bende tam anlamıyla şok etkisi yarattı.

Babam,benim babam kahramanım nasıl böyle bir adam olabilir.

Aynı anda tüm duygular vücuduma nüfus etmişti.

Ağlamak istiyordum ama göz yaşlarım sanki kurumuş gibi akmıyordu.

YALNIZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin