1

8.1K 285 106
                                    




---

Hope, gözlerini açar açmaz başına saplanan cehennem ızdırabı gibi ağrıyı görmezden gelerek yataktan doğruldu ve boynundan sarkan kulaklıktan kurtuldu. Geceyi hatırladığında yüzünü buruşturdu. Gerçekten bu evde kimseyi rahatsız etmediği için kimse tarafından da rahatsız edilmek istemiyordu.

Yataktan kalktı ve bacaklarının kütürdemelerini umursamadan dolaptan çıkardığı kot şortunu giydi ve bir süre yeni aldığı dantelli siyah sütyeni ile dolap karşısında oturdu. Ne giyebilirim ki, diye geçirdi içinden. Çok bir seçeneği olmadığını biliyordu. Dolabında şifon gömleklere ve o geyikli taytlara hiçbir zaman yer olmamıştı.

Dolaptan çıkardığı Kiss tişörtünü hızla giydikten sonra birazını şortuna sıkıştırdı ve saçlarını da tokadan kurtardıktan sonra buklelerinin kendine gelmesi için saçlarını kurcaladı. İnce telli, kumral saçları vücudunun hep en sevdiği yönü olmuştu. Asla fiziğini seven bir kız olmamıştı, çünkü ufak tefek, göğüsleri büyük olmayan kızlardandı. Mesela Hope'un aksine arkadaşı Claire hep fiziğini seven birisiydi. Aslında Clad'ın fiziğini seven sadece kendisi değildi, herkes severdi. Çünkü ortamda Clad her zaman bakılacak kız, Hope ise bakılacak kızın yanında ki şu kız da kim'di.

Hope, odasının kapısını açtığında karşı odanın kapısı da bir anda açılınca irkildi ve karşısında abisinin yakın arkadaşlarından Calum belirdi. Calum, esmer, uzun boylu ve abisi gibi siyah dar pantolonlardan giyiyordu. Ama abisine göre, Calum insalcıldı ve gerçekten sempatik gülüşlüydü. İnsanlara değer veren türlerdendi.

''Seni korkutmadım umarım, Hope?'' dedi kapıyı kapatırken. Hope, Calum'u en son en zaman gördüğünü düşündü. Bahar tatili? Mmm, hayır. Kesinlikle bahar tatilinden de daha önce görmüştü. Çünkü sesi gerçekten de kahrolasıca şekilde erkekleşmişti.

''Oh, hayır, sadece şaşırdım.'' diye geveledi Hope. Onunla nasıl konuşacaktı? Ve ona nasıl hitap etmesi gerekirdi? Abi? Hayır, Calum? Eh, belki. ''Sadece o kapı,'' diyerek eli ile Calum'un az önce kapattığı kapıyı işaret etti. ''Pek sık açılıp kapandığını görmedim.'' dedi.

Calum içten bir kahkaha attıktan sonra kafa salladı. ''Mikey burayı kullanmadığı için aptal.'' diye ekledi. Hope, Calum'a içtenlikle katıldığını belirtmek istedi ama yapamadı. Çünkü abisi kapının ardında onları dinliyor olabilirdi ve Hope nasıl tepki verebileceğini bilmiyordu. ''Anladım,'' mırıldanmayla yetindi. ''Sonra görüşürüz o zaman.'' tekrar geveledikten sonra mutfağa gitmek için aşağı merdivenlere yöneldi.

Calum bir şey söylemek istiyordu. Bilmediği bir nedenden dolayı Hope ile iletişim kurmanın kötü bir fikir olmadığını düşündü. ''Kiss mi? Sahiden mi?'' demekle yetindi. Hope, merdiven trabzanlarının başında bir süre bekledikten sonra arkasını döndü ve onaylamaz bakışlar attı.

''Yücelerle dalga geçilmez, Calum.''

''O zaman the 1975 dinlemelisin, gerçek bir yüce.''

''Sonra görüşürüz.'' diye mırıldantıkdan sonra merdivenlerden indi Hope. Kesinlikle, dinleyecekti.

Calum, Hope merdivenlerde görünmeyene kadar orda bekledi. Sonra hızla çıktığı odadan içeri girdi. Michael kafasını kaldırıp Calum'un hızlı hızlı nefes alışına baktı.

''Evimizde ne gördün de seks yapmış gibisin, dostum?'' diye söylendi video oyununa geri dönerken. Calum hala hızlı hızlı nefes alırken kendini Michael'in siyah deri koltuklarına attı.

''Evinizde dolaşan bir felaket var.'' diyebildi.

''Hah!'' diye homurdandı Michael. ''Ne gibi?''

''Hope,'' dedi. ''Karşı odanda uyuyan kız kardeşin gibi.''

Michael şaşkınlıkla oyunu durdurduktan sonra Michael'e döndü. ''Hope mu?''

''Kesinlikle,'' Calum zorlukla yutkundu. ''Tanrım, aşırı seksi olmuş. Artık göğüsleri var ve bacakları kaymak gibi. Kalçası da kesinlikle şaplaklanmaya değer.''

Michael şaşkınlıkla kahkaha attı ve sorusunu yineledi. ''Hope mu?''

''Michael, sik kafalı mısın? Kız kardeşin on altı yaşında ve ona hiç bakmadın mı?''

''Açıkcası onun göğüsleri olduğunu bilmiyordum, dostum. Boş verelim. Fifa?''

''Mikey, onun pembe organını düşünsene. İçi, sıcacık, dar, ısl...''

''Kes şunu!'' diye bağırdı Michael. Calum'a çok fazla sinirlenmişti. Hope daha oyun parkında oynayabilebilirdi. Yani öyle bir şey diye geçirdi içinden. O sürekli ders çalışırdı, ve ne olursa olsun, üvey kardeşi hakkında böyle düşünülmesi onu rahatsız etmişti.

Sanki... Onu... Hope'u bir tek o düşünebilirdi gibi.

Michael'e sadece bu düşünce doğru geliyordu. Ve en kısa zamanda Hope'un göğüslerine ve kalçalarına bakmayı aklına not edindi. Kasıklarında ki baskıyı hissetmeden önce de durdurduğu video oyununa geri döndü.

brother || m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin