A.T ~ 5

28K 1.6K 111
                                    

Zaman acımasızdır , çok acımasız. Ansızın ölümü getirecek kadar acımasız . Bizi sevdiğimiz herşeyden çekip koparacak kadar acımasız. Açılarımızı üst üste yıkacak kadar acımasız. Benimkilerde üst üste birikiyordu. Tıpkı umutsuzluklarım gibi . Zehir gibi işliyordu ölüm kanıma. Zehir gibi dağıtıyordu tüm bedenine ölümü. Ben Melek , henüz yaşayamamış yirmi iki yasında ki Melek.

Kan kanseri Melek..

İnsanların acıyarak baktığı insanlardan olan , lösemi hastası Melek..

Ben ölmek üzere olan Melek..

Babam Melekler ölmez , onlar bizim koruyucumuzdur derdi. Sen benim Meleğimsin derdi ama şimdi..bir Melek kayıyordu dünyadan , insanlıktan . Babamın Meleği yavaş yavaş dünyadan ayrılıyordu. Oysa onun öleceğimden haberi bile yoktu. Yalnız ve sessiz ölecektim. Kimsesiz...

Lanet bir gurur vardır insanlarda , böyle yapmak istediklerini engeller. Bende Ailemi istiyordum ama aramaya yüzüm yoktu. Ben büyüdüm artık tek başıma ayakta durabilirim diyip o evin kapısını çekip çıkmıştım , simdi o eve çıktığımdan daha beter bir halde girmek... Sözün bittiği noktaydı.

Vücuduma saplanan iğneler , hastahane odasının can sıkıcı sessizliği , kayıplarda olan zihnim...

Bir perdenin arkasındaydım. Hiç birşey göremiyor sadece sesleri duyuyordum. Tüm bedenim uyuşturulmuştu. Korkuyordum...

Birinin beni bu perdenin arkasından çekip çıkarmasını istiyordum. Ama gözlerimi açmaya , ellerimi uzatıp yardım istemeye mecalim yoktu. Bir ölüden farksız yatıyordum hastahane yatağın da..

Bir kapı sesi ardından odaya ayak atan insanların adım sesi. Bir hemşire , bir doktor . Artık ayak seslerinden tanıyordum onları. Kapı bir kez daha açıldı. Ve kapandı. Sonra odada derin ve bana çok uzun gelen bir sessizlik oluştu. Ve ayak sesini tanımama gerek kalmadan sesini duydum yeni ziyaretcimin .

"Neden hâlâ gözlerini açmadı ?" yorgun çıkan sesine acı bir tebessüm göndermek istedim. Ama ben ondan daha da yorgundum.

"Vücudu oldukça güçsüz. Kendine henüz gelmemiş olabilir. " konuşmak ve Aytuğ'yu yanıma çağırmak istedim. Elimi tutsun yine korkma desin istedim.
Ama tek yaptığım bir damla gözyaşımı akıtmak oldu.

Yanağımdan süzülen yaşı silen sıcak eli hissettim. "Bu da ne oluyor ?!"

"Bizi duyuyor olabilir. Büyük ihtimalle uyanık ama gözlerini açabilecek gücü kendinde bulamıyordur." ve o an Aytuğ sanki başından beri yapmasını istediğim şeyi hissetmiş gibi elimi sıkıca tuttu. Sıcak nefesini tenimde hissederken kulağıma fısıldanan sözcükler ile bir kaç damlayı daha özgürlüğüne kavuşturdum.

"Buradayım Melek. Korkma , yanındayım ." boğazıma koş koca bir yumru otururken çığlık ata ata , hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim. Ama sadece sessiz gözyaşları akıttım. Zavallı bedenimin daha fazlasına gücü yoktu. Mecalsizdim. Melekelerim büyük hasarlar almış, uyuşturulmuştu.

Akıttım onlarca gözyaşını tek tek itina ile bıkmadan , usanmadan sildi koruyucum . yeni arkadaşım , sponsorum..

Kapının açılıp kapanma sesini dinledim sonra Aytuğ'nun sesini .

"Yaşayacaksın Melek , seni yaşatacağım. Çünkü sen annesiz büyüyen bir çocugun Meleği oldun .." sözcüklerine bir anlam vermeye çalıştım. Ama zihnin git gide karanlığa gömüldü. Ben git gide Aytuğdan uzaklaştım. Siyah dünyam beni cağırıyordu ve ben Aytuğ'nun son sözlerini algılayamadan kendimi bu dünyaya kapattım.

AŞKA TESADÜF  ( Aşkın Serisi * 3 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin