Taeyong hastaneden çıktığında Yoonoh çoktan ortadan kaybolmuştu.
Taeyong hiç beklemeden otobüse atladı ve okulun yolunu tuttu. Bugün Bayan Lee'nin okulda olduğunu biliyordu, gidecek ve onunla konuşacaktı.
Okula vardığında hiç vakit kaybetmeden profesörün kapısını çaldı. Usulca kapıyı araladı ve saygıyla eğildi. "Bayan Lee girebilir miyim?"
Profesör onun içeri gelmesi için başını usulca onaylar şekilde sallamış ve imzaladığı kağıdına geri dönmüştü. Birkaç saniye sonrada "Otursana Taeyong." demişti tekli deri koltuğu işaret ederken.
Taeyong usulca işaret edilen yere oturdu. "Şey profesör ben proje hakkında konuşmak istiyordum."
Profesör devam etmesini belli eden bir baş sallaması verdiğinde Taeyong konuşmasına devam etti.
"Yoonoh artık proje eşi olmadığımızı söyledi, bu değişiklik sizin fikriniz miydi acaba?"
Profesör Lee'nin kaşları havalandı duyduğu şey ile. "Senin haberin yok muydu? Yoonoh bu sabah erkenden geldi ve bana proje eşini değiştirmek istediğini söyledi, böyle bir şeyi kabul etmezdim biliyorsun fakat çok ısrarcıydı."
Taeyong usulca başını salladı. "Evet haberim yoktu, peki neden olduğunu söyledi mi?" Beklenti dolu bakışları Bayan Lee'ye odaklıydı.
"Hayır bana geçerli bir sebep vermedi, fakat o kadar ısrarcıydı ki daha fazla üstelemedim."
Taeyong'un omuzları düştü. "Peki tek başımıza mı yapacağız projeyi?"
"Sen Mark ile Yoonoh ise Hyuck ile ortaksınız artık."
Taeyong'un kaşları çatılırken "Hayır..." diyebilmişti üzgün sesiyle."Mark ve Hyuck'u ayırmayın lütfen biz tek başımıza yapabiliriz."
"Bu proje iki kişilik Taeyong tek başınıza yapamazsınız, onlarla konuştum kabul ettiler merak etme."
Taeyong berbat hissediyordu. Mark, Hyuck ile ortak olduğu için çok mutluydu bu değişiklik onu üzmüş olmalıydı. Derin bir nefes aldı ve gözlerindeki üzüntü ile oturduğu yerden kalktı.
"Peki Bayan Lee, teşekkür ederim." Hızlı hareketlerle çıktı odadan. Bu yaşanan şeye inanamıyordu. Jung Yoonoh bencil herifin tekiydi. Sırf kendisi için Mark ve Hyuck'un ortaklığını bozmuştu, buna hakkı yoktu.
Kafası allak bullaktı. Ne olmuştu, birkaç saat içinde ne yaşanmıştı da Yoonoh yine eski bencil, inatçı haline geri dönmüştü anlamıyordu. Dün geceki o kendisinden özür dileyen, proje için heyecanlanan masum Yoonoh nereye gitmişti?
"Dengesiz herif!" Okul koridorunda yankı yapan sesi okulda bulunan bir iki öğrencinin bakışlarını kendisine çevirmesine sebep olduğunda göz devirdi ve okuldan çıkmak için adımlarını çıkışa yöneltti. Hafta sonu berbat olmuştu. Jung Yoonoh onu yine sinir krizine sokmayı başarmış tüm moralini altüst etmişti. Öfkeli adımlarla çıkışa vardığında cebindeki telefonu titredi. Sinirli adımlarını durdurdu ve hızlıca çıkardı telefonunu cebinden. Telefonun ekranındaki numarayı gördüğünde ise suratı ifadesiz bir hal almış ve farkında olmadan yutkunmuştu. Aniden midesi sancımaya başlamıştı heyecanla çünkü Jaehyun arıyordu. Numarayı hâlâ kayıt etmemişti fakat ezberlemişti.
"Bu nereden çıktı şimdi?"
Daha önce hiç aramamıştı, hep mesaj attığı için Taeyong bu olasılığı hiç düşünmemişti. "Ne yapacağım şimdi?"
Telefon titremeyi kesti fakat birkaç saniye sonra tekrar titremeye başladı.
"Lanet olsun bir bu eksikti..." Hızlanan kalbinin sesi kulaklarına dolarken çaresiz bakışları etrafta dolaşmaya başladı, tam o sırada bakışları bir çift çikolata kahvesi gözle buluşmuştu.
KAMU SEDANG MEMBACA
which yong? // jaeyong
Fiksi PenggemarJaehyun Amerika'da tanıştığı yaz aşkını unutamayıp ona mesaj atar fakat hesaba katamadığı bir şeyler vardır, yaz aşkı ona uydurma bir numara vermiştir. texting + story ©jaeyongmylemondetox
