İhanet (6.bölüm)

101 49 4
                                    

Yanına giden gelen çoğalmaya başladı. Okulla da tamamen alâkasını kesmişti. Kaç defa şikayet etmek istedik; ama bizim koruduğumuz, bizim evlendirdiğimiz, bizim sahip çıktığımız bir öğretmeni nasıl şikayet edecektik? Bir kere iyi demiştik, artık kötü diyemezdik.
O sıralarda, köyün gençlerinde de bir hereket başlamıştı. Herkes tüfekle, tabancayla oynuyordu. Bazen geç vakitlerde silah sesleri duyuyorduk. Meğer gençlere atış talimi yaptırıyormuş.
Son kaybolduğu gün pazardı. Tam beş gün dönmedi, çok merak ettik. Daha doğrusu açıkça şüphelendik. Sağa sola haber vermeye hazırlanıyorduk ki gece geç saatlerde evimin kapısı çalındı.
Bir genç, çok telaşlı ve heyecan içinde bağırıyordu:
-Muhtarın evi burası mı?
- Burası dedim. Ne yapacaksın?
-Lazım, çok acele lazım.
Yukarı aldım, oturası yoktu:
-Köyünüzün öğretmeni trafik kazası geçirdi, dedi. Hem hanımı hem kendisi ağır yaralı. Hastaneye kaldırdılar. Benden rica etti: "Git muhtarı gör, ne kadar parası varsa alıp yetişsin. Yoksa başkasından bulsun" dedi. İkisinin de ameliyat olması gerekiyormuş. Doktorlar çok para istiyorlarmış.
Şaşkınlıktan elim ayağıma dolaşmıştı.
-Kaybedecek vaktimiz yok,diye ısrar etti. İkisinin de bankası tehlikede. Buraya kadar canımız ağzımızda oyol teptik. Taksi aşağıda bekliyor, acele edin de yetişelim.
Müthiş bir rol yaptığını anlamadığım gencin gözleri yaşarmış, yalvarıp duruyordu.
O anda aklına hiç mi hiç kötü bir şey gelmemişti. Hanımını alıp köye doğru gelirken kaza geçirmis olabilirlerdi.

Bir Başlangıç mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin