Şu an karşımda gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş, elindeki bilmem kaçıncı kahve bardağıyla yorgun bedenine inatla uyumayı reddeden Jimin de bunu fazlasıyla kanıtlıyordu

Elimdeki sandviç ve içecek olan poşeti önünde sallayıp yanlarına oturdum

"Dünden beri birşey yemediniz"

Jimin bir an bana bakıp göz devirdi ve yerinde doğruldu

"Diyen kişi de zaten sabahtan beri yemek yiyor"

Alaylı çıkan sesiyleBende gözlerimi devirdim. Birşey yemek istemiyordum ama onlar yemeliydi.

Poşetleri açıp ortalarına bıraktım ve Jimin in elindeki kahve bardağını alıp yere koydum

"Bu kadar kahve yeter kafein komasına gireceksin. Yemek ye"

Ters bakışlarından sonra göz devirdi ve sandviçlerden birisini eline aldı. Benimle daha fazla inatlaşmak istemediğini biliyordum bu yüzden hiçbir şey demeyip yoongi ye doğru döndüğünde bende önüme dönüp boş gözlerle içerisi yarım yamalak görünen pencereye bakındım

Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama aynı yere dalgınca bakmaya devam ediyordum

"Taehyung"

Yoongi nin durgun sesiyle onlara döndüm

"Sende birşeyler ye"

Önce ortamızda oturan jimin'e kaydı bakışlarım. Tabiki oda aynı fikirdeydi hatta yoongi'nin bunu söylemesini kendisinin istediğine emindim çünkü yoongi beni tanıyordu.

"İstemiyorum yoongi. İyiyim böyle"

Son cümlemi jimin'e bakarak söylediğimde bana göz devirdi

"İyiymiş. Tabi"

Kaşlarımı çatarak jimin'e baktım tekrar ama o bana bakmayı bırakıp önüne dönmüştü

"Taehyung durumu iyi olmasına rağmen ne kadar endişeli olduğunu biliyoruz ama birşeyler yemezsen bayılıp kalacaksın"

Bu sefer konuşan yoongi ile kaşlarım biraz daha çatılmıştı.

"Jimin de çok endişeli görüyorsun. Ama o senin gibi itiraz etmiyor"

"Hadi ama yoongi. O öyle içerde yatarken yemek yemeyeceğimi en iyi sen biliyorsun! Bayılıp bayılmamak umrumda bile değil!"

Bunu dememle Jimin ayağa kalkıp karşımda durdu sinirli ifadesiyle

"Ne demeye çalışıyorsun!?"

Bende onun gibi kalkıp karşısında durdum çatık kaşlarımla

"İçerde yaran kişi benim arkadaşım! En değerlim!"

"Jimin tamam sakin-"

Yoongi Jimin'i kolundan tutacakken Jimin kolunu sert bir hareketle çekti

"Sakin mi!? Bana ne ima ettiğini görmüyor musun!?"

"Hah! Öyle mi? Ne ima etmişim acaba!?"

Başta öyle demek istemesem bile Ne dediğimi çok iyi biliyordum ve Jimin gibi farkındaydım.

Gereksiz yere gerilmişti ve ortamın da gerilmesine neden oluyordu. Onu ima etmediğimi biliyordu.

"Jungkook yoğun bakımda yatarken rahatça yemek yiyor değilim tamam mı!? Aklım hala onda boğazımdan bile geçmiyor ama senin aksine bayılıp jungkook'a güçsüz görünmek istemediğim içi-"

raspberry cake •|• TAEKOOKTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon