ON İKİNCİ BÖLÜM

20.5K 2.1K 2.6K
                                    


Selamlar. Romanımızın son çeyreğini yazıyorum fakat bir yandan da uzatıp uzatmamak konusunda kurguyu çalışıyorum. Aynı zamanda Tayga'nın hikâyesi olacak TEHLİKELİ MADDELER'i yayımladım, yakında bölümlerini de atmaya başlayacağım göz atabilirsiniz :) Oy vermek, yorum yapmak unutulmasın^^ sevgiler



ON İKİNCİ BÖLÜM


Güneş, Yorgan

Gracie Abrams, 405

Taylor Swift, I Look in People's Windows


Hep, birilerinin canını sıkıyormuş hissediyorum, dediğimi hatırlıyordum bir terapide. Ama biliyorum ki hayat bu... İnsanlara dokunmadan yaşamak zor. Ben de hiçbir şey yapmıyorum bu yüzden. Ama sonra bir gün kalkıyorum, bir öfke patlaması... Kime olduğu belli bile değil. Belki kendime. Belki en çok kendime. Zincirleme kaza yapıyorum öyle günlerde. Haftalarca kendimi affedemiyorum, konuşmuyorum kendimle; kuru ekmek vermiyorum. Affedemiyorum kendimi.

Ne için, diye sorduğunu hatırlıyordum terapistin. İnsan olduğun için mi?

İnsanlara dokunmadan yaşamak zor.

Serçeler bu yüzden yüksekten uçarmış.

Öldürürmüş basınç onları, yine de alçalmazlarmış.

Farkına varamadığımız şey, insanlara dokunmadan yaşamaya çalışırken; kendi karakterimizi körelttiğimiz, düşüncelerimizi silikleştirdiğimiz, yanlışa yanlış deme yetimizi kaybettiğimiz. Kendimizi sildiğimiz. Fabrika ayarlarımıza dönmeye çalışırken karanlık bir boşlukla yaşadığımız göğsümüzün orta yerinde açılan, kimsenin bize nasıl kapayacağımızı söyleyemediği.

Başka insanları da ilgilendiren durumlarda duygulara yer yoktur, mantık tek hükümdarı olmalıdır sözlerimizin ve hareketlerimizin; bir toplum olarak birlikte yaşarken ama, birbirine dokunmadan yaşamak zor değil imkânsızdır.

Kendini soyutladığında kendini korumuş olmazsın bu yüzden. Sadece kendini soyutlamış olursun. Farklı renkler belirdi gökyüzünde ve farklı fikirler yüzyıllar boyunca yürüdü dünya üzerinde, ayakları vardı onların ve elleri; icat ettiler, yok ettiler, savaşlar çıkardılar ve ülkeler kurdular.

İnsanlara dokunmadan yaşamak zor. İnsanlara dokunmadan yaşamaya çalışmak, imkânsız; ağrılı, acı verici, yok edici.

Ben öyle yaşamaya çalıştım.

Ne yararı olduysa 19 yıl boyunca.

Uyandığımda şafak yeni söküyordu. Gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeyi bekledim bir müddet hareketsizce, sırt üstü dönmeye çalıştığımda ise belime dolanmış ve beni sımsıkı yerimde tutan kolu fark ettim. Bile bile lades, diye fısıldadı içimde acı verici bir tebessümle gülümseyen kız; üzerinde beyaz bir gömlek ve yüzünde geceden kalma makyajıyla yağmurun altında eve yürüdüğü sabahki gibi yalnız başına. Bile. Bile. Lades.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 11 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SERÇELER AĞLADIĞINDAWhere stories live. Discover now