❥ YG & SJ & TH

212 20 140
                                    

"Hmm odan güzelmiş Jiminie ama çok pembe sanki. Demek bu odada bu yatakta resimler çekip atıyorsun bana."

"Yoongi hyung benden ne istiyorsun?"

Yoongi yüzündeki piçimsi sırıtışla genç çocuğa doğru adımlayıp tam önünde durdu. Jimin'le aralarında on santim kadar boy farkı vardı bu yüzden genç çocuğa yukardan bakıyordu. Jimin yutkunarak kafasını kaldırıp kendisini izleyen gözlere baktı. "Ben mi? Senin söylemen lazım bunu Jimin benden ne istiyorsun? Yani bana yazmak amacın neydi açık açık söyle lütfen. Eğer anlamını yazdığın mesajlardan çıkaracak olursam şu an seni şu yatağa atıp becermem gerekiyor."

"Haksızmıyım?"

Jimin yatağa bakarak derinden yutkundu. Yoongi ile sevişme isteği, arzuladığı şeyler arasında geliyor ama böyle değil. Duygusuz bir sevişme asla istemiyor. Onun kollarında onun altında sevilerek kendisine aşık gözlerle bakacak adamla sevişmek istiyor ama bu adam ona sadece alaycı aşağılayıcı gözlerle bakıyor ve bu Jimin'in hiç hoşuna gitmiyor. Boğazını temizleyerek öksürdüğün de Yoongi aynı sırıtışla onu izleyerek konuşmasını bekledi.

"Hyung ben hiç birşey istemiyorum senden. Lütfen yaptıklarımı unut. Bunun için senden özür dilerim."

"Hayır hayır Minnie bu o kadar kolay değil. Beni kışkırtan sensin. Buna sebep sensin..." Yoongi alt tarafını işaret ettiğinde Jimin önce gösterdiği yere baktı sonra utanarak kafasını kaldırıp gözlerini sonuna kadar açarak şaşkın bir ifadeyle adamın gözlerine baktı. "Haliyle halletmesi gerekende sensin. Sorumluluk al!"

Jimin duyduğu kelimelerle arkaya doğru adımlamaya başladı. O arkaya gittikçe Yoongi de üzerine gidiyordu. Sırtı duvarla buluştuğunda artık kaçacak yeri kalmamıştı. Şimdi tek dileği Seokjin'in hemen gelip onu kurtarmasıydı. Tanrı Jimin'i çok seviyor olacakki odasının kapısı tıklatıldı. Yoongi içinden küfrederek karşısındakı bedeni bir kaç saniye süzerek önünden çekildi. Jimin hiç beklemeden kapıya doğru yaklaşıp kilidi açtı. Seokjin gülümseyerek içeri girdiğinde Yoongi'yi görmesiyle gülümsemesi soldu.

"Hm hyung demek Jimin'in bu tatlı küçük odasını sırrını biliyordun ve bizden sakladın"

"Bunu kendisi istedi Yoongi. Eğer bilmenizi isteseydi söylerdi ve şu an burada olduğuna göre senin bilmeni istemiş?" Seokjin'in düz bir ifadeyle konuşması Jimin'i şaşırtmıştı. Özellikle son söylediği cümleyi Jimin'in gözlerine bakarak söylemişti. Daha önce onu hiç bu kadar boş bir bakışlarla görmemişti Jimin. Onu hep tatlı ve nazik biri olarak görüyordu.

"Hyung onu yiyecek değiliz herhalde. Jiminie neden bizden saklama gereği duyuyorsun ki?" Yoongi'nin kendisine hitapen sorduğu soru ile afalladı genç çocuk.

"B~ben şey aslında söyleyecektim sadece nasıl tepki vereceğinizden kork..."

"Kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin Jimin. Üstelik Yoongi sen onu yemeyecek ola bilirsin ama diğerleri özellikle Taehyung hiç öyle gözükmüyor. Her an çocuğu aşağılıyor ve yiyecekmiş gibi bakıyorlar. Bunu farketmediğimi mi sanıyorsun. Hoseok onun bacaklarından gözlerini çekmiyor, Namjoon desen kafasında nasıl bir fantezi kuruyor kim bilir, Taehyung kafayı takmış çocuğa"

"Ya sen hyung sen ona nasıl baktığının farkında mısın?" Yoongi'nin alayla karışık konuşması Jimin'in tüylerini ürpertti. Evet istiyordu hepsini istiyordu ama kendisi hakkında böyle düşündüklerini bilmiyordu. Jimin tedirgin olmaya başlamıştı. Şu an odasında bulunan bu iki alfanın arasındakı tansiyon çok yüksekti ve buna yavaştan yavaştan havaya salgıladıkları feremonlarda eşlik ediyordu. Jimin ilacını içmediği için içinden kendisine küfretti.

Babyboy /  JiminxBTSWhere stories live. Discover now