Ne! Ameliyat mı? O kadar mı kötüydüm? Şaşkındım. Bir an sinirden odanın bir köşesinden diğer köşesine hızlı adımlarıyla gidip geliyor, burnundan nefes alışını hissede biliyordum. Babam abimin üstüne yürüyor,
"Bir şey olursa hayatını karartırım!" diyordu.
En sonunda doktorlar geldi. Beni alıp ameliyathane odasına götürdüler. Bir süre ameliyathane odasında bekledim. Bekledikçe korkuyordum. En sonunda doktorlar gelmiş ve koluma bir iğne yapmışlardı. Doktorun biri;
"Nasıl olsa baygın. Dozu yüksek verme demişti."
Bunları duyuyordum. Bayılmamıştım. İyice korkmuştum ama uğultulu gelen sesler son duyduğum seslerdi. Uykum gelmişti.
"3 saat sonra"
Ameliyattan çıkmıştım. Gözlerimi açtığımda endişeyle bana bakan Boran ve babam vardı. Abim ise yine;
"Yaktın beni" bakışları atıyordu.
Sadece yüzlerine bakıp konuşmuyordum. Babam bir şey söyleyecek gibiydi. Babama;
"Bir sorun mu var?"
dediğim anda;
"Hayır!" deyip susmuştu. Bir şey vardı. Anlatamıyordu.
Anlamıştım. Sakladıkları şeyi söyleyeceklerdi.Babamla göz göze geldim ve 1 dakikalık konuşmamız şöyle sonlanmıştı;
"Senin annen Halime!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORAN
RomanceSözler tutulmamak için verilir. Gitmem diyen herkes bir gün gider. Giden senken, karşı tarafa suç atamazsın. Sen hep araftaydın. Sen hep böyleydin. Ihanet eden... Beni sen bıraktın. Artık kötü bir insansın. Bir gün tekrar dönecek olursan, dönme. Eve...