31|Yıllar Sonra|

805 55 63
                                    


(5 yıl sonra)

"Ömer, evladım benim şu dişi yapıversen.Kaç gündür ağrı yapıyor bana."

"Tarık amca ben o dişi geçen gün yapmamış mıydım?"

"Neeee?Ne diyorsun evladım, duymuyorum?"

"Dişini diyorum daha geçen gün yapmamış mıydım?"dedim, alt kattaki camdan bizim cama bakan Tarık amcaya.Ses tonumun desibeli neredeyse bin beş yüzdü ama asla duymuyordu.

"Duymuyorum evladım!"dedi, bağırarak.

"Tarık amca bence dişinden daha büyük bir problemimiz var mesela duymaman."

"Gözüm görüyor evladım, dişimi diyorum ben dişimi."

"Haydaaaaa!"dedim, yüzümü ovuştururken.
Derin efes aldım
"Yaparım da randevu alman lazım."dedim, aşağı doğru bağırırken.

"Evde yapamaz mısın?"dediğinde, ihtimalin imkansızlığına güldüm.

"Aç kapıyı bir bakalım dişine ne yapılacak."

"Tamam."dedikten sonra camı kapatıp, perdeyi çektim.

Tam evden çıkıp hastaneye gidecektim ki Tarık amca beni camda yakaladı.
Tarık amca Alzheimer hastasıydı ve bu yüzden her hafta dişini yaptırdığını unutup dişine baktırıyordu.Muhtemelen yine öyle olacaktı.

Kapıyı Günnür teyze açtı.

"Günaydın kız vampirellam, Tarık amca içeride mi?"dediğimde, seslice güldü.
Günnur teyzenin gülme sesini, eski kapı zillerinin sesine benzettiğim için gülmeden edemiyordum.

"İçeride oğlum, içeride.Yine unuttu dişini yaptırdığını.Sen git bi' bakıver de başımızın etini yemesin."

İçeriye doğru ilerledim.
"Ooo muhterem naber?Bugün de bi' ayağımız çukurda mı?"dedim, göz kırparken.

Bastonuyla popoma vuracağı sırada kaçtım.

"Bak böyle yaparsan vallahi bakmam he dişine."dedim, kapıya doğru gidiyormuş gibi yaparken.

"Tamam vurmuyorum eşek sıpası gel de bak hadi!"dediğinde,sesinin rafadan tayfadaki Basri amcaya ne kadar çok benzediğini fark ettim.Nerden biliyorsun diye sormayın, yetişkin olmam gittiğim ortamlarda küçük çocuklarla çizgi film izlemeyeceğim anlamına gelmezdi!

"Aç ağzını Basri amca."dediğimde, dediğim şeyi yeni fark ettim.

"Basri kim oğlum?"dedi, kaşları çatılırken.

"Pardon amcalar karıştı, kızma Tarık amcam senin üstüne gül koklar mıyım ben?"

Zaten ondan başka bu kadar sık muayene ettiğim hasta yoktu.Neticede üstüne gül koklamamış oluyordum.
Ağzını açtığında yapılmış dişini beş yüzüncü kez kontrol ettim.Tarık amca şeker hastası olduğu için ona minik bir oyun oynayacaktım.

"Tarık amca çok mu tatlı yedin yine sen?"

Günnur teyze,
"Evet oğlum çok tatlı yiyor."dedi, mutfaktan müdahale ederken.

"Sen benim hanıma bakma oğlum.O çayı şekersiz içiyorum diyor ama çayın yanına pestili kömeyi koymayı da biliyor."

"Ama bak çok tatlı yiyorsun.Bu kadar çok tatlı yeme!Yoksa dolgu yapamadan çekmek zorunda kalırım."dediğimde, her hafta verdiği ama unuttuğu sözü tekrar verdi.

"Tarık amca bu kaç?"dedim, elimle iki üç sayısını yaparken.

"Üç."

"Yanlış!Dört bu."

Pide Kuyruğu •Texting•Where stories live. Discover now