Bölüm 9 - Düğüm

167 13 1
                                    

İnsanların çıkarları doğrultusunda hayatlarını yaşamalarını her zaman yargılamışımdır. Biyolojik olmayan annem ve babam bana sürekli "yaşamak için kendini düşün" dediklerinde onları duymazdan gelerek dünya barışından bahsedip dururdum. Erdinç Özberk. Uzun yıllar önce Fransaya yerleşmiş orada Kitty Austen yani hiç bir zaman anne diye hitap etmediğim üvey annem ile evlenmiş ve çocukları olmayınca çözümü koruyucu aile olarak beni almakta bulmuşlar. Biz hiçbir zaman gerçek bir aile gibi olamadık. Bir ebeveyn değil de her zaman benim en sevdiğim arkadaşlarım gibi oldular ki buda zaten beni gerçek ailemi bulmaya körükledi. Onları bulacağıma dair inancım tam. Ölü yada sağ her şekilde alacağım sonuç için tüm imkânlarımı kullanmaya hazırım. Bu yüzden bugün ilk defa Ulaş'ın yardım çağrısını kendim için kabul etmiştim. Bana bunun için kimse kızamazdı değil mi ? Sonuçta Ulaş'da bu anlaşmayı çok masumane duygularla önüme sunmamıştı benimde sırf yardımsever olduğum için ona yardım etmemi bekleyemezdi.

Yol boyunca yaptığımız anlaşmanın doğruluğunu düşünüp acele karar verdiğim için kendime kızdım. Ben bu değildim. Henüz çok kısa bir süre olmasına rağmen Ulaşın mantığımı yerle bir etmesine izin veriyordum. Oysa ondan güçlü olduğuma da adım gibi emindim. Sahilden ayrılıp yola devam ettiğimizde konuşmak yerine düşünmek tercihimdi. Dakikalar sonra karşısında dikileceğim mutlu aile tablosunu düşündüm. Oğulları için herşeyi yapabilecek tatlı sert bir anne ile evin huzuru için uğraşan disiplinli bir baba ve neredeyse her konuda tartışıp eve renk getiren iki kardeş. Ama burada bir yanlışlık vardı. Ulaş düşündüğüm gibi olabilirdi fakat Sıraç onun aksine ufak tefek tartışmalar yerine kanlı bıçaklı kavgalara yakışacak bir adamdı.Belki de kavga etmek bile azdı ki her ne kadar onaylamasam bile eline silahın yakışacağını çok iyi biliyordum. İş adamı olmasaymış çok rahat mafya adamı olabilirmiş gibi.

Pekala sıkıntılı bir yemek yerine Sıraç'ın görünümünü düşünmek saçmaydı fakat Ulaş yanımdayken Sıraç'ın aklıma gelmemesi de bir o kadar saçma olurdu çünkü dikkatli bir inceleme sonucunda ikiz olup olmadıklarını düşündürecek bir benzerlikleri vardı. Ulaş dakikalar sonra konuşarak düşüncelerimden sıyrılmama neden oldu.

"Annem meraklı biridir. Hiçbir sorusunu cevaplama çünkü sen ona karşılık verdiğin sürece o derinlere inmeye devam eder. Ben onu geçiştirmeye çalışacağım."

İşte bu biraz ürkmeme neden oldu. Yalan söylemeyi de beceremiyorken susmak yapılacak en doğru hareketti. Gözlerimi yoldan ayırmadan " zaten söyleyecek pek bişeyim de yok" dediğimde Ulaşın kaçamak bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Şuan onun yerinde olup nasıl gözüktüğümü merak ediyordum. Korkak, heyecanlı, hazırlıksız veya bitkin. Hangisi beni şuan ifade ederdi ? Ben kendimi tarif edecek sıfatları düşünürken Ulaş "korkmuyorsun ama çok heyecanlısın" dedi. Yine aynı şeyi yapmıştı. Sanki üzerimden bir konuşma baloncuğu çıkmış ve düşüncelerim yazıyormuş gibi beni bana okuyordu. Birden "şunu yapmayı kes" diye çıkıştığımda Ulaş'ında bu ani tepkiyi beklemediği açıktı. "Peki sakin ol" dediğinde bende Ulaş ile ilgili şeyleri olabildiğince  aklımdan uzak tutmaya çalışıyordum.Bir süre daha aynı hızla yola devam ettik.

Ulaş tereddütlü olduğu rahatça anlaşılan bir ritimle "anlaşmadan dolayı pişman mısın?" diye sordu. Açıkçası el sıkıştığımızdan beri bende kendime bunu soruyordum fakat ortada net bir cevap yoktu.

"Pişmanım dersem vazgeçer misin?"

Sorusuna soruyla karşılık vermemden hoşlanmadığı belliydi. Evet yada hayır dememi bekliyordu ama ben herhangi ikisinden birini söyleyip taşın altına elimi koyamayacak kadar dikkatli davranıyordum. Soruma karşılık hayır anlamında başını salladı ve ekledi.

GÖLGEMSİ ( ASKIYA ALINDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin