Geri Gel...

64.2K 3.7K 549
                                    

Merhaba arkadaşlar... Bir daha ki bölüm tüm düğümler çözülecek... Asrın'ın ağzından olacak... Ama o zamana kadar merakla bekleyin...
Birde hikayenin okunma sayısı cook güzel ama bunu beğeni ve yorumlarınızı da yansıtırsanız cok sevinirim..

Birde medyada ki şarkı benim çok sevdiğim bir parça ve bölüme çok uyuyor... Onu dinleyerek okursanız sevinirim... Sözlerin çevirisini paylaşıyorum... İyi okumalar... :}

"Gitmeliyim, acele edip gitmeliyim
Yoksa pişmanlığım gözyaşım olacak.
Geride bıraktığım seni göremeyeceğim...
Daha hızlı, acele edip gitmeliyim.

Değişen aşkımız şimdi ağlıyor.
Taşan üzüntümüz dökülüyor...
Bir adım bile atmak zor.
Geriye dönüp baktığımda sadece ağlıyorum...

Lütfen sevme, ayrılık mutlaka gelecek.
Nefes bile alamaman çok acıtıyor...
Sadece seni sevdiğim kadar acıtabileceğini ve
Seni unutabileceğimi sandım,
Ama hayır!
binlerce kat daha fazla acıtıyor.

Gözlerimi kapatmaya korkuyorum
Çünkü arasam da seni göremeyeceğim.
Bunun yerine, sana özlem duyuyorken,
Gözlerim kapalı yaşamak muhtemelen daha iyidir.

Lütfen sevme, ayrılık mutlaka gelecek.
Nefes bile alamaman çok acıtıyor...
Sadece seni sevdiğim kadar acıtabileceğini ve
Seni unutabileceğimi sandım,
Ama hayır!
binlerce kat daha fazla acıtıyor.

Tekrar tekrar, olmaz olamaz
Aptal gibi kendi kendime konuşuyorum.

Lütfen sevme, öldürecek kadar acıtır, hergün ağlatır!
Başka bir aşk geldiğinde kolay olur, unutursun desende;
Hayır benim aşkım öyle olmaz...

Benim için"...

Darren'dan

"Sadece oturun ve bekleyin... Bakalım Asrın en değerlisini kaybettiğini öğrenince ne yapacak..."

"Lanet olsun Ateş sen ne yaptın..." birine zarar vermiş olmazdı değil mi?... Eğer bunu yaptıysa Asrın--... Düşüncelerimi bölen merdivenlerin tepesinde ki "ATEŞ..." diye kükreyen Ölüm Meleğiydi... Hepimizin bakışları onu bulurken yüzündeki öfke hepimizi birkaç adım geri götürmüştü... Hızla merdivenlerden inerken, sonunu bekleyemeden merdivenlerin ortasında tek elini tırabzanlara koyarak aşağı atladı... Hemen arkasından ise Noyan geliyordu... Hızını kesmeden koşar adım Ateş'e yaklaşırken, dibine geldiğinde yakasından tutarak ayağa kaldırdı...

"Bebeğim nerede..." dediğinde hepimiz şok olmuştuk... Ateş gerçekten bunu yapmış mıydı... Eğer yaptıysa bu sonu olacaktı... İşte şimdi kıyamet kopacak...

Ateş cevap vermek yerine Asrın'ın suratına karşı gülümseyince Asrın daha da çileden çıkmıştı... Suratına attığı yumrukla Ateş sendeledi... Noyan ve biz durumu toplamak adına bir adım atacakken;

"Yaklaşanın canını kendi elimle alırım..." demesiyle olduğumuz yerde kaldık... Asrın ne kadar kızarsa kızsın hep kontrollü biriydi... Attığı her adımı ölçüp, tartar sonra atardı ama bu sefer ilk defa kendini bu denli kaybettiğini görüyorum... Kontrolden çıkmış gibi, tam bir yıkım makinesine benziyordu...

"Sana.bebeğim.nerede.dedim..." her bir kelimeyi dişleri arasından söylerken Ateş'e sert adımlarla yaklaşıyordu... Ama Ateş inatla konuşmamak için direniyordu sanki... Bunun Asrın'ı çıldırtıp ona zarar vereceğini bile bile... Asrın bir yumruk daha salladığı sırada Ateş Asrın'ın elini havada yakaladı ve o Asrın'a vurdu... Afallayan Asrın kendine geldiği gibi ikinci atağa geçti ve tekrar saldırdı... Ama bu sefer Ateş ne kaçabilmiş ne de atağı durdurabilmişti... Gelen yumruk yerine sıkı bir tekme olunca Ateş yere serilmişti...

Ölüm Meleği...#wattys2016जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें