SAFİ AŞK

GÖĞÜS KAFESİNE BATAN KIRGINLIK

ARKADAŞLAR 1013 KELİME YAZDIMMM...

YAZARDAN...

Cumartesi akşamıydı, Melih de Fırat da iş yerlerinden izinliydi o gün. Tabii ki her erkeğin yapacağı gibi boş günlerini halı sahada geçirmek istemişlerdi fakat Esra'yı hayli sinir etmişti bu durum. Ne vardı boş günlerinde hep beraber vakit geçirselerdi değil mi? Ama ne yazık ki bunu ne sevdiği adama ne de abisine anlatamıyordu.

"Ya abi! Gitmeyeceksiniz diyorum. Fırat sana da diyorum, GİT-ME-YE-CEK-Sİ-NİZ. Daha da laf duymak istemiyorum."

Bunu duyan Melih kardeşini yoldan döndüremeyeceğini anladığı için, kardeşine yaranmaya çalışmıştı.

"Abim, abisinin gülü;
Ne var yani gitsek, biraz enerji atsak kötü mü olur?"

"Enerjinizi bizimle evde durarak da atabilirsiniz abi. Beraber vakit geçiririz hem. Değil mi Banu?"

Melih'ten ayrı kalacak olma düşüncesi bile moralini yerle bir eden Banu konuşmaya başlamıştı.

"Ayy evet. Abi lütfen ya evde durun beraber vakit geçirelim."

Demişti abisine dönüp. Fırat ise ne sevgilisine ne kardeşine laf yetişemeyeceğini anlayıp, direkt Melih'e işaret vermişti 'çıkalım mı' babında. Melih ise anında onaylamış ve kalmışlardı. Bunu gören Esra ise anında fırlamıştı fakat ne tesadüf ki abisi zaten hazır olduğundan direkt dışarı çıkmıştı ve abisinin peşinden de Banu çıkıyordu. Belki konuşurlar diye mani olmak istemedi hem de o da kendi sevgilisiyle konuşmak istemişti.

Fırat kramponlarını giymişti. Tam çıkacağı esnada ise Esra kollarını beline sarmıştı ve şakımaya başlamıştı.

"Aşkıımmmmm..."

Fırat Esra'nın kollarını bedeninden çekmeden sevdiğine doğru dönmüştü.

"He yavrum, efendim?"

"Gitmeseniz de beraber vakit geçirsek. Sen dersen abim ikna olur, lütfen, lütfen, lütfenn..."

"Esra, bir boş günümüz var zaten. Bırak onu da kendimize ayıralım. Yorma hadi yavrum."

Fırat sabahtan beri iş yerinde çıkan bazı olaylar dolayısıyla gergindi ve bunu da maalesef Esra'ya yansıtmış buluyordu. Anında pişman olmuştu ama Esra'yı da gerçekten kırmıştı. Esra hiçbir şey diyemeyip, kollarını Fırat'ın bedeninden çekip kapıyı açmıştı. Ne diyebilirdi ki zaten. Sevdiği adam açık açık söylemişti onlarla vakit geçirmek istemediğini. Fırat kapıdan çıktıktan sonra onu öpmek için Esra'ya yaklaşsa da Esra yaklaşmamış ve Banu'yu da içeri çekip kapıyı yüzlerine kapatmıştı.

  🌸        🌸        🌸         🌸           🌸

Esra'dan

Fırat'a çok kırılmıştım. Ne vardı yani beraber vakit geçirseydik? Ama daha fazla üstüne konuşmayacaktım sonuç olarak kendisi söylemişti benimle vakit geçirmek istemediğini. Yanımda durmak istemeyeni zorla tutacak değildim ne de olsa.

Şimdi de Banu ile oturmuş evde kısır, patlamış mısır, yaprak sarması eşliğinde film izliyorduk. Yaklaşık yarım saattir hem Banu'nun hem benim telefonum beş dakikada bir çalıyordu. Pek tabii kimlerin açtığını bildiğimizden açmıyorduk.

Benim telefonum tekrardan çaldığında artık Banu'nun sabrı kalmamış gibiydi.

"Ay aşk çiçeğim aç şu telefonu. İçim şişti yemin ederim, ağız tadıyla bir film de izletmiyorlar."