Episode #6

12 2 0
                                    

Hafta sonu olmuştu ve nihayet Emir evine dönmüştü. Bıkkınlıkla kendimi yatağa atmıştım. Neydi bu benim çilem diyerek iç çektim. Emir tüm hafta boyunca kafamı şişirmişti fakat onu üzmemek için bir şey dememistim. Onu bu sefer kibarca reddettim açıkça dile getirdim bizden olmayacağını , üzüldü fakat bu gerçekle yüzleşmesi gerekiyordu. Yeliz ondan dediğim gibi hiç hoşlanmamıştı sevgilisi bile. Bende hafta sonumu dinlenerek geçirmeyi düşünüyordum, dinlenmeye aşırı ihtiyacım vardı ama nedensizce uyku düzenim bozulmuştu. Kendimi gereksiz dalgın ve düşünceli olduğumu farkettim. Biraz sosyalleşmek için yelizle karar verdik. Pazar günü Isparta'ya gidecektik. Kız kıza takılıcaktık o da benim gibi bunalmıştı. Quizler bitmişti bizde bitmiştik tabii ki de kendimi para harcayarak ödüllendirdim. Güzelce gezdik fakat saatin farkına varmamıştık son otobüse yetiştik fakat şehir içi otobüslerin som seferine denk gelmiştik . Onu da kaçırmıştık. Otogardan mecburen taksi çevirdik kampüse girdik. Ertesi sabahki derse gitmeyi düşünemeyecek kadar yorgunduk. Lakin beklemediğim bir şey oldu. Akşama doğru Isparta'da yemek yemiştik ben tavuk söylemiştim ama Yeliz tavuk yememisti. Gece 12 sularında aşırı midem bulanmaya başladı , aniden istifra ettim . Yatağa yattım çünkü aşırı başım dönüyordu. Yeliz'in yanına gitmek için koridora çıkmıştım fakat başımın dönmesi ile bayılmam bir olmuştu. Ambulansı aramışlar, beni hastaneye kaldırmışlar. Uyandığımda kolumda serum vardı. Yeliz yanı başımdaydı. Bir kaç saat daha kaldıktan sonra yurda geçtim. Tavuktan zehirlenmiştim. Yaklaşık üç gün boyunca halsizdim. Bu yüzden okula gidememiştim. Salı günü Güzey hocaya Yeliz zehirlendiğimi söylemiş. Yeliz'in anlattığına göre beş dakikada bir detay istemiş. O da garipsemiş haliyle. Beni merak ettiğini biliyordum aslında bende onu aşırı merak ediyordum. Her gece acaba şu an ne yapıyor diye düşünüyorum kendimce. Güzey hocanın kaç yaşında olduğunu bilmiyordum ama otuz ile kırk yaş arasında olduğu çok netti. Hala çok gençti. Benim için. Sakallarına dokunmak istiyordum. Özellikle yüzüne. Bazı erkekler yaş aldıkça güzelleşir derlerdi inanmazdım evet Güzey hoca öyleydi. Gençken aman aman değilmiş fakat yaş aldıkça yüzü oturmuş. Bana göre yüzü çok çekiciydi. Hatta bebeksi bile diyebilirdim. Zayıftı hala bir çocuk gibi giyinir takınırdı. Futbolla ilgilenirdi. Yökdil kursu veriyordu sanırsam. İçimden aşk adam diye geçirdim. Onu kendimden daha çok seviyordum

Güzey' in gözünden;

Öğrencim Yeliz bana İris' in zehirlendiğini söylediğinde endişelendim. Fakat sınıfa çaktırmamak için fazla bir şey sormadım. Aklıma çok iyi bir fikir gelmişti. İris in bunu seveceğini biliyordum. Dersi bitirdikten sonra odama geçtim fakat bana engel olan çok büyük bir neden vardı. O benim öğrencimdi. Onu çok arzuluyordum. O yaşıtları gibi değildi. Çok farklıydı, olgundu. Beni ona çeken o kadar çok özelliği vardı ki ona bağlanmamak imkansızdı. Onu hep görmek istiyordum aklımdan çok şey geçiyordu fakat onu ürkütmek istemiyordum. Onun öğretmeniydim ona karşı bir his beslemem katiyen doğru değildi. Bir kere bana aykırıydı kendime hakim olamıyordum. Derste onu gözümün kenarı ile incelerdim, farketmesini istemezdim öğrencilerin. Kendimi geri çekmeye çalıştım fakat olmuyordu son bir ay kalmıştı hazırlık egitimi biticekti. Onsuz nasıl olacağını bile düşünemiyordum. Onu elde etme arzusu ile yanıp tutuşuyorum. Allah'ım sen bana mukayyet ol. Lakin elimde degildi. İnternetten bir şeyler bakındım. Onun çok sevineceği bayılacağı bir şeydi. Ama pahalı bir hediye olduğunu farketmesini istemiyordum bu yüzden siparişin kutusunu kendi aldığım kutu ile değiştirdim. İçine de kendi el yazımla bir not düştüm. O benim hayal edemeyeceğim kadar mükemmel bir kızdı. Daha önce onun gibi bir kadınla otuz altı yıldır tanışmamıştım. Benim için çok değerliydi. Bir kere bağlandım diye iç geçirdim. Ona harika bir inci bileklik aldım. Ve istiridye kabuğu şeklinde bir ucu vardi bileğinde harika duracağını düşünüyorum. İnciler hafif pembemsi ve orta büyüklükteydi. Denizi seviyordu. Ondan esinlenerek almıştım. Sonra onun bileğinde hayal ettim. Perşembe günü derse geldi benzi biraz solgundu derste. Göz göze gelince çok heyecanlandım , bugün nedensizce ders işleme arzum yoktu bu yüzden bir quiz daha yapmaya karar verdim. Yüzünde çok umursamaz bir tavır vardı, kağıdı ona verdiğim de gözlerini kaçırmıştı. Benim olanı benden kaçıramazsın diye geçirdim içimden. İnatla gözlerine baktım fakat o bana bakmadı. Kağıdı bırakmaya ayağa kalktı o zaman bile yanıma geldiğinde bakmadı bana. Yüzünü inceledim yanağında gizlediği bir çizik gördüm. Kağıdı verir vermez çantasını topladı başını aşağı eğdi çıktı kapıdan. Ne oldu acaba yüzüne çok kötü gözüküyordu. Zaman bitince kağıtları topladım, onun kağıdını en öne koydum koridorda yürürken bir yandan sınavını okudum. Fena değildi güzeldi quizi. Odama gittim hemen Zorunlu C sınıfının ders takvimine baktım. Son iki dersi vardı. Aynı saatte bitirdim dersimi. Hemen İris ' e yazdım.

Güzey;   İris yurdun önünde bekle beni 2.40 gibi orada olucam.

İris;        Bir sorun mu var hocam?

Güzey;   Bir sorun yok orada konuşuruz.

İris;        peki , hocam.

İris'e yazdıktan sonra telefonu kapattım, eşyalarımı toplayıp fakültenin ön kapısından çıktım. Arabaya bindim torpidodan İris' e aldığım incili bilekliği çıkarttım. Hediye paketine koydum. 2.40' ı bekledim. Yurt ile fakülte arası araba ile yirmi saniyeydi. Şarkı açtım. ' Still Loving You~ Scorpions ' en sevdiğim şarkıydı. Daha sonra arabayı yurda doğru sürdüm , İris yurdun önünde bekliyordu beni.  Freni çekip, anahtarı çıkardım. Hemen cebime atıp ona doğru gittim. Yüzü şaşkındı rüzgarda saçları savruluyordu. Saçları koyu kumral , uzun ve düzdü.

  - Yüzüne ne oldu İris?
  - Hocam bayıldığımda yüzümü bir şey çizmiş de konu nedir?
   - Ben sana geçmiş olsun demek istedim, bugün bayağı kötü gözüküyordun bu elimdeki de geçmiş olsun hediyesi.

Gözleri gülüyordu bende ona gülümsedim.
 
   - Hediyeni odanda aç benim derse yetişmem lazım tamam mı tekrardan geçmiş olsun.
 
   - teşekkür ederim hocam çok ince fikirlisiniz.

Daha sonra ona bir adım yaklaştım sol elimle yanağından makasla aldım. Gülüşü bir çiçeğin tomurcuk açması gibiydi. Zarif ve narin. Arkama döndüm arabaya bindim okula geri döndüm. Daha eğitim fakültesinin dersine girmem gerekiyordu. Hızlıca arabayı sürdüm.

İris'in gözünden;

Hediyemi aldıktan sonra zıplayarak bloğuma koştum hiç bu kadar sevinmemiştim karnımda çiçekler açıyor kelebekler uçuşuyordu. Gönlümde tekrar baharlar açtırmıştı . O kadar merak ediyordum ki hediyeyi. Hemen yatağa attım kendimi ve hediye paketini açtığımda küçük çaplı bir kriz geçirdim.

İNCİLİ BİLEKLİK ALMIŞ. İNANMIYORUM.

Daha geçen hafta bakıyordum incili kolye diye geçirdim içimden.
İçinden bir de not çıktı hemen okudum

Kendi ruhunu tanıyordu, ruhu onun için değerliydi,göz kapağının gözü koruduğu gibi onu koruyordu ve elinde sevgi anahtarı olmayan hiç kimsenin ruhuna girmesine izin vermiyordu.
                               ~  Anna Karenina

Peki ya sana ait olan sevgi anahtarını bana verir misin?



Çıldırıcaktım. Yerimde dönüp dolaşıyordum. Şu anda derste olabilirdi. Onu arayıp ona sarılmak istiyordum. Ona bağlanmak istiyordum. Sevdiğim bir klasikten alınmış alıntıyı yazıp bana dolaylı yoldan sevgisini ilan etmişti. Kendimi tutamıyordum. Yurttan çıkıp kollarına koşmak istiyordum. Onu düşündüm. Hemen yazmalı mıydım bilmiyordum lakin yarın cevap vermenin doğru bir karar olduğunu farkettim. Bilekliği koluma taktım koluma baktım. Onun gibi harikaydı. Bu inci bileklik artık ikimizinde kutsalıydı. Hiçbir şeyi düşünmüyordum artık. O beni seviyordu daha ne isterdim ki. Onunla birlikte olduğumuzu düşündüm. Hatta ona temas ettiğimi imajine ettim. Soluğum durdu. Haykırmak istiyordum her şeyi bağırarak. Yurdun içinde ki bahçeye çıktım ve banka oturdum. Bilekliğimi gökyüzüne doğru kaldırdım, gülümsedim o sırada yanımda hiç görmek istemeyeceğim birini gördüm. Hilal. Benim sevdiğim çocukla sevgili olan eski arkadaşım bana bakıyordu. İki hafta önce duyduğuma göre ikisi kavga edip ayrılmışlar. Tabii ben durur muyum hemen telefonla arkadaşımı arar gibi yapıp, sevgilim bana bileklik aldı dedim. Aniden kalktı Hilal ve odasına gittim bende arkasından güldüm. Zavallı. Büyük ihtimalle o çocuk onu aldatmıştı , belliydi. Zaferle gülümsemeye devam ettim. Yarın çok işim vardı. Güzelce yüz maskemi yaptım, kişisel bakım rutinimi bu sefer aşırı uzun tuttum. Yarın ona sarılmayı düşündüm. Bunu düşünerek uyuya kalmıştım.

My English InstructorKde žijí příběhy. Začni objevovat