10- confused

125 11 28
                                    


Hepinize tekrardan merhabalar bu sefer arayı oldukça kısa tutmaya çalıştım.

Şimdilik aradan çekiliyorum bölüm sonunda konuşuruz hepinize keyifli okumalar.

•••

Hayat bazen insanı hiç tahmin etmeyeceği yerlere götürebiliyordu. Hayatın bana en büyük iyiliği beni yalnız yaşadığım 21. Yüzyıldan koparıp Taehyung'un yanına getirmesiydi.

Hayatın bana en büyük kötülüğü ise Taehyung ve benim bu dönemde birlikte olmamızın neredeyse imkansız oluşuydu.

Eğer kral ikimiz arasındaki ilişkiyi öğrenirse hatta öğrenmeyi bırakın şüphelenirse bile beni öldürürdü.

Kralın soyu devam etmeliydi, Taehyung bir varis sahibi olmalıydı. Son çare olarak geldiğim büyücü de beni yaka paça yanından kovduğu zaman artık benim için hiçbir umut kalmadığını anlamıştım.

Momo beni teselli etmek için elini sırtıma doğru yerleştirdiğinde düşen omuzlarımı dikleştirdim. "Hadi geri dönelim." Momo ne diyeceğini bilemez bir şekilde camdan bizi izleyen dedesine doğru baktı ve ardından benimle birlikte yürümeye başladı.

"Kusura bakma Jungkook sorununu çözemedim ama eminim ki Taehyung ve sen işleri bir şekilde yoluna koymayı başarırsınız." Momo'nun sözlerinin ardından önce kapının açılma sesini duydum ardından da yaşlı büyücünün seslenişini. "Hey buraya gelin."

Ne olduğunu anlamaz bir şekilde arkamı döndüm ilk başta büyücünün neden böyle büyük bir dönüş yaptığını anlayamasam da artık en fazla ne olabilir ki diye düşünerek içeri adımladım. Şimdi ise elimdeki fincandan yükselen sıcak buharı izliyordum.

"Bak çocuğum sen çok özel birisin bunu unutma." yaşlı adamın laflarıyla birlikte oturduğum yerde dikleştim ve o da ardından konuşmya devam etti. "Senin kaderin yeniden yazılacak. Kaderini sen belirleyeceksin. Peşinden gittiğin doğrularını unutma."

Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. "Sana daha önce yol göstermişler yaşlı cadının söylediklerine kulak as ve dediklerini sakın unutma." tüm kafa karışıklığımı gidermek ister gibi elimdeki çaydan bir yudum aldım. Sıcaklığı dilimi yaktığında yaşlı büyücü tekrar konuşmaya başladı. "Kaderini kendin yaz başkalarına sakın inanma. Krala karşı dikkatli ol gözlerini sakın ondan ayırma."  elim titremeye başladığında düşmemesi için fincanı önümdeki sehpaya bıraktım.

"Sana yalan söyleyecekler kandıracaklar sakın hiç birine güvenme. Arkandan bıçaklanacaksın bu kişi seni sevdiğini sandığın biri olacak." ardından büyük bir iç çekti. "Sana en fazla bu kadar yardımcı olabilirim çocuğum. Eğer daha fazlasını söylersem bu hepimiz için iyi olmaz."

Ardından önümdeki bardağı aldı ve arkaya doğru adımladı. "Momo şuan bir halisünasyon görüyor sana anlattıklarımı kimseye söyleme." ardından arka odaya doğru ilerledi ve salonun kapısı açıldı. Momo ayaklandı ve gülümseyerek kapıya doğru yöneldi. "Hadi gidelim."

Tüm kafa karışıklığımla birlikte büyücünün gittiği odaya doğru bakmaya çalıştım ama hiçbir şey göremeyince bundan vazgeçerek Momoyla birlikte evden dışarı çıktım.

Sonrası ise benim için fazlasıyla kafa karıştırıcıydı. Momoyla saraya geri dönmüştük jin ve Jimin bizi sorgu yağmuruna tuttuğunda büyücü beni tembihlediği için hiçbir şeyden bahsetmeden odama çekildim.

Momo ise doğru sandığı yalanları onlara anlattı. Ona göre büyücü bize durumun kolyeyle hiçbir alakası olmadığını ve yapabileceği bir şey olmadığından bahsetmiş ve ardından biraz daha sohbet edip yolculamıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 18 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

bonds of fate Where stories live. Discover now