İlk Öpücük

165 5 30
                                    

Esra'dan

Saat gece yarısını çoktan geçmişti, uyumaya çalışıyordum ama bir türlü uyku içine çekmemişti beni. Sebebi belliydi aslında. Fırat'ı tam 7 gündür görmüyordum, abimle de buluşmuyorlardı. Çok özlemiştim onu. Acaba vaz mı geçmişti benden? Çok mu bunalmıştım onu? Tabii çok bunalmıştım. Sıkılmıştı benden herkes gibi. Kim olsa sıkılırdı benden zaten, kimse tam olarak sevemedi beni, her zaman bir şeyimde kusur olurdu. Genelde suskunluğum yüzünden sevmezlerdi beni, ama konuşursam içimden nasıl bir canavar çıkacağını bilmiyorlardı. Onlara göre hep susardım, suskundum, sıkıcıydım. Ama hiç sormadılar, bu suskunluğumun tek sebebi annemin vefatı sandılar hep. Babamı kimse bilmedi. Ki o da sevmezdi zaten beni. Baktıkça iğrendiğini düşünürdüm bazen. Babam bile beni sevmezken, Fırat'ın beni tamamen sevmesini bekliyordum. Aptallıktı yaptığım ama sevilmek istiyordum, değer verdiğim gibi değer görmek istiyordum. Çok mu şey istiyordum?

Bu düşünceler eşliğinde göz yaşlarım yanağımdan süzülürken gelen mesaj sesiyle irkildim.

Fırat: Yavrum 5 dakikaya sizin oradayım. İn de bir göreyim gül yüzünü, çok özledim seni.

Esra: Yeni mi aklına geldim kaç gündür? Gelme istemiyorum

Deli gibi istiyordum.

Fırat:Bebeğim bir aşağıya gel konuşalım, lütfen. Açıklayacağım sana kendimi.

Esra: Tatmin olmazsam?

Fırat: Tatmin edecek yollar bulurum ben seni merak etme. Hadi in balım.

Son mesajı sayesinde yüzümdeki gülümsemeye engel olamazken, aynanın karşısına geçip üstüme şöyle bir bakmıştım. Mickey Mouse'li şortlu takımımla gayette iyiydim bence. Üzerime kalın bir ceket alıp, odadan sakince çıkmaya başlamıştım.

Eso'nun şortlu takım(bayıldımmm)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eso'nun şortlu takım(bayıldımmm)

Vestiyerden çiçekli böcekli terliğimi de giydiğimde artık hazırdım.

Gayet atik bir şekilde kapıya atılıp açtığımda, bir de ne göreyim... Kapının önünde arabasına yaslanmış bir adet Fırat. Ama şimdi mutlu olma zamanı değildi.  Now İt's trip time kardesim. Versindi bakalım koca 7 günün hesabını.

Kapıyı çekip, oldukça sakin adımlarla yanına gittiğimde sarılmak için ileri atılmıştı ki, kollarından kendisini geri itmemle kalakalmıştı adeta. Onun gibi arabaya yaslanıp kollarımı birbirine bağlamıştım.

"Niye izin vermiyorsun sarılayım yavrum?"

"Niye izin vereyim?"

"üzülüyorum, yapma böyle."

"7 gündür de ben üzülüyordum ama kimsenin umurunda olmadı. Ne büyük tesadüf değil mi?"

Önüme geçip iki elimi de avuçlarının içine almıştı ve,

"Yavrum, bebeğim benim, güzel bebeğim yemin ederim ki çok yoğundum, çok çalıştım bu hafta. Öyle ki 5 saatlik uykuyla duruyorum yemin ederim. Özür dilerim."

Böyle deyince kıyamamıştım çünkü yalan söylemeyeceğini biliyordum. Ellerimi avuç içlerinden çekip boynuna dolamıştım. Onun ellerinin de belimi bulması geç olmamıştı.

"Asıl ben özür dilerim. Anlamadan dinlemeden küstüm sana. Affedersin beni değil mi aşkııımm?"

Son kısmı bilerek uzatmıştım çünkü bam teliydi. Elleri belimi daha sıkı sarmıştı ve,

"Affederim yavrum tabii affederim affetmem mi? Çok özledim kızım seni Esra diye öleceğim şerefsizim."

Konuşmaya devam ettikçe yüzünü yüzüme daha çok yaklaştırıyordu. Bir kahkaka patlatmıştım onun bu tatlılığına.

"Yalancı adi seni. Kandırıyorsun beni sen."

"Ne yalanı kızım ölüyorum diyorum aşkımdan."

Artık burunlarımız dip dibeydi ve o an ilk kez ilk adımı ben atmıştım. Alt dudağını iki dudağım arasına alıp emerek öpmeye başlamıştım. Birkaç saniye karşılık vermese de, daha sonra beni belimden kendine yaslayıp o da aynı işlemi benim üst dudağıma uygulamaya başlamıştı. Çölde susuz kalmış gibi kana kana içiyorduk birbirimizin dudaklarını. Artık nefesim kesilince geri çekilmiştim. Ve hemen kafamı onun boynuna gömmüştüm çünkü utanç basmıştı. Tam o anda keskin kahkahasını işitmiştim. Kafamı kaldırım yüzüne bakmıştım ki, hâlâ gülüyordu beyefendi hazretleri.

"Çok pardon neye gülüyorsunuz acaba beyefendi?"

"Hayatımda ilk defa bu kadar güzel utanan bir kişi görüyorum hanım efendi, ve takdir edersiniz ki bu kişinin benim sevdiğim ve benim kadınım olması gururumu okşuyor."

"Yaaa aşkım, çok seviyorum seni."

"Ben de seni çok seviyorum güzelim,çok hem de."

Gözleri tekrar dudaklarıma düştüğü zaman istediği şeyi anlamıştım. Bu sefer bana yaklaşan o oldu ve bende geri çevirmemiştim. Sıcak dudakları benim dudaklarımı buldu ama bu oldukça kısa sürdü çünkü çok yakından gelen sesle ikimiz de şoka uğramıştık. Abim...

"N'oluyor lan burada? N'apıyorsunuz oğlum siz?"

"Abii..."

"Melih..."

Bölüm sonu.

DELİ DEHŞET HASTA OLMAM SAKA MI??? ORUCUM BİLE BOZULDU AĞLICAM

SAFİ AŞKWhere stories live. Discover now