0.4

4.2K 240 62
                                    

Multimedya : Justin ve Joanna.



_____________________


Justin'in kollarını itip hemen kucağından kalktım. Hızlı bir şekilde üzerimi düzelttikten sonra karşımdaki kadına baktım. Bana bakmaya devam ediyordu.



"Ben özür dilerim. Gerçekten...Aramızda sandığınız gibi bir şey yok. Justin sadece benim patronum."



Kadın üzerine giydiği beyaz gömlek ve siyah pantolonuyla sade ama şıktı. Dalgalı yaptığı saçları ve mavi gözleriyle mükemmel görünüyordu. Justin'in sevgilisi olabilecek nitelikteydi. Ve biz bu saçma halimizle ona yani sevgilisine yakalanmıştık. Kadın Justin'e bi' işaret yapınca bana doğru ilerleyen Justin durmuştu.



"Sana inanmıyorum." diyen kadına çevirdim bakışlarımı. Bana diyordu. Ne diyeceğini bilmiyordum çünkü yanlış anlaşılması olağan bir durumdaydık.



"Bakın gerçekten doğruyu söylüyorum. Tamam haklısınız gördüğünüz yanlış anlaşılabilecek bir durum biliyorum ama ben düşüyordum ve o da beni tuttu. Bu yüzden de kucağına düştüm. Gerçekte-" İkisinin kahkahalarıyla lafımı yarıda bırakmıştım. Ne olduğunu anlamak için ikisinden bir şey söylemelerini bekledim.



Justin ilerleyip kadının beline kolunu sardıktan sonra "Joanna bu benim annem." dedi. Daha sonra saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. Ağzım açık ikisine baktım.



"Fazla genç görünüyorsunuz." diye mırıldandım. Annesi bana baktıktan sonra kıkırdadı. Ardından "Teşekkür ederim." dedi.



"Üç çocuk doğurmuş gibi durmuyorsunuz." dedim. Kadın bana bakmayı bırakıp kısa süreliğine Justin'e baktı. Bana döndükten sonra "Jaxon ve Jazmyn benim çocuklarım değil. Onlar Jeremy ve Erin'in çocukları." dedi ve gülümsedi.



Gevezelik yapmayı bırakıp "Ah ben özür dilerim." dedim. Daha sonra gitmem gerektiğini düşündüğüm için Justin'in odasından ayrıldım. Daha fazla kalsaydım rezil olmaya devam edecektim.



Kendi odama girdikten sonra iki kişilik koltuğa uzandım. Pek fazla iş yapmamıştım ama yine de yorulmuştum. Gözlerimi kapatıp bir süre dinlendim.








"Joanna kalk!" Justin'in gür sesiyle yerimden sıçramıştım. Hemen kalkıp etrafıma baktım. Odadaki koltukta uyuya kalmıştım. Justin gelmiş başımda dikeliyordu.



"Sonunda uyanabildin." diye söylendikten sonra kapıya ilerledi. Kapıdan çıkmadan önce bana dönüp baktı ve "Beş dakikan var. Seni aşağıda bekliyorum. Eve gideceğiz hızlı ol." diyip gitti.



Üzerimi düzelttikten sonra çantamı alıp koşturarak asansöre bindim ve aşağı indim. Justin arabasının yanında dikeliyordu. Yanına gittim ve hemen arabaya bindim. O da bindikten sonra araba ilerlemeye başladı.



Arabayı çoğu iş adamının aksine şoför değil Justin kullanıyordu. Her ne kadar nedenini sormak istesemde sormadım. Çünkü Justin'in canı biraz sıkkın gibi duruyordu.



Eve gidene kadar tek bir kelime bile konuşmamıştı. Bende konuşturmaya çalışmamıştım. Araba evin önünde durunca inip zili çaldım. Kapıyı ben öğlen gittikten sonra çocuklara bakmaya gelen kadın açmıştı. Paltosunu giymiş bekliyordu. Biz gelince çantasını alıp çıkmıştı.



Odama ulaştıktan sonra hızlı bir şekilde üzerimi değiştirdim ve aşağı indim. Mutfağa girdikten sonra kadının gitmeden önce hazırladığı yemekleri ısıtıp sofrayı hazırladım.



Çocuklar için iki bardak meyvesuyu koyduktan sonra Justin ve kendim için Sprite koydum. Jaxon ve Jazmyn'i odalarından çağırdıktan sonra Jaxon'u abisinin yanına yolladım. Jazmyn'le mutfakta gelmelerini beklemiştik.



Onlarda gelince herkes sandalyelere oturmuş yemeğini yemeye başlamıştı. Jaxon ve Jazmyn'le şakalaşıyor, gülüşüyorduk. Fakat Justin kafasını yemeğinden bile kaldırmıyordu.



Bir süre sonra dayanamayıp "Bir sorun mu var Justin?" diye sordum. Başını yemeğinden kaldırıp bana baktıktan sonra tekrar yemeğine döndü.



Yüzüme bakmadan "Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum." dedikten sonra kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı.



Justin'in söylediklerinden sonra çocuklar elindeki kaşıklarla şaşkın bir şekilde abilerine bakmışlardı. Daha sonra da bana bakmışlardı. Onlara çok hafif bir şekilde gülümsedikten sonra masadan kalktım. Henüz yemediğim yemeğimi döktükten sonra çatal, kaşık ve tabağıma su tutup makineye yerleştirdim.



Hiç bir şey söylemeden mutfak kapısına doğru ilerledim. O sırada kısa bir süre masaya bakmıştım. Çocuklar sinirli bir şekilde abisine bakıyordu. Justin ise bana bakıyordu. Justin'i umursamayıp çocukların saçlarına öpücük kondurduktan sonra mutfaktan çıkış yaptım.



İçimdeki his kötü hissettiriyordu. Justin'in söylediği o cümleden sonra böyleydim ama nedenini bilmiyordum. Söylediği doğruydu.
Beni ilgilendirmiyordu.



Umursamamaya çalışarak pijamamı giydim ve yatağıma yattım. Işığı kapattıktan sonra gözlerimi kapattım.






Sabah uyandıktan sonra aşağıya inip Justin'in kahvaltısını hazırladım. Bardağını masaya koyduktan sonra odasına gidip kapısına tıkladım.

Bieber'ın Hizmetçisi (Justin Bieber Fanfiction)Where stories live. Discover now