A.T ~3

30.1K 1.9K 134
                                    

Yüzüme çarpan serin hava beni rahatlatırken çantamdan çıkardığım kulaklığı kulağıma takıp , kendimi müziğin hafif melodisine bıraktım. Ve düşüncelerim de kaybolmayı seçtim. İlk aklıma gelense o kahverengi gözlerden başka birşey değildi. Neden şimdi onu düşünüyordum ki. yanlış olduğunu bilmiyor muydum ? Lanet olsun ki , biliyordum. Ama kalbime söz geciremiyordum. Onu gördüğüm an göğüs kafesimi delip çıkacakmış gibi hissediyordum. Şu ana kadar bir erkeğe bile ilgi göstermeyen , bir kez gördükten sonra bir daha bakmaya gerek duymazdım. Ama şimdi gözlerim onu gördüğü her yerde bakmak için çıldırıyordu.

Çokta güzel kokuyordu . Sahi , bir erkek nu kadar güzel kokar mıydı ki. Hangi parfümü kullanıyordu acaba . Aklımın kaydığı yönü fark ettiğim de kaşlarımı çattım. Ne yapıyordum ben ? Adamın bir sevgilisi vardı . Ya da karısı. Ve ben bura da sahibi olan bir adamı düşünüyordu. Başımı olumsuz anlamda iki yana sallayıp önüme düşen saçları geriye çektim.

Aslın da yürüyüp , kendimi bu kadar yormamalıydım. Ama taksiye ve ya otobüse vereceğim bir kaç kuruşa bile ihtiyacım vardı. Ne zaman eğdiğimi bilmediğim başımı kaldırıp yanımdan geçip giden insanları izledim. Hepsinin kendine göre bir derdi vardı dimi? Düsüncelerim beni rahatsız ederken müziği değiştirmek için cebime koyduğum telefonu çıkarmıştım ki koluma dolanan parmaklarla irkildim. Kulaklığı çekip çıkarırken bir yandan söyleniyor bir yanda da kolumu kurtarmaya çalışıyordum.

"Hey ne oluy- " sözlerimin yarım kalmasına neden olan şey bana gülümseyerek bakan kahverengi gözlerden başkası değildi. Şaşkınlıkla açık kalan ağzımı kapatsam da şaşkın bakışlarım hâlâ onun üzerindeydi. Burada ne işi vardı ?!! Daha yarım saat önce bıraktığım da karşısında ki güzel bayanla oturuyordu.

"Sizin ne işiniz var bura da ." ne diyiyordum ben , sanki kendi sokağım mış gibi. Kahverengi gözleri ışıldarken yüzünde oluşan gülümsemeyle bayılacağımı hissettim. Yüzünde ki gülümsemeye eşlik eder bir şekilde ellerini saçlarına götürüp saçlarını karıştırdı. Nefesim tıkanırken bu kadarının benim için fazla olduğuna karar verdim. Evet ! Kesinlikle bu kadarı fazlaydı. Ben hastaydım! Karşımda böyle hareketler yapmamalıydı.

"Seni gideceğin yere bırakabilirim , Melek ." sesi o kadar yumuşaktı ki kısa bir süreliğine gözlerimi kapatıp açtım. Ve deli gibi atan kalp atışlarımın duyulmasından korktum.

"N- ne ? Yani şey ..hiç gerek yok . Sizi zahmet vermeyeyim. " önüme gelen saçları geriye doğru atarken zar zor sesimin titremesine engel olmaya çalıştım. Bir dakika ya sevgilisini bırakıp neden gelmişti ? Ya da sevgilisi de arabadaydı . Tabi ya ,

"Zahmet olacağını sanmıyorum . Hadi ." sesi itiraz kabul etmediğini belirtiyordu.

"Ben gerçekten ra-"

"Hadi gideceğin yere kadar bırakacağım sadece . Merak etme seni yemem ." sesi muzip bir hal alırken bakışlarım , dudağının kenarında yer alan iki çukura takılmıştı. Gergin bir şekilde gülümserken pes edip onu takip etmeye başladım. Kısa bir süre sonra oldukça şık bir arabanın yanına geldiğimiz de ön kapıyı açmasıyla şaşırsam da teşekkür edip bindim. Çok geçmeden o da yanımda yerini aldığın da sevgilisinin arabada olmadığını fark ettim ve ben fazlasıyla gergindim. Çok fazla. Neden yanında sevgilisi yoktu ki . Tamam bu beni mutlu etmişti ama böyle yalnız olunca daha çok gerikliyordum.

Araba hareket ettiğin de çantamın kulplarıyla oynamaya devam ettim. Araba da ki sessizlik beni rahatsız ederken sonunda ağzımda ki baklayı çıkardım.

"Sevgiliniz yok mu ?" bir anda bakışları bana dönerken orada ki haylaz parıltılar yüreğini hoplatmıştı. Ah! Nasıl sormuştum öyle sanki sevgilisi olup olmadığını öğrenmek ister gibi . "Yani şey ..ben öyle derken ...yani aslın da öyle demek istemedim...şey demek istedim. ..şey .."

AŞKA TESADÜF  ( Aşkın Serisi * 3 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin