Bölüm 1-Kaybedilen İtibar

873 48 27
                                    

''Enerjisini hissedebiliyorum, Rose Senin bölgende saat 4 yönünde 10 metre önündeki ağacın arkasında.''

Elimden geldiğince sessiz olmaya ve kendimi gizlemeye çalışıyordum, çünki saatlerdir bu görev üzerindeyiz ve eğer 1 kere daha onu elimizden kaçırırsak Rose'un beni öldüreceğinden eminim.

"3 e kadar sayacağım ve aynı anda üzerine atlayacağız"dedim. Rose evet manasına başını salladı ve bütün dikkatimi önümüzdeki ağaca odaklayarak saymaya başladım.
"1 , 2 , 3"....

Sonunda onu yakalamayı başarmıştık, 3 saatimize mâl olmuştu fakat bay William'ın kedisini yakalayabilmiştik.
Şehirdeki en güçlü klanlardan birisi iken uğraştığımız işler arasında son 1 aydır en eğlenceli görevin bu olması çok içler acısı bir durumdu. Fakat hem kendimiz , hemde klan giderleri için buna mecburduk.

Neredeyse bütün klanın katledileceği o savaştan bu yana 3 ay geçmişti, müttefik klanlarımızın klan savaşları sırasındaki kayıpları ve sivil halka verilen zarar başta death silence, olmak üzere 4 klanında itibarını zedelemişti ve artık önemli görevler için güvenilmez olmuştuk. Bizim yerimizi şehirdeki yeni klan olan Deadly Sins , almıştı. Bu durum klan bütçesine de yansımıştı ve durum giderek kötüleşiyordu. Neyse ki sonunda beklediğimiz gün yaklaşmıştı. 2 gün sonra bireysel şeytan savaşları başlayacaktı ve bu klanımızın itibarını yükseltmek için aylardır beklediğimiz fırsattı, ne yazık ki her klandan maksimum 4 kişi katılabiliyordu ve biz benim, Daniel'ın Oliver ve Rose'un katılmasına karar vermiştik. İkizlerin kombine saldırıları her ne kadar bizlerden güçlü olsada bu bireysel bir yarışmaydı, bu yüzden anlayışla karşıladılar. Serenity başından beri savaşmaktan pek hoşlanmadığını belli etmişti fakat Taylor onun yerine Oliverın savaşmasını kabullenemeyince işe bilek güreşi ile karar vermeyi seçtiler. Taylor'ın başlı başına kas yuvası olmasına rağmen Oliver'ın kabul etmesi bana ne kadar saçma gelsede , Taylor' ı ilk 5 saniyede yenmesi ve üstüne üstlük baş parmağını kırması bu düşüncemden kurtulmama yetmişti.

Kediyi teslim edip, ödemeyi aldıktan sonra klana dönmüştük. Tahmin ettiğim gibi herkes antrenman yapıyordu, yaklaşan savaş herkesin kanını kaynatmıştı. Ace'in bile.

Bahçede herkes ya dövüş talimi, ya ağırlık yada pul fırlatma üzerinde çalışırken benim ve Ace'in çalışabileceği tek ortaklar birbirimizdik. Ben 3 aydır zihnimde Ace ile savaşıp , alabileceğim melek güçlerimin kapasitesini arttırırken Ace ise içeride benimle savaşarak fiziksel gücünü arttırıyordu. Sonuçta benim melek güçlerimi hesaba katmazsak klanda onunla antrenman yapabilecek güçte birisi yoktu. Özellikle kardeşini yendikten sonra herzamankinden güçlü olmuştu.
Ona sınırlarını sorduğumda ise bunun koca bir göldeki bir avuç su olduğunu. Asıl gücün kardeşini öldürdükten sonra ortaya çıkacağından bahsetmişti. O zaman onu dünyada hiçbir meleğin ya da şeytanın durdurabileceğini düşünemiyorum. Sonuçta bütün bir krallığın prensi olmak , onların gücünün kaynağı olmak bunu gerektirirdi.

Savaştan önceki son antrenmanımızı bitirdikten sonra gerçekliğe dönmüştüm. Gözlerimi açtığımda etrafımda kimse yoktu, sanırım herkes antrenmanını bitirip dinlenmeye çekilmişti. Ceketimi alarak klana doğru yürümeye başladım, derken Ace'in konuştuğunu duydum"amatör" cevap vermeye fırsat bulmadan yerime geçip kafasını yana yatırdı ve yüzümü yalayıp geçen pulun rüzgarı ufak bir çizik atmıştı.
"Pekala çocuklar, bu işi çabuk bitirelim !" birden bütün klan gizlendikleri yerden çıkıp bana saldırmaya başladılar. "Bunun geldiğini hiç görememiştim, cidden sen olmasan hâla çok zayıfım"
Dedim,"Biliyorum, o yüzden hep burada olacağım, en azından tahtımı alıp burdan çıkmanın yolunu alana kadar" diyip hafif bir tebessümle karşılık verdi Ace ve hemen ardından üzerine atlayan bütün klan üyelerinin saldırılarını aynı anda savuşturmaya başladı, ben sadece takip edebiliyordum. Ben saldırının geldiğini görene kadar o saldırıyı durdurmuş oluyordu. Taylor'ın yumruğunu kenara çekilip savuştururken ayağıyla Daniel'ın tekmesini durdurmuş aynı andada kanatlarının birisiyle Serenity'nin kanatlarından gönderdiği pulları sektirip , seken pullarla Rose'un fırlattığı pulları vurmuştu. Bu adam cidden prens sıfatına layık idi. En sonunda kanatlarını açarak hepsini geri çekilmeye zorladı. Güzel alıştırmaydı çocuklar, ama şimdi prensinizin biraz uykuya ihtiyacı var"kontrolü ben ele geçirdim ve "tabiki sizinde" dedikten sonra odama doğru uçmaya başladım. Savaş bittiğinde yüzümdeki çizik çoktan iyileşmişti ve bir duş aldıktan sonra bu uzun günün ardından direk uykuya daldım.

Rüyamda yaşadığım şehirin girişini kaplayan ormanı görüyordum, daha doğrusu o ormandan şehire doğru ilerleyen birisini ama sırtı bana doğru dönüktü ve yüzünü göremiyordum. Şehrin girişine kadar ilerledikten sonra klanımıza doğru bir bakış attı ve havayı uzunca kokladıktan sonra göremediğim bir hızla yüzünü bana döndü ve görünmediğimden emin olsamda tam olarak gözlerimin içine baktı ve "Buldum seni !"

Diana'nın sesi ile uyandım. Garip bir rüyaydı fakat üzerinde çok durmadım. Bu gün savaştan önceki son günümdü ve bu günü sadece Diana ile harcamak istiyordum. Erkenden kahvaltımızı ettik. Akşam son birkez konuşmak için bir saat belirledikten sonra bütün bir günü Diana ile parkta eğlenerek, alışverişe giderek, sinamaya giderek harcamıştım. Onu bu kadar mutlu görmek benim moralimide yükseltmişti. Akşam klana döndüğümüzde son birkez taktiklerimizi konuştuktan sonra herkes erkenden yatmaya gitmişti.

Uyandığımda iliklerime kadar dinlendiğimi hissetmiştim, son 3 aydır 1 gün bile dinlenmeden bu güne hazırlık yapıyordum ve işte klanımızın geleceğini kurtarmak için son şansımız olan bireysel şeytan savaşları günü gelmişti.
Biraz sakinliğe ihtiyacım vardı , her ne kadar kendimi buna hazırlasamda yaptığım son savaştaki ölü sayısı ve çıkan kan ellerimin titremesine sebep oluyordu , heyecan yada korku, bu duyguya kesin bir isim veremiyordum ama biraz sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Tam zamanında Ace,
"Sonrasını ben hallederim şampiyon sen biraz dinlen"dedi ve yerimi aldı.

Şu son 3 aydır beraber çok zaman geçirmiş ve yakınlaşmıştık. Belki zamanlama meselesi belkide duygularımı ve düşüncelerimi hissettiği için, her ne şekilde olursa olsun ihtiyacım olduğunda yine yanımdaydı. Onun gibi güvenilir birisine sahip olmak güzel bir seydi.
Ben bunları düşünürken yüzünde çok kısa bir süreliğine bir gülümseme gördüm , ama sonra tekrar eski ciddiyetini aldı ve aşşagıya inip herkesle buluştuktan sonra

"Yürüyün hadi işe yaramaz sürüsü, uyduruk klanınızın şöhretini geri almaya gidiyoruz !"

Meleklerin Yükselişi (Devam serisi)Where stories live. Discover now