Bölüm3 - Tesadüf ya da Tesadüf zannettiklerimiz

443 43 1
                                    

           " Arya' ya hoşgeldin Ilgın..."

İster istemez dilimden yine bu cümle döküldü. Zihnin bunu göndereni bulmakla oyalanırken ben sıcak suyun altında uzunca bir süre geçirmiştim. Gerçekten banyoya gireli ne kadar zaman olmuştu ? Her taraf buhar parmakların ise buruşuk buruş duruyorlardı. Sıcak su tenime değdiğinde aslında bütün gün kendimi kastığımı farketmiştim. Zihnen olmasa da bedenen yorgunluğumu attığımı hissettiğimde banyodan çıktım. Üzerime valizimden çıkardığım taytım ile salaş bir tişört geçirip saçlarımı kurulamadan yumuşak yatağa kendimi bıraktım.

Telefonuma gelen son mesajı düşünmeden edemiyordum. Sıradan bir mesaj gibi gözüksede tanıdığı olmayan ve telefon rehberinde ki kişi sayısı bir eldeki parmak sayısını geçmeyecek kadar olan bir kıza böyle bir mesaj gelmesi yeterince korkutucu olabiliyordu. Üstelik bu mesaj gecenin üçünde geliyorsa...

Sanki birisinin beni izliyormuş hissinden sıyrılarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.

***

Hani bazen uykudan uyandığınızda uçurumdan düşüyormuş hissi olur ya sonrası boşluk işte tam o şekilde gözlerimi açtım ve bir süre etrafıma bakındım. Daha fazla dinlenmiş olmam gerekiyordu ama sanki yorgunluğuma yorgunluk katılmıştı. Yatağımın başucunda ki komidinden telefonuma uzandım ve saate baktım neredeyse öğlen olmuştu. Uyuşuk hareketlerle kalktım ve yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltıya inmek için hızlıca hazırlandım. Nemli olan saçlarımı da kurutup şekil verdikten sonra tamamen hazırdım.

Gece yaşamış olduğum mesaj tedirginliğinin üzerinde fazla durmamaya karar vermiştim. O yüzden kafamda oluşan tüm soru işaretlerini toplayıp kısa süreliğine rafa kaldırdım. Nasıl olsa bu mesajı atan kimse eninde sonunda ortaya çıkacaktı.

Otelin en güzel köşelerinden biri olan lüks restorana geldiğimde manzarası boğazı gören masalardan birine geçtim. Siparişleri verdikten sonra dışarıyı izlemeye koyuldum. Servisler birer birer yapılırken masada duran telefonum çaldı. İşte bu sefer Eymen di. Hafifçe gülümsedim ve telefonu kulağıma götürdüm.

" Yaşamanıza çok sevindim Eymen bey "

Sesim alay edercesine çıkmıştı. Tamam bir ara o işkence yöntemlerini gerçekten uygulamayı düşünmüştüm ama önce nedenini dinlemem gerekiyordu.

" Ilgın sen Türkiye' de misin ? Ya çok özür dilerim ben seni unuttum."

Gerekçesinin ne olduğunu gerçekten merak ediyordum ama şuanki unutulmak kelimesi duymak istediğim en son şeydi. Bu aynı 'ya kusura bakma ama ben seni hiç umursamıyorum' cümlesi ile eşdeğer bişeydi sanki. Bunu başka demiş olsaydı eminim yüzüne bakmazdım ama Eymen benim için çok farklıydı.

"Senin tarafından unutulmak benim için onur verici"

Sesimde kırgınlık yoktu aksine alayla ve gülerek söylemiştim.

" Dalganı geç bakalım. Herneyse Ilgın ben İstanbul' da değilim iş için Antalya'dayım. Sen bana geç yerleş ben birkaç güne döneceğim."

Eymen her ne kadar başarılı olmak için çalışsada genelde yüzüne şans gülmeyen tiplerdendir. O çalıştığı şirket için elinden gelen herşeyi yapmasına rağmen hakettiği değeri görmediğinden yakınıp durur. Bu arada Eymen çok ünlü bir kozmetik ürünleri şirketinde çalışıyor ben yakışıklılığını hep buna bağlarım. Gerçekten işine aşık biri.

Kısa bir konuşmadan sonra Eymen i geçiştirerek telefonu kapatmıştım.

Bu sırada karnımı doyurmuştum. Kahvemi yudumlarken bir yandanda Türkiye'de yapmam gereken şeylerin planlaması ile uğraşıyordum. Bu sefer ki gelişimde kesinlikle gezebildiğim kadar yer gezecektim.

GÖLGEMSİ ( ASKIYA ALINDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin