Kural İhlali

1.5K 107 14
                                    


Multimedya Doruk
Erken Yeni Bölüm İçin Oy Verin :D :)
Leptopum bozukduğu için Telden yeni bölüm giriyorum bu yüzden hatalarım olabilir.

Doruk
Sabah uyandığımda ilk defa kendimi çok huzurlu hissediyordum bunun nedenini bilmiyordum ve bana gerçekten garip geliyordu. Yatağımdan kalkıp üstüme bir tişört geçirdim. O boş deftere kafamdaki taktiği yazmamın üzerinden toplam 4 gün geçmişti ve o dört gün içerisinde çağla benimle konuşmaya çalışmıştı fakat taktikte de yazdığı gibi onunla konuşmamış ve onu umursamamıştım. Bugün günlerden cumaydı yani okulun son günüydü muhtemelen Çağla yine yanıma gelip benimle konuşmayı deneyecekdi onu dinlememi isteyecekti. Bu düşüncelerini kafamdan atıp mutfağa gittim. Bomboş olan dolaptan soğuk su aldım ve kafama diktim. Birkaç yudum su içtikten sonra odama döndüm ve iğrenç okul pantolonumu giydikten sonra üstüne de düz beyaz bir tişört geçirdim. Sadece telefonumu ve spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Okula geldiğimde ders başlamıştı. Derse birkaç dakika geç kalmıştım. Tabii ki geç kalmamı umursamıyordum. Sınıfa girdim hocayı hiç takmadan sırama geçtim. Hoca bana birkaç dakika söylendikten sonra yine ders anlatmaya başladı. Onun anlattığı dersi dinlemiyor sadece etrafa bakıyordum. Derse başladıktan yaklaşık bir 10 dakika sonra sınıfa bir öğrenci geldi ve Çağla'nın nöbetçi olduğunu söyledi. Çağla çantasını almadan sınıftan çıktı.
Sonunda lanet dersler bitmişti. Eve gitmek için herkes sınıftan çıktığında sınıfta bir tek ben ve Çağla'nın çantası kalmıştı. Çantayı ne kadar ona götürüp verme istesemde bunu yapmayıp sınıftan çıktım.

Eve gidip üstümü değiştirdim.Okuldan sonra her zaman yaptığım gibi uyumaya çalıştım. Tahminen birkaç saat uyuduktan sonra zilin çalmasıyla uyandım. Gözlerimi açıp saate baktığımda saat akşam 8 e doğru yaklaşıyordu. Anlaşılan bir kaç saatten daha fazla uyumuştum. Sinirle ayağa kalktım.Hızla kapıya gittim ve kapıyı açtım. Açtığımda Çağla'yı gördüm ve şok oldum. Çağla'nın akşamın bu saatinde burada ne işi vardı. Ona sinirli bir şekilde bağırmaya başladım. 'Akşamın bu saatinde beni rahatsız etmek ne haddine! Yine ne saçmalayacaksın bana!' Çağla hiçbir tepki vermeden yalnızca bana bakıyordu. Daha sonra gözünden birkaç damla yaş aktı ve üzgün bir surata büründü. ' Doruk çantamı okulda unutmuşum. Lütfen bugün cuma olduğu için herkese herkese okula gidiyor kapılar gece kapanıyor yani şu an bu saatte tek başıma gitmek istemiyorum muhtemelen okulda sadece müdür vardır. Hatta o da olmayabilir bilmiyorum yardım eder misin lütfen.' Ona boş gözlerle bakıyordum keşke onun çantasını okulda fark ettiğim zaman verseydim diye düşündüm. Onun tek başına bu saatte okula gitmesine izin veremezdim.
'İki dakika bekle.' Kapıyı kapattığımda Çağla'nın yüksek sesle 'Odunsun sen odun!' Dediğini duydum. Kapıyı açıp ' Bir şey mi dedin?' Diye ciddi bir şekilde sordum. Bana gülümseyip 'Yok canım ben kendi kendime konuşuyorum.' Dedi ve başını önüne eğdi. Kapıyı tekrar suratına kapattım ve üstümü değistirmek için odaya gittim. Hemen altımda ki şorttan kurtulup bir kot pantolon giydim. Üstüme de bir tşört geçirdim ve gidip kapıyı açtım. Çağlaya hiç bakmadan spor ayakkabılarımı giydim ve kapıyı kapattım. Çağla ile sessiz bir yürüyüş sonucu okula gelmiştik. Okulda hiç bir ışık yanmıyordu. Okulun kapısının önüne geldiğimizde kapı aralıktı. Kapıyı ardına kadar açtım ve içeri girdim. İçeri gayet karanlık ve sessizdi. Telefonumu cebimden çıkardım ve feneri açtım. Telefondan gelen cılız ışık ile koridora girdik ve sınıfı bulduk.Sınıfa girdiğimizde Çağla ışığı açmayı denedi.
'Doruk ışıklar yanmıyor elektrik mi yok?'
'Ne bileyim ben Çağla. Belkide okul kapanmak üzere olduğundan elektriği falan kapatmışlardır.'
'Öyleyse orda duracağına gel yanımada sırama bakalım hiç bir şey gôzükmüyor.'
Oflayarak yavaş adımlarla Çağla'nın yanına gittim. Sıraya doğru ışık tuttuğumuzda sıra bomboştu.
'Nasıl olur ya? Çantamı sırada unuttuğumdan eminim. Nerede?'
'Muhtemelen depodadır.'
'Depo mu? Depo ne alaka Doruk?'
'Yuh Çağla kaç yıldır bu okuldasın daha okulun neresinde ne olduğunu bilmiyosun. Depoda kayıp eşya dolapları ve fazla sıralar var.'
'Tamam ozaman hemen depoya gidelim.'
Çağla ile zifiri karanlık olan aşağı kattaki depoya girdik. Depoya girer girmez odanın diğer ucunda olan kayıp eşya dolaplarının yanına gittik. Çağla neredeyse dolabın içindeki herşeyi yere fırlatmış deli gibi çantasını arıyordu.
'Of nerede bu lanet çanta?'
Çağla'nın bu isyanına bir şey demedim sadece başında dikilmiş ona ışık tutuyordum. Birden kapı gıcırtısına benzeyen bir ses geldi. Ardındanda kapı kilitlenmesine benzer bir ses.
'Çağla çabuk ol okulu kapatıyorlar. Yani kapıları kilitliyorlar.'
'Tamam bir dakika şurada çantaya benzer bir şey var.'
Ve kapı kapandı. Kapının kapandığını duyar duymaz kapıya koştum.
'Hey! Kapıyı açın!'
Yaklaşık 2-3 dakika boyunca kapıyı tekmeleyip bağırdıktan sonra burada kaldığımızı kabullenip bağırmaktan ve kapıyı tekmelemekten vazgeçtim.
Çağla'nın yanına geri döndüğümde onu yere oturmuş elleri yüzünde ağlıyor bir şekilde buldum.
'Nedrn ağlıyorsun?'
Yanına , yere oturdum.
'Karanlık fobim var ve şuan burası zifiri karanlık ayrıca kilitli kaldık!'
Birden bir kahkaha patlattım. Madem karanlık fobisi vardı gece gece okula gelmeyi akıl edip niye gerçekleştirmiştiki? Çağla karnıma dirsek attı ve sesini iyice incelterek 'gülme ya salak' dedi. Tabi o öyle söyleyince benim daha da çok gülesim geldi ve güldümde. Bir kaç dakika sonra yani gülmeyi bıraktığımda Çağla'nın iki bileğindende tuttum ve ellerini yüzünülden çektim. Tabi ben böyle yapınca Çağla büyük bir çığlık attı ve ellerini kurtarmaya çalıştı. Ellerini kurtaramayınca direk benim belime sımsıkı sarıldı. Bir kaç saniye sonra benden ayrıldı ve daha da şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. Garip olan gözleri açıktı yani bana bakıyor ve ağlıyordu.
'Biliyor musun Doruk şuan fobim falan umurumda değil! Tek umurumda olan sensin! Seni özledim Doruk. Bana aşkla bakan o gözlerini özledim , sana sarılmayı özledim , saatlerce hiç bıkmadan konuştuğumuz o günleri özledim , en çokta senin olmayı özledim Doruk. Bana sen benimsin demeni özledim.'
Birden tekrar bana sarıldı. Kollarını boynuma doladı ve hıçkırarak ağlayışlarının arasında bana bir kaç cümle etti.

'Özür dilerim prensim değerini bilemediğim için , gerçek aşkım olduğunu çok geç fark ettiğim için , sana aptalca sözler ettiğim için , neredeyse ölümüne sebep olacağım için , bileklerini kesmenin sebebi olduğum için ve yaptığım her hata için özür dilerim. Ne olur affet beni.'

Ona hiç cevap vermedim hatta o bana sarıldığında da karşılık vermedim. O bana sarılıyor omzumda ağlıyor ve konuşuyordu. Bense sadece onu dinliyordum. Bu yaptıklarım planımın bir parçasıydı.
Kollarını boynumdan çekti ve bana iyice yaklaşıp anlını anlıma dayadı. Heran onu öpebilirdim çünkü onu çok özlemiştim ve bunu şuan çok istiyordum. Elleriyle ensemden nazikçe tuttu ve ağlayan kesik kesik çıkan sesiyle fısıltıyla konuştu.

'Affet beni prensim , affet ne olurs...'

Kural ihlali! Şuan onu öpüyordum ve bunu şüphesiz olacakları hiç düşünmeden yapmıştım. Çağla'nın ağlamasından ,onu üzmekten nefret ediyordum. Bu yüzden dayanamayıp onu öpmüştüm. Onu , o yumuşacık dudaklarını , o mis gibi kokusunu , utandığında veya üzüldüğünde yüzünün kızarmasını , bana beni en iyi hissettirecek o bakışları o kadar çok özlemiştim ki daga fazla dayanamamıştım.

Bir kaç dakika sonra tekrar bana sarıldı ve ' Bu öpücük beni affettiğin anlamına mı geliyor prensim?' dedi. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Kural ihlali yapmış , tüm planımın içine etmiştim. Şimdi ne diyecektim?

'Doruk?'

Çağla'nın ismimi seslenmesi ile ona doğru döndüm. Ona donuk bir şekilde baktım ve biran da 'Evet' dedim. Yanağıma narin bir öpücük kondurdu ve 'Seni gerçekten özledim.' dedi. Kısık bir sesle 'bende' dedim.

Belki planda olmaması gereken bir hata yapmıştım ama şuan cidden umurumda değildi.

Kapının gıcırdayan , kulak tırmalayıcı sesiyle uyandım. Gözlerim yavaşça açtım. Çağla hala bana sarılmış bir şekilde uyuyordu. Çağlayı uyandırdıktan sonra ayağa kalkıp kapıya doğru gittim. Kapı açıktı.

'Çağla hadi grl kapı açık.'
'Doruk daha çantamı bulamadım.'
'Ben buldum galiba.'

Çağla hızla yanıma geldi ve elimdeki çantaya bakıp gülümsedi.

'Nereden buldun?'
'Kapıyı açtığımda önümdeydi.'
'Hmm neyse sonuç olarak çantayı bulduk.'
Beraber  depodan çıktık. Hızlı afımlarla okulu terk ettikten sonra Çağlayı eve bıraktım. Evin önüne geldiğimizde yine o muhteşem şey oldu. Yüzü kızardı ve çok tatlı bir görünüme girdi. Bana yaklaştı sanki sevgiliymişiz gibi yanağımdan öptü ve 'Barıştığımız için , fobimi yenmeme yardımcı olduğun için çok teşekkür ederim prensim.' dedi. Onun bu sözlerine ellerim ceplerimde sadece tebessüm ederek cevap verdim. Çağla'nın yanından ayrıldıktan sonra aklımdaki sorularla kendimi bomboş sokaklarda yürürken buldum.

Çağla

Doruk beni eve bıraktıktan sonra yanağına bir öpücük bıraktım ve bir kaç söz ile ona teşekkür ettim. Doruk tebessüm ederek yanımdan ayrıldıktan sonra direk eve girdim ve odama çıktım. İreme mesaj atmak için çantamda telefonu ararken çantamın için de minik siyah bir zarf buldum. Bu zarfta nereden gelmişti? Merakla zarfı açtım ve içinde yazanları okumaya başladım.

"Sevgili Çağla ben x şahısı sana bir düğün hediyesi vermek istedim. Birazcık erken olmuş olabilir ama sana bir iyilik yapıp kendimi affettirmek istedim ve iyiliğim başarı ile sonuçlandıda. Arada sana bu tarz özür ve düğün hediyeleri yollayabilirim yada planlayıp direk yaparım. Her neyse sana yaşattığım her kötü an için üzgünüm... Umarım beni bir gün affedersin.

Sevgilerle x şahısı..."

Finale az kaldı.
Sizce x şahısı kim?
Kural ihlali hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sen  BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin