Bir Aşk Biter Bir Aşk Başlar

2.8K 134 10
                                    

Çağla

Kerem ile parkta bir kaç saat daha geçirdikten sonra iddayı o kazandığı için  bir kafeye gidip kahve içtik. Kafedede yaklaşık bir saat geçirdikten sonra Kerem beni eve kadar bıraktı. Anahtarlarımı çantamdan çıkarım kapıyı açtım. İçeri girdim ve İrem'in salonda olabileceğini düşünerek salona gittim. Salondan içeri girdiğimde  Can ellerini başının rasına almış bir şekilde tek başına oturuyordu. Ayak seslerimi duyunca kafasını kaldırdı ve gözlerini bana dikti. 'Oooo Çağla sonunda evinize teşvik etmişsiniz.' Ona sadece küçümseyen 'Off salak' bakışımı yolladım ve yanına koltuğa hayvan gibi atlayarak oturdum. Ben öyle atlayınca bana bakıp 'Öhh be üstüme atlayaydın. ' dedi. Birden verdiği tepkiye kahkaha  attım kendimi tutamadım. 'Öhhh' ne ya . Öyle bir güldüm ki bir süre sonra Can bana uzaylıymışım gibi bakmaya başladı. Tek kaşını kahdırıp bana dik dik bakmaya başlayınca  gülmeyi kestim ve bir anda aklıma dün gece geldi. Önüme bakıp 'Can sana birşey sorucağım ama ciddi olucaksın tamam mı? ' dedim. Can bana baktı ve 'Yine ne var baş belası... ' dedi. 'Can bak dün gece ikimizde içtik ve  açıkcası sana bir şey sorucağım biz dün gece..' direk  sözümü kesti. 'Biz dün gece öpüştük ve çok hoşuma gitti  yinemi öpüşelim diyeceksin?' Bir an Can'ın 'öpüştük' demesi ile beynim dondu sanki.  Bir an tepkisiz kaldım ve sadece sessizce  'Ne öpüştük mü?' dedim. Bu seferde o kahkaha atmaya başladı.  Öyle bir gülüyorduki sürekli karizmatik demiş olduğum yanımda oturan Can'dan tiksindim. 'O nasıl bir gülüş ya hayvan mısın?  Yemin ederim sana karizmatik dediğime pişman oldum Can. ' Yaklaşık iki üç dakika deli gibi gülmenin  ardından  sonunda sustu ve bende derin bir nefes aldım.  O maviş gözlerini üzerime dikti ve bana küçümseyerek baktı.  'Çağla sen mal mısın ne öpüşmesi ben...  benim İremim var seni ne yapayım.' Sözünü bitirdi ve yine kahkaha atmaya başladı. Omzuna 'Of mavi gözlü karizmatik mal!' diyerek vurdum. Sanırım şuan ona hem iltifat etmiştim hem de hakaret. Evet sanırım yeni kelimeler üretmede gayet başarılıydım. Can bana bakıp,  taklidimi yaparak  'Ne öpüştük mü? ' dedi.  Çok sinir oldum ve bende anırarak 'Öğhhhhğ be üstüme atlayaydın. ' diyerek onun taklitini yaptım ve bir anda deli gibi bende gülmeye başladım. Can ile beraber 1-2 dakika güldükten sonra Can'a baktığımda yüzü kızarmıştı ve bende nerdeyse gülmekten ağlıyordum. Can gülmeyi kestikten sonra bir kaç saniye daha güldüm ve arkama yaslanıp derin bir nefes aldım. Hiçbirşey yokmuş gibi Can'a döndüm ve 'Sahi ya İrem nerde?' dedim. Bana klasil malmısın bakışını attı. 'Kızım anormalleşme. Sen okula gitmiyon diye bizde mi gitmicez? İrem okulda.' Önce Can'a katıldım haklı diye daha sonra ben ona salakmısın bakışı attım. 'Salak arkadaşım Can senin okulun falan yok mu?' Bana  her zamanki küçümseyici bakışlarından attı. Ayaklarını kanepenin önündeki sehpaya uzattı. 'Kızım bende gittim ama ilk iki derse girip çıktım nedeni bugün pek önemli ders yoktu zaten.'  Ona gözlerimi kocaman açıp baktım. 'Oha yuh çüş  rahata bak.'  dedim. Tabi verdiğim bu tepkinin üzerine Can'dan sessiz kalmamıştı.  Bana gözlerini dikip 'Az sakin.' dedi. 

Birden Can'ın telefonu çalmaya başladı. Arayan Doruktu. Can'ın telefonu  açamaya niyeti yok gibi gözükünce devreye girdim hemen. 'Can telefonla benim anlamadığım bir türden iletişim falan mı kuruyosun? Açsana şu telefonu.' Ben öyle diyince 'offf' diyerek telefonu açtı. Hemen yanımdan kalkıp mutfağa gitti tabikide bende gizliden onun peşinden gittim.

Doruk'tan

Uyandığımda kendimi evimde buldum. Normalde çatı katında içip orda sızmış olmam lazımdı. Muhtemelen  Can beni çatı katında bulup  evime getirmişti. Ben bunları düşünürken karnımda garip sesler gelmeye başladı. Zar zor ayağa kalkıp uzun koridora doğru yöneldim ve mutfağa  doğru yol aldım. Başım çok kötü ağrıyor ve gözlerim yerinden çıkacakmış gibi acıyordu. Sonunda mutfağa vardığımda buzdolabının kapağını açıp ilk 2 dakika boyunca dolaba baktım. En sonunda dolapta yiyebilecek bir şey olmadığına karar vererek bu seferde telefonumu bulmak için yatak odasına geri döndüm. Yatak odasını full aradıktan sonra  Can'a küfür etmeye başladım. Kesin bu salak beni eve getirip telefonumu çatıda unutmuştur diye düşünürken birden kapı çaldı. Sabah sabah kim zile basıyo ya bir rahat yok. Eğer Can geldiyse klasik yumruklarımdan atmayı düşünüyorum. Kapının önüne gittim. Kapıyı yavaşça açtım ve gözlerimi aralayarak önümde duran kıza baktım. Sabah sabah buda kim di ya?? Yüzünü tanımak için iyice incelemeye başladığımda İrem olduğunu fark ettim. Bu kızın bu saatte benim evimde ne işi vardı. Onun okulda olması gerekmiyomuydu? Ben hala İrem'e bakar bir vaziyetteyken bana Çağla gibi o klasik salakmısın bakışını attı. Artık Can ve ben bu bakışı çözmüştük.  'Doruk salak mısın? Çekilsene kapının önünden ayrıca evde çıplakmı dolanıyon sen?' Kendime baktığımda sadece altımda pantolonum vardı. Önce kendime sonra İreme bakıp 'Çıplak mı pantolonum var hani neyse ya geç hadi tüm gün seni bekleyemem.' Onu kapının orda bırakıp kapının hemen yan tarafında olan salona gidip  televizyonu açtım. İrem kapının ordan bana söyleniyordu. 'Doruk valla öküzsün ya hemde tam bir öküz! Lan elimde o kadar poşet var insan bi yardım eder.' Televizyondan herhangi bir kanalı açtım. 'Güzelim her şeyi erkeklerden bekleme bu arada onları mutfağa bırakırken atıştırmaya bişilerde yaparsın dimi çok açım.' 'Oldu Doruk istersen leğenle su getirip ayaklarınıda ovayım nası fikir?'  İrem'e hiç cevap vermeden televizyona bakmaya devam ettim.  Yaklaşık  10 dakika sonra elinde bir tabak makarna ile içeri geldi ve önümdeki küçük masaya koyup hemen yanımdaki koltuğa oturdu.  Gözlerini bana dikti. 'Ne var İrem yine ne oldu?'
'Öncelikle seninle bir kouşma yapmamız lazım. ' içimden EYVAH dedim. Nedeni İrem ne zaman bir konuşma yapmam lazım dese bu baya bir uzun olduğundan kimle konuşuyo olursa olsun o kişi isyan ederdi. Bende tabiki isyanı yaptım. 'Konuşma mı? '
'Evet Doruk konuşmamız lazım. '
'İrem ben hamileyim valla bak hatta suyum geldi tamam mı hadi ben gidryim. '
Ben bile ne dediğimi anlamamışken İrem mutasyon geçirmiş canavar gibi bana bakıyordu. Ondan iğrendim ve Can'a nekadar çok benzediklerini düşünerek kalktığım koltuktan uzaklaştım. 'Doruk mal mısın ne hamileliği lan! Otur şuraya. ' Mecvuren o erkekmiş gibi böyle bağırınca koltuktaki yerime geri oturdum. Sonuçta o bir kızdı ömür  boyu trip atabilecek bir kapasiteye sahipti.  Bu yüzden  konuşmayı dinlemeliydim. Tabi anında  pes etmeyecektim. 'İrem aslında şey yani benim şeyimin şeyi şey geçirmiş şeymiş benim şey etmem lazım' İrem bana ne diyon der gibi baktı. Haklıydıda...  'Doruk seni şeyler kovalasın emi. Bi saçmalamada beni dinle be. '
'Yani kurtulmanın yolu yok diyosun'  Bana bakıp başını hayır anlamında salladı. 'Peki o zaman başlayalım hadi ama bak bayılırsam sorumlusu sensin. '
'Ya Doruk sus artık. '
'Tamam' deyip önümdeki makarnayı yemeye başladım. 'Doruk bak öncelikle Çağla konusu Çağla bana hiçbir şey anlatmayınca bende senin yanına gelmek istediğim. ' Makarnayı yemeye devam ederken bir yandanda cevap veriyordum. 'Çok uzun bir olay ama şöyle özetleyeyim Emre yi ben bundan ayrılsın diye tehtit falan etmiştim. Bu salak Emre de parkta bu olayın konusunu açtı ve bende Emre'nin ağzında duymasın diye söyledim herşeyi. Böyle olunca bana bir tokat atıp ayrıldı ve parkı terk etti. Olay bu kadar evet ikinci soruna geçelim. Bu arada şu anda bu durum hakkında konuşmanı istemiyorum.' 'Doruk istesende istemesende konuşacağımı biliyorsun. Çağlayı bu sabah odasında yaklaşık 5 tane falan bira şişesi ile beraber uyumuş bir vaziyette buldum. Biliyosun o hiç içmezdi bira falan ama dün öyle bir moreli bozulmuş ki o haldeydi. Onu gerçekten hayal kırıklığına uğratmışsın Doruk. Gönlünü almalısın' İrem'e bakıp cidden mi dercesine baktım. 'İrem biliyosun konuşmaya çalışsamda beni dinlemeyecek.'
'Ozaman sende konuşmak yerine o güzel bir süpriz yap ve bir şekilde onun görüp senin affetmesini sağla.' 'İrem bak beni uğraştırma biliyosun bu tarz romantik falan işlerden nefret ederim. O yüzden şu konuyu keste asıl ağzında ki baklayı çıkar.' Bana tamam dercesine baktı ve okul hırkasının fermuarıyla oynamaya başladı. 'Bak Doruk Can yani konumuz Can. Onun beni aldata bileceğini düşünüyorum ve sen onu en iyi tanıyanlardan biri olduğun için senden Can hakkında fikir almak istiyorum.' Hala makarna yemeğe devam ediyordum. Can açıkcası pisliğin tekiydi bu yüzden İrem'i aldata bilme olasılığı yüksekti. Çabuk bir kızdan sıkılırdı. İrem den önce en uzun ilişkisi 1 hafta sürmüştü. Oysa İrem ile 4-5 aya yakındır çıkıyorlar. Onunla fazla konuşamadığımdan ve önceden küs olduğumuzdan İrem hakkındaki düşüncelerini bilmiyordum. Ama tahmin ettiğim bir şey vardı. İrem ile uzun süredir çıktıklarına göre ondan etkilenmiş olmalıydı yoksa hayatta bir kızla bu kadar uzun çıkmadı. En sonunda kendi beynimde kendimle kavga etmeyi ve tartışmayı kesip İrem'e cavp vermeye karar verdim. 

Sen  BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin