25|Tehlike|

928 60 107
                                    

"Kamer rahat dur hayatım."

"Durmayacağım."
Derin bir nefes aldım, eve gidelim diye tutturmuştu.Doktorlar yarın sabah çıksanız daha iyi olur diyordu ama Kamer'in bir gece daha hastanede geçirmeye tahammülü yoktu.

"Çocuk adam niye böyle yapıyorsun?"
dedim, kollarımı göğsümde bağlarken.

"Sevgilim, normalde Allah ve peygamberden başka hiç bir kuvvet beni bu hastanede bir gece daha tutamaz.Bizimkiler hastanede bu kadar durduğuma şaşırmıştır." dediğinde, gülmeden edemedim.İnatçı bir adamdı ve dediğini yaptırırdı ama ben daha inatçıydım sadece bu seferlik rahat etmesi için eve gitmeye karar verdim.

"Tamam gidiyoruz eve sen kazandın Kamer Yüzbaşı."kazancının getirisi olarak bana güzel bir gülümseme sundu.

"Oh be!Ha şöyle yaa ölmedik yaşıyoruz, hayat devam ediyor.Yola devam."

Ömer'e çıkış işlemlerini halletmesi söyleyip, tekrar odaya döndüm.
Eşyaları toplamam gerekiyordu, poşetlerdeki kıyafetler karışıktı.
Kirli ve temiz kıyafetleri ayırıp valize yerleştirdim.Kamer'in uyandığı günün üzerinden iki gün geçmişti ve biz anca hastaneden çıkıyorduk yani beş gündür hastanedeydik.Kamer yaralarından dolayı banyo yapamıyordu ve bu durumdan oldukça şikayetçiydi.Her gün vücudunu ıslak mendille siliyordu, koku konusunda çok hassastı.
Ben eve gidip banyo yapıp geri geliyordum.Şimdi de hergün olduğu gibi kıyafet değiştirmek istiyordu.

"Güzelim şunu değiştireyim öyle gidelim yoksa ben rahat edemeyeceğim."

"Kamer eve gidiyoruz canım, evde zaten değiştireceksin."dediğimde, muzipçe güldü.Niye güldüğünü anlamadığım için tek kaşım havaya kalktı.

"Ne demiştin bir daha söyler misin?Ben canım kelimesine odaklanınca gerisini duyamadım da."dediğinde, gülmeye başladım.

Gülerek," Ya Allah'ım ben bu adamı hak edecek ne sevap işledim?"dedim ve elime temiz bir tişörtünü alıp ona doğru ilerledim.

"İyi hadi değiştirelim madem ama dikkat et giyinirken.Yavaş çıkar geçen seferki gibi acımasın dikişlerin."

"Tamam anne!" dedi gülerek ve tişörtü yukarı çekti.Ben de kolunu çıkarmasına yardım ediyordum.
Tabi bu sırada vücuduna bakmamaya çalışıyordum.O da büyük bir çaba verdiğimi anlıyordu zaten.
Tişörtünü çıkarttıktan sonra gözlerim vücudu hariç her yere bakıyordu.
Hastanedeki beş günümüz de tam olarak böyle geçmişti.Temiz tişörtü nereye koyduğumu arıyordum.Kamer elindeki tişörtü bana doğru salladı.Sırıtıyordu ve ben beni utandıracağına fazlasıyla emindim.

"Ohoo sen şimdiden böyle etkilenirsen, yaralarımı temizlerken ne yapacaksın acaba?" dedi, tek kaşı havalanırken.Bu kaslı vücudu yaptığı sporun ve asker olmasının getirisiydi.Etrafa kaçışan gözlerimi onun gözlerinde sabitledim.Sırıtışı hâlâ yüzünde sabitti.

Ellerimi belime koyup gözlerimi kısarak ona baktım.
"Sen geç dalganı Kamer bey, hem kocamdan etkilenmeyeceğim de başka kimden etkileneceğim?" dedim, tek kaşım havalanırken.Bu haliyle fazlasıyla yakışıklı ve serseri görünüyordu.

Gülerek,"Doğru, haklısın sevgilim."dedi, dağılmış saçlarını düzeltirken.
Yanına yaklaştım ve elindeki tişörtü aldım.Gülümseyerek başından geçirdim, o da yavaşça kollarını giyindi.Tam geri çekilecekken kollarımdan tuttu.
Vücudundaki dikişlerden ötürü yavaşça sarıldı ve çenesini başıma yasladı.Derin bir nefes aldı ve şalımın üstünden bir öpücük kondurdu.

"Afitap, bazen seni kendimden bile saklamak istiyorum.Ödüm kopuyor bu güzel hallerini başkaları görecek diye."dediğinde, güldüm.Temkinlice sırtına yerleştirdiğim ellerimi sırtından çektim.Yüzünü iki avucumun arasına aldım.

Pide Kuyruğu •Texting•Where stories live. Discover now