İhanet (4.bölüm)

131 64 5
                                    

Önce okulla alakasını kesmiş, öğrencilerle hiç mi hiç ilgilenmiyordu. Akşama kadar gençlerle kafa kafaya verip, arkadaşlık bahanesiyle onların beyinlerini yıkıyordu. Okulda anlattıkları şeyler de yavaş yavaş kulağınıza gelmeye başlamıştı.
-Neler anlatıyormuş, diye sordum merakla.
-Neler, neler! Hiç duymadığımız isyan marşları öğretiyormuş. Bizim marşlarımızı ağzına olmazmış. Müslümanlığa, imana karşı çok kötü şeyler söylermiş, namert!
"Neye inanıyorsanız, onlar hepten safsata" dermiş. Haşa Allah'a bile inanmazmış. Tövbe ya Rabbi, tövbe...
Bunları duyunca bir gün çektim kenara:
-Bana bak öğretmen bey, dedim. Kulağıma böyle böyle şeyler geliyor. Bunlar doğru mudur?
Rengi attı hemen, kulaklarına kadar kızardı.
-Amma yaptın ha muhtar, dedi. Hiç öyle şey olur mu? Çocuklar herhalde anlattıklarımı yanlış anlamış olacaklar. Tabii ki size de yanlış bilgiler verilmistir. Hem siz benim öz anam babam sayılırsınız. Sizin sayenizde bu dünyada yaşıyorum. Siz olmasaydınız ben ne yapardım? Tövbeler olsun muhtar, insan Allah'a dil uzatabilir mi? O bizi yoktan yarattı. Bilirsin ki ben orucumu tutarım. Fırsat buldukça cuma namazına bile giderim. İnşallah vakit namazlarına da niyetliyim. Gözüm kör olsun ki Kur'an başucumda asılı durur.
Ne zaman ağzımı açsam buna benzer şeylerle bizleri avuturdu. Çok kurnazdı, kiminle ne konuşacağını çok iyi biliyordu. Bizim gibi büyüklere karşı son derece saygılı ve dindar gözükürken, gençleri istediği yöne çekiyordu, o körpe beyinlere ne zehirler dolduruyordu.

Bir Başlangıç mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin