Hisset...

97.8K 4.2K 520
                                    

Merhaba arkadaşlar... Mümkün olduğu kadar uzun yazmaya çalıştım... Ama şunu belirtmek istiyorum ben çalışan biriyim ve her fırsatta, elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum... Okunma sayımız her geçen gün biraz daha artıyor... Bu çok mutlu ederken, beğeni ve yorumlarınız da bir o kadar sevindiriyor... İlginizi eksik etmeyin... Sizi seviyorum...

Medyadakiler Noyan, Asrın ve Ateş'imiz...
Birde medyadaki müziği Asrın yetimhaneye gittikten sonra dinlerseniz daha dramatik olur... Bölüm bitene kadar dinleyin :}
iyi okumalar...:}

Ateş'ten

Uykumu bölen meleğimin sıcaklığını hissetmememdi... Ona öyle alışmıştım ki temin tenine değmeden huzurlu hissetmiyordum... Kokusunu duymadan rahat etmiyordum...

Yatakta doğrulup, Asrın'ın yokluğunu fark edince içimi garip bir koku sardı... daha yeni gelmişti ve yaraları hala tazeydi, nereye gide diye hızla yataktan kalktığımda açık balkonu fark ettim... Adımlarımı oraya yönlendirirken, meleğimin korkuluklara yaslanmış, ayı izlerken buldum... Bakışları öyle farklı, öyle içtendi ki aklından geçenleri deli gibi merak ediyordum... Singapur'dan o adamın kucağında döneli iki gün olmuştu ve biz hala orada neler yaşadığını, onu bu hale kimin getirdiğini bilmiyorduk... En çokta Noyan'ın kim olduğunu merak ediyordum... Asrın'ı bu kadar düşündüren adamın kim olduğunu...

Meleğimi izlemeyi bırakıp, yanına gittim... Arkadan beline sarılırken, ilk önce irkildi beni fark etmemesi bile iyi olmadığını gösteriyor... O ki uçan sineği metrelerce öteden tanırdı... Ama dakikalardır onu izlediğimi fark etmemişti... Onu bu hala ne getirdi, ne zaman benimle konuşacak... Yoksa hala son söylediklerim yüzünden bana kızgın mı? Kafamı boynuna gömüp, öperken onu ne kadar özlediğimi fark ettim... Kokusu, sıcaklığı beni baştan çıkarmaya yetiyordu... Ama bu halde ondan yararlanamazdım...

"Ne zaman benimle konuşacaksın... Seni özledim bebeğim..." vücudu gerildiğinde ona dokunmamdan rahatsız olmuş gibi hissettim... Gerçekten beni istemiyor muydu?

"Ateş silahın..." dediğinde ne olduğunu anlamadan beni yere itip, üstüme çıkmıştı... Hemen arkasından silah sesleri... Lanet olsun baskın...

"URAS... KORAY... EMİR..." diye seslendiğimde onların iyi olmasını umuyordum... Asrın hızla üstümden kalkarken, odaya koşup iki silahını birden aldı... Daha ne olduğunu anlamadan balkondan aşağı atlayıp, adamların peşinden koşmaya başladı... Kendime geldiğimde bende peşinden koştum... Adamlar Asrın ve kurşunlarından kaçmak için saldırıyı kesmiş, son gaz kaçarken, Asrın hala peşlerinden koşuyordu... Onun ki korunmak değil, büyük bir öfkeydi adeta... Nihayet adamlar gözden kaybolurken, Asrın yere çökmüş derin nefesler alıyordu... Hala iyileşememişken, bu kadar kendini hırpalaması canını yakmıştır.. Yanına koşup, belinden tutup kaldırdım ama o beni hafifçe geri iterek iyi olduğunu söyledi... Bu yaptığı harekete şaşırırken, çocuklar da yanımıza varmıştı...

Asrın eve doğru sendeleyerek yürürken, Darren'ın koluna girmesine izin verdi... Yani tek sorunu benimleydi... Peki ama neden... Hala Arda olayı olmazdı değil mi?

"Abi neler oluyor..." Emir'in gözleri bir bende bir Asrın da giderken, onun da olanlara anlam veremediğini biliyordum... Ama bende veremiyordum...

"Bilmiyorum koçum... Bilmiyorum..." diyerek bende hızla peşinden yürüdüm... Tam eve girecekken kolundan tutup, kendime çevirdim... Bu hareketime yüzünü buruştururken canını yaktığımı fark ettim... Kendime ne kadar bunun için kızsam da bir cevap almam gerekti artık... Sadece bir cevap...

"Yeter artık... Neler oluyor Asrın... Neler oldu?... Hemen şimdi bir cevap istiyorum... Neydi bu saldırı... Sana ne oldu... Noyan denen piç kim?..." o kadar soru sormama rağmen sadece son söylediğim cümleye yüzünü buruşturmuştu... O herife piç demem zoruna gitmiş gibi...

Ölüm Meleği...#wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin